Yine sıkıcı bir matematik dersiydi. Özlem hoca o koca burun deliklerini öğrencilere göstererek desibeli tahmin edilemeyecek düzeydeki garip sesiyle öğrencilere matematik dersi anlatmaya çalışıyordu ki tek bir sorun vardı kimse anlamıyordu. Ayse bile anlamıyordu. O gün bir gariplik vardı zaten Ayşenin üzerinde. Tadı tuzu yoktu hiç. Sınıfta oturuyordu biryere gitmiyordu. Kağıda birşeyler karalayıp internette takılıyordu. Bir ara sınıfta bir sessizlik oldu. Ayşe birsey oldu sanıp kafasını kaldırdı ama hiçbişey yoktu. Hiçbirsey yoktu evet ama garip olan sınıfta kimse de yoktu. O ve Ayşe den baska tabiki. Cenk sınıfta en arka sırada oturuyordu. Öğretmenlerin uğraşıp da dağıtamadığı en iyi koalisyon biçimi olan arka dörtlüdendi yani. Ayşe ise en önden üçüncü sıradaydı. Ayse ara sıra farkettirmeden arkasına dönüp bakmaya çalışıyordu ama her defasında Cenk'in delici yeşil gözlerinin hedefi oluyordu. "Bu çocuğun işi gücü yok mu da bana bakıp duruyor ya?" dedi içinden. Yada öyle sanıyordu. Cenk'in "hayır yok" deyişiyle içinden değilde sesli olark söylediğini fark etti. Ayşe çok utanmış olacak ki yanakları al al oldu hemen sessizce kalkıp kızların her türlü durumda kritik karar alma,zor durumlardan kurtulma ve dersten kaçma yeri olan kızlar tuvaletine gitti. Aynaya baktı ve "naptın kızım sen?" dedi kendi kendine. "Allah'ım napıcam ben? Ya benimle konuşmak isterse?" diye devam etti o sırada onu kendine getiren sifonu çeken baska bir kız olmustu. Aysenin utancı kat kat arttı. Kendini yalnız sandı ama baskaları da vardı içerde. Kedini bir anda dışarı ve karşısında 3'ü bir aradaları buldu. "İrem,Eda,Esma" Eda "ooo Ayşe hanım sizinle sınıfın dışında karşılaşmak büyük şans, siz böyle topluma gelirmiydiniz? Biz sizi sınıf köşelerinde görmeye alışığız. Hayırdır ilk buluşma kısa mı sürdü??" dedi. Ayse de "saçmalama kızım olanları bir duysan böyle demezsin" dedi İrem de hemen meraklı melahat edasıyla "anlat hemen anlat noldu?" dedi. Ayşe "burda olmaz yürüyün koridorun sonundaki camın önüne gidelim orası sakindir şimdi" dedi. Camın oraya gelince Ayşe başladı anlatmaya. Bitincede "kimseye söylemek yok tamam mı?" dedi Esma hemen "sanki biz herzaman dedikkdu yapıyoruz da bizi uyarıyosun Ayşe! Aşk olsun sana ama!.." deyince Eda hemen "Aşk olsun tabi baksana suna hahahaha" dedi. Eda bu espriyi patlatınca hep beraber gülüştüler. Eda "Kızlar öğle arası kantine gidip çayla tost alalım" dedi Ayşe de "aynen sabahtan beri bişey yemedim hem kendime gelirim." dedi. Zili duyunca sınıfa girdiler. Ayşe kapıdan girerken arka sıraya bakmadı hemen yerine oturdu. İrem'e sordu "kanka baksana bakiym bakıyo mu?" dedi. İrem'in cevabı basit, "Sence?". Ayşe o ders kafasını toparlayamadı. Ders boyunca aklında hep "hayır yok." sesi dalgalandı nedensizce. Bir ara iyice dalmış olacak ki tuğba hocanın "heeey kime söylüyorum!??" diye inlemesiyle irkildi. Bunu farkeden Tuğba hoca "ayşe tenefüste yanıma gelirmisin? Konuşsak iyi olur bence." dedi. Ayse de kafasını sallayarak onayladı. Tüm bunlar olurken Cenk sadece izliyordu dışardan. Bakıyordu ama tepki vermiyordu. Cenk hırslı bir çocuktu ve istediğini alırdı. Ya seve seve alırdı ya da parasıyla. İmkanı vardı buna. Ve Cenk ne istediğini biliyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet
ChickLitKızlar için onları koruyan bir melektir 'Abi'leri. ama unutulmamalıdır ki; Azrail de bir melektir.