Emanet

O'nu İlk Görüş

Ayşe okulda başarılı bir kızdı. Derslerinde de sosyal faaliyetlerde de gayet başarılıydı. Hem güzel hem de zeki; bir kızda zor bulunan iki element onda gayetde şık duruyordu. Bu başarısı öğretmenlerinin gözünden kaçmamıştı ki okul yönetimi ayşeyle yakından ilgileniyordu. Annesini okula çağırıp ayşenin başarısını konuşuyorlardı. Ayse bukadar çalıskan olmasına karşın inek bir kızda değildi. Arkadaşlarıyla çok haşırneşirdi. Onların dertlerini kendi dertleri sayardı. Sosyal bir kızdı ayşe. Okuldaki birçok kulübün calışmalarına yardım ederdi. İnsanlara yardım etmeyi severdi. Arkadaşları ona hep "ayşe arkadaşlarınla ilgilendiğin kadar birazda kendinle ilgilensen var ya seni önünde kimse duramaz" diyorlardı. O da "arkadaşlarımla ilgileniyorum çünkü ben düşünce beni kaldıracak birileri olmalı arkamda" derdi hep. Onun bukadar göz önünde oluşu sadece öğretmenlerin dikkatini çekmemişti tabii. Bir çok erkeğinde gözdesiydi ayşe. Tabi her güzelliğin bir kusuru vardır ki onunda erkekler için kusuru abisi Fatih'ti. Gerçi abisi faktörü olmasa da ayşe için öncelik kariyeriydi. Hoş bu güzellikle evde kalacak değildi ya? Ama o her nekadar kariyerini ön planda tutsa da onunda takılı kaldığı bir nokta vardı elbette. "Cenk". Evet evet Cenk. Ayşe'nin içinde Cenk'e karşı tanımlayamadığı bir duygu vardı. Sevgi mi? Aşk mı? Yoksa sıradan bir hoşlantımıydı bunu Ayşe'de adlandıramıyordu. Cenk yakışıklı bir çocuktu. Uzun boylu, omuzları geniş kolları abartılı olmayacak kadar kaslıydı. Kas budalası bir erkek degildi ama fit görünmeye önem gösteriyordu.yeşil gözlüydü Cenk. Yakut gibi parıldayan delici bakışları olan yeşil gözleri vardı. Ailesi zengindi epey varlıklıydı hemde. Fabrikatörlerdi duyduğuna göre. Okula kimi zaman babasının aldığı arabayla geliyordu. İşte Ayşe'yi vuran nokta buydu. Cenk biraz budalaydı. Zengin züppeydi evet ama diğerlerinden daha farklıydı. Parasıyla hava atmıyordu hiç. Arkadaşları bazen "sen zenginsin be oğlum ne okuyosun ki boş yere?" diye sorduklarında "parayla okumak isteseydim babama kolej yaptırırdım orda okurdum. Ama orda okusaydım dostlarım parayla satın alınabilirdi ama siz ise paha biçilemezsiniz" dedi. İşte Ayse tam da bu sözü duyduktan sonra Cenk e karşı farklı bakmaya başladı. Bukadar zengin,bukadar imkanı olan biri neden böyle yapıyordu anlamlandıramıyordu? Neden? Halbuki istese birsürü güzel kızla birlikte olabilirdi. Onlarla gönül eglendirebilirdi zevkini alabilirdi ama hiçbiyerde böyle bir sey duymamıştı onun hakkında. erkekti sonuçta bir evin bir oğluydu. Babasının parasıyla şımarmamıştı hiç. Babasının defalarca seni bu okuldan alalım koleje yazdıralım teklifine sert çıkmıştı cenk. İşte Ayşe'ninde çekici bulduğu yer burasıydı. O diğer erkeklerden farklıydı tanıdığı kadarıyla. Ayşe'nin tek temennisi Cenk'in tahmin ettiği gibi biri olmasıydı. Nede olsa bir kitabı kapağına bakarak almak yanlış olurdu. Onun içini görmek istiyordu ayşe. Cenk'i okumak istiyordu. Öylede yapacaktı. Cenk, Ayşe'nin okuduğu son kitap olacaktı..