|| "Neyiz biz?" ||

236 15 6
                                    

"Ne hasta bekler sabahı
  Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan, bir günahı
Seni beklediğim kadar"

"Ne hasta bekler sabahı   Ne taze ölüyü mezar Ne de şeytan, bir günahıSeni beklediğim kadar"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🇹🇷

İkimizde bankalara oturmuş öylece manzarayı seyrediyorduk. Dağların topraklı görünümü içimi buğlarken yanımda çıkan ses odaklandım.

"Neyiz biz?"

"Çıkma teklifi etmedin. Hala aynıyız." Dedim.

"Ha sorun çıkma teklifi yani??"

"Bilmem."

"Pekâlâ öyleyse, hayatımın ufak bir bölümünde sevgilim daha sonra da karım olur musun?"

Dediği şeyleri idrak etmeye çalışırken kafamı ona döndürmüştüm. İkimizde gözlerimize odaklanmıştık. Ben olduğum yerde dururken o yüzünü bana yaklaştırıyordu. Zaten yakın olan bedenlerimizi yanına bir de yüzlerimiz yaklaşınca atan kalbimin nabzını duyabiliyordum.

Gecenin karanlığında, okyanus mavisi gözlerini ayın ışığı sayesinde görüyordum. Bana da açık yaklaşan yüzü artık benimle tamamen hizalıydı. Gözleri, dudaklarıma bir de gözlerimin içine baktı. İzin ister gibi bir hali olduğunda kendime sormuştum.

İstiyor muydum?

İlk öpücüğümü ona vermek istiyor muydum?

Kesinlikte istiyordum.

Başımı hafifçe salladığımda, sanki bu anı bekler gibi hızlıca dudaklarıma kapandı. Benim elim onun ensesini bulurken, onun ellerimi ise belimi bulmuştu. Dudaklarımı su içer gibi sömürürken ben öylesine duruyordum. Üst dudağımı dişlerinin arasına alıp ısırdığında istemsizce sesler çıkarıyordum.

O da bundan zevk alacak ki daha çok yapıyordu. Ben ise hala kıpırdamadan duruyordum.

Nefeslerimiz kesildiğinde ondan ayrıldım. Bana gülümseyerek bakıyordu. Birisinin gördüğünden şüphe edip, etrafa baktım. Kimse olmayınca ona döndüm. İkimizde birbirimize bakıp gülmeye başladık. Gülücüklerimiz kahkahaya döndüğünde artık kendimi mutlu hissediyordum.

"Evet, seninle olurum. Görev arkadaşın,sevgilin, eşin ne istersen olurum." Dedim.

Bana bakıp sıkıca bana sarıldığında bende kollarımı boynuna doladım. Kokusu o kadar güzeldi ki beni mest ediyordu. Dayanamayıp boynuna öpücük kondurduğumda o da aynısını yapıp boynumu öpmüştü.

"Seni seviyorum." dedim öpücüğümün ardından.

"Bende sana aşığım." dedi.

Sarılmanın ardından dudağıma bir kere daha buse kondurduğunda ikimizde ayaklanmıştık. İlişkimizi şuan söyleme niyetimizin olmadığını düşünüyordum. İkimizde karargaha geri girdiğimizde; ben odama, o odasına gitmişti.

Odama geldiğimde rahat bir düşün ardından üzerimi giyip kendimi yatağıma bıraktım. Yanımda gelen bildirim sesi ile telefonumu elime aldığımda, yüzbaşından gelen mesajı gördüm.

"İyi geceler, etkinden söylemeyi unutmuşum:)"

🇹🇷

Sabah güneşinin doğması ile kalktığımda üzerime üniformamı giymiş, postallarımı giymiştim. Saçlarımı at kuyruğu yapıp ördükten sonra telefonumu da cebime attım. Aynada dün geceden sonra şişen üst dudağıma gülümsedim istemsizce. Son olarak tabancayı belime sabitleyip odadan çıktım.

Yemekhaneye geldiğimde bizim kadro tam takır bir şekilde oturuyorlardı. Bende kahvaltımı alıp yanlarına oturdum. Yüzbaşı ise tam karşımdaydı.

"Günaydın komutanım." Dedi Atlas.

"Günaydın." Dedim.

"Öhm, komutanım bir şey sormak istiyorum." Dedi Zemir.

"Buyur?"

"Sizin dudağınız niye şişti acaba? Hayır şeyden sordum dün gece sizi yüzbaşım ile gördüm de, hani öyyyyleee bir sorasım geldi." öyle kelimesini uzattığında aklıma "Eltilerin Savaşı" filminde ki Sultan geldi. O da eltisine böyle seuler derken öyyyllee aklıma geldi derdi. Neyse bu bir yana, dün gece kimse yoktu.

Zemir bizi nasıl görmüştü?

Yüzbaşı ise karşımda sırıtırken, ben verecek cevap arıyordum. Masadakiler de olayı anlayıp sırıtıyorlardı.

"Sinek ısırmış." Dedim aklıma ilk gelen yalanla.

Zemir ise kıkırdayıp yüzbaşına döndü.

"Yüzbaşım, siz ne zaman sinek oldunuz?"

Masadaki herkes gülerken istemsizce bende gülmüştüm. Kimseye söylemeyi düşünmezken herkes öğrenmişti. Ama kızmıyordum. O benim sevgilimdi ve biz tim komutanlarıydık. Er yada geç bu öğrenilecekti. Erken olsa bir şey değişmeyecekti.

"Konu üstteğmeniniz olunca ben avlayan sinek oluyorum." Dedi yüzbaşı. Yanaklarım deli gibi yanarken utançla başımı yemeğe çevirdim. Herkesten 'ooo' sesleri yükselirken yemeğimi hızlıca yeyip burdan gitmeyi düşünüyordum.


🇹🇷

Merhaba
Nasılsınız?
Bölüm kısa oldu kusura bakmayın, sınav haftamdayım.
Fikirleriniz neler?
Oylamayı unutmayın ⭐

OKYANUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin