Ayşe önceleri okula bu kadar hevesli gitmezdi. Çalışkandı evet ama o da diğer tüm öğrenciler gibi okula istemeye istemeye gidiyordu. Ama son bir ay içinde bu kanı değişmişti onun için. Sanki okula Cenk için gidiyordu. Bugün de özenle hazırlandı,saçlarını taradı parfümünü sıktı. Artık hazırdı. Kendine daha çok dikkat ediyordu son zamanlarda. Okula geldi ama çok büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Cenk okulda yoktu. Arkadaşlarından Zeki'ye sordu Zeki de "ben bilmiyorum ki gelip gelmiceğini? Aradım açmıyor da zaten.." deyince Ayşe o gün ümidi kesmişti. Derken ikinci dersin ortasında kapı çaldı ve Cenk içeri geldi. Ayşe'nin gözleri parlıyordu. Cenk'i arka sıraya doğru giderken izlerim diye düsünürken bir de baktı ki Cenk tam üzerine doğru gelmeye basladı. Ve bir anda çantasını masaya bırakarak Ayşe'nin yanına bıraktı kendini. Ayşe Cenk'in oturduğu sıraya bir baktı ki Eda Zeki'nin yanına oturmuştu, Cenk'te ayaka kalmamak içib Eda'nın yerine oturdu. Ayşe'nin hercanı iki kat arttı. Şuana kadar en fazla karşısındaki masaya oturabilen Ayşe, yanında birden Cenk'i görünce dünyalar onun oldu. Heyecandan önündeki kalemliğe elini çarparak ikisinin ortasından yere düşürdü. İkiside eğilip almak için hamle yaptı ama Ayşe daha hızlı eğilip alınca kalkmak istrdi fakat başını kaldırırken yukarda Cenk'in olduğunu unuttu. Ayşe Kafasını Cenk'in şişen gözüne vurunca Cenk acıdan yüzünü öyle bir ekşitti ki Ayşenin içi gitti ve hemen "ayy çok acıdımı??" deyip dokunmak istedi o sıra hızlı davranıp Ayşenin elini tutan Cenk "dur dur dokunma zaten acıyo!" dedi. Ama bir gariplik vardı. Ayşenin parmağında yara bandı vardı? "Noldu parmağına?" diye sordu. Ayşe de utanarak "yemek yaparken oldu." dedi. İşte cenk için bir fırsat!!! Konu açmak için malzeme buldu ve "aaa yemek mi yapıyorsun??" dedi ve ardından koyu bir sohbete daldılar ders boyunca. Ders bitiminde Cenk kolundan tutup "gel benimle!" dedi. Beraber kantine gittiler Cenk onu bir masaya bırakarak "bekle beni hemen geliyorum!x" deyip gitti. Ayşe şaşkındı. Birazdan Cenk elinde pansuman malzemeleriyle geri geldi. Ayşe "ya ne gerek var altı üstü ufacık bir kesik, bişey olmaz bundan." dedi. Cenk'te "öyle söyleme. Ummadık taş baş yarar" dedi. Büyük bir özenle yara bandını açan Cenk, pamuğa oksijenli su damlatıp yarayı temizledi. Ardından temiz bir yarabandını geri yapıştırdı. Tüm bunları yaparken Ayşe'nin narin elleri, Cenk'in avuçlarındaydı. Fakat Ayşe artık eskisi gibi heecan yapmıyordu. Fakat çok etkilenmişti. Okuldaki bir çok kızın peşinden koştuğu fakat hiçbirine yüz vermeyen Cenk, onun eline pansuman yapıyordu. Zaten oturduğu yerden etraftakilerin bakışlarındaki kıskançlığı görebiliyordu içinden kendi kendine "bunu ben kaptım başka kapıya!" dedi. Sonra Cenk'e farkettirmeden gülümsedi. Yada o öyle sandı. Cenk "nee gülüyorsun?" deyince durumu kurtarmak için "doktor uzmanı Cenk Kocayurt, ameliyathaneden bekleniyorsunuz!" dedi. Cenk gülerek "aslında hasta bakıcı cenk bey demek istedin heralde?" deyince Ayşe gamzelerini hunharca meydana çıkararak gülümsedi. Onun yaptığı her espriye komik olmasada gülüyordu çünkü. Akşam eve gelince Ayşe parmağındaki yarabandına baaakıp duruyordu. İçinden "bu yarabandını hic atmiycam, hep sakliycam" dedi. Nede olsa Hoslandığı çocuk ona çicek almasada yara bandı almıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet
Romanzi rosa / ChickLitKızlar için onları koruyan bir melektir 'Abi'leri. ama unutulmamalıdır ki; Azrail de bir melektir.