BİZİM İÇİN #2

15

Belimi sıkıca kavrayıp kendine çekti. Sırtım göğsüne çarptığında ellerini belime doladı. Başını omuz boşluğuma yasladığında büyülü kokusu burnuma doldu. Gözyaşlarım hala inatla akmaya devam ediyordu. Onları durdurmak hiç mümkün olmamıştı. Ait olduğum yer burasıydı işte tam burası. Onun kollarının arası ve içime dolan huzur kokan nefesi.

Aras: iyi misin?

Arya: bırak beni.

Göğsüme doladığı kollarının arasından kurtulduğumda omuzlarımdan yakaladı ve kendine çektiğinde bakışlarını bakışlarıma sabitledi.

Aras: ben sana gidebilirsin dedim mi?

Arya: seninle konuşmak istemiyorum.

Aras: henüz konuşmamızın bittiğini sanmıyorum.

Arya: ah, tabi sen ne zaman istersen o zaman biter değil mi?

Aras: evet ve ben bitti dediğimi hatırlamıyorum.

Arya: bunu duymak istemiyorum, bırak beni.

Aras: neyi?

Arya: canımı yakmaya falan mı çalışıyorsun?

Aras: söyle Arya neyi duymak istemiyorsun?

Arya: yapma Aras, istemiyorum işte yapma.

Bakışları bir saniye olsun gözlerimden ayrılmazken dudaklarından dökülecek kelimeleri duymamak için tuttuğu kollarımı avuçlarından çekmek ve delicesine kulaklarıma bastırmak istiyordum.

Arya: bana şöyle bakmayı kes.

Aras: nasıl bakıyorum? vazgeçecek gibi mi yoksa kalıp sevecek gibi mi?

Arya: vazgeçmeyi bakışlarına bu kadar derin işlemeni sağlayacak ne yaptım?

Aras: bana böyle baktın Arya, bana sadece böyle baktın. 

Arya: sana böyle bakmadım.

Aras: hatırlamıyorsun bile değil mi? 

Arya: neyden bahsediyorsun?

Aras: dün Arya, dün bana seni asla affetmeyeceğim derken böyle baktın. bana benden her an vazgeçmeye hazırmışsın gibi baktın ve işin kötü yanı Rana seni affetmeseydi bunu gerçekten yapacaktın.

Gerçekten ona böyle baktığımın farkında bile değildim. Onu kırdığımı tahmin etmiştim ama ona böylesine güvensizlik dolu bir bakış attığım için kendimden utanıyordum.

Arya: hayır, bunu yapabilseydim defalarca denediğim o aptal zamanlarda yapardım.

Aras: ya da asla affetmeyecektin öyle mi?

Arya: bak, biliyorum öyle söylememeliydim çok üzgünüm. beynime işleyen korku sahneleri dudaklarımdan dökülen kelimeleri esir almış gibiydi. ne düşünmem gerektiğini bilemiyordum, çok üzgünüm.

Yanağına dokunmak için uzandığımda kollarımı bırakıp geri çekildi.

Aras: nasıl hissettiğimi hiç düşündün mü Arya?  

Arya: ben..

Aras: kendimi sürekli hayatının arka planında kalacakmışım gibi hissettim. asla oradan sıyrılmayacak, asla hayatının merkezine dahil olmayacakmışım gibi hissettim. sen istediğin zaman her şeyden vazgeçip gidecekmişsin gibi hissettim. bunun nasıl bir şey olduğunu tahmin edebiliyor musun? biliyorum çok saçma ama bunu içimden atamıyorum. 

Arya: biliyorum, hepsi benim yüzümden. o kadar arada kaldım ki hangi tarafta olmam gerektiğine karar veremedim ve bu kararsızlığım yüzünden seni defalarca paramparça bir halde bıraktım ama artık bitti. artık sadece sen varsın ve ben bunu sana kanıtlayacağım.

Aras: senden büyük bir şey istemiyorum, sadece bana güvenmeni istiyorum.

Arya: sana tüm kalbimle güveniyorum.

Aras: bunu hissetmek istiyorum Arya.

Arya: söz veriyorum sana bunu hissettireceğim.

Aras: benden vazgeçmeni istemiyorum.

Arya: yanımda sen olmadığın hiçbir sabaha uyanmayacağım.

Aras: bana sırtını dönmeni istemiyorum.

Arya: bunu uyurken bile yapmayacağım.

Aras: sadece beni sevmeni istiyorum.

Arya: sadece seni seveceğim.

Aras: ağladığın zaman seni öpmek istiyorum.

Arya: biliyorum.

Aras: hala ağlıyorsun.

Arya: evet.

Aras: ve ben seni öpmek istiyorum.

Arya: benden nefret ediyorsun.

Aras: gel buraya.

Arya: hayır.

Aras: pekala, kendim alırım.

Elini belime atıp sertçe kendine çektiğinde ellerimi omzuna doladım. Bedenin sıcaklığı etrafımı sardığında belimdeki kollarını daha sıkı sardı. Öyle sıkı sardı ki bedenimde hissettiğim kalp atışları onu ne kadar kırdığımı vurgular gibiydi. Korkmuştu. Belki beni kaybetmekten belki bizi kaybetmekten ama korkmuştu işte. Kendimi suçlu hissediyordum. Beni bu kadar çok seven adamı üzmeye hakkım yoktu. Hayallerimin başrolünü üstlenen bu adam üzülmekten başka her şeyi hak ediyordu. En çok da mutluluğu. Her şeyin yoluna girdiğini düşünmüştüm ama eksik olan bir şey olduğunu fark etmemiştim. Bunu yapacaktım. Ona kendimi en güzel şekilde affettirecektim. Bunu en güzel ve en özel şekilde yapacaktım.