Ayşem!

26 2 1
                                    

Ayşe Bara geldi ve kızlarla selamlaştı. Gözleri bir ara O'nu aradı ama nedense ortalıklarda yoktu. Olmaması daha iyiydi zaten. Duyduğuna göre o da bikaç erkeklr beraber tepede biryerde mangal partisi tarzında birsey yapacaklarmış. "Amaaan nekadar uzak okadar iyi.." deyip miskete kaptırdı kendini.Ardından herkes eğlencenin dibine vurdu. Saat 11 e doğru yaklaşmıştı. Dinlenmek için barın önüne geldi ve barmanden bir vodka istedi. Ayşe o gece şampanyadan sonra kesenin ağzını açmış, iyice alkole alışmıştı zaten. Barman da hemen tezgahın altında birşeyler karıştırıp bardağı önüne koydu. Ayse umursamadan bardağı dikti kızların "napıyosun sen manyak! Çarpar bu seni!!" diye uyarmasına rağmen elinin tersiyle işaret ederet "umurumda değil" havası vermek istedi. Kızlar Eğlencenin tadına varmışlardı. Ama bir ara Ayşe ortalıktan kayboldu. Tuvalete gidipbaktıklarında Ayşe kusuyordu, hemde böğüre böğüre. Esma Ayşe kızım sen hiç iyi değilsin, zaten ağzınla içmiyosun ki su meleti! Seni eve götürelim biz en iyisi" dedi. Eda'yla İrem de en iyisinin bu olduğu kanaatine vardılar. Bardan dışarı çıkardılar onu ve gelen ilk taksiye bindirip adresi tarif ettiler. Ayse'ye eve kendin girebilecekmisin diye sordular oda "okadarını kendim yaparım siz eğlenmenize bakın" dedi zar zor. Taksici de kafasını salladı fakat hiç birşey söylemedi zaten gece karanlıktı kimse görmemişti. Gerçi görselerde ne değisecekti ki alt tarafı kafasındaki kepiyle bir taksiciydi. Yada öyle sandılar. Ayşe biraz olsun kendindeydi ama kolunu kaldıracak hali yoktu. Bir ara gözü camdan dışarı kaydı ve bir terslik olduğunu fark etti. Burası onların oturduğu mahalleye hiç de benzemiyordu. Sokak lambalarının sayısı azalmış, etraf karanlıktı. Ayşe Olanca gücüyle "burası bizim adres değil, yanlış yere gidiyoruz!" dedi. Adam frene asıldı ve arabayı durdurdu. Şöför koltuğundaki adam kafasındaki kepi çıkararak arkasını döndü ve Ayse'ye baktı. Ayşe "sarhoş olmasan size Cenk derdim" dedi. Adam da Ayşe'ye hiç yabancı gelmeyecek bir sesle "yanılmazsın!" dedi. Ayşe afalladı. Gözlerini ovuşturdu ve daha dikkatle baktı. Bu Cenk'in ta kendisiydi. Ayşe bağırmak istedi ama yapamadı az önceki gücü dahi yoktu üzerinde. Ikınarak "bana naptın?" diyebildi. Cenk'te sinsi sinsi bakışlar atarak "vodkanı bukadar çarpmiyacağını bildigim için küçük bir arkadaşımdan yardım aldım* dedi ve pis pis güldü. Ayşe orada anladı durumu. O barman Tezgahın altında içkiye saglam bir ilaç atmıştı. Cenk intikam için barmanı kiralamıştı. Bukadar kolaymıydı insanlara ihanet etmek? "Adamla konuştum. zaten az bir maaşla çalışıyormuş. Eline biraz nakit tututşturunca aklı döndü. İnsanlar para için anasını babasını satar olmuşlar." dedi Cenk. Ayşe dehşet içindeydi. Kıpırdayamıyor konuşamıyordu. Çıkıp bağırsa bile etraf ıp ıssızdı kimse duyamazdıki zaten onu. Olacaklara hazırlıyordu kendini. Napacaktı? Öldürecekmiydi onu? Neden öldürsün ki? Hem suç işleyip hapse girerdi. Ama o zengin biriydi. Parasıyla çıkardı tekrar dışarı. Ayşe Bunları düşünüp kaçış yolu ararken Cenk birazdaha gidip bir kenara çekti arabayı. Ormanda biryerdi burası. Ayse daha önce gelmemişti ve neden gelsin ki böyle bir ormana? Çaresizce olanları izledi. Cenk arabadan indi ve arabanın arkasına geçip bagajı açtı. Biraz oyalandıktan sonra geri geldi. Kapıyı açtı ve Ayşe'nin üzerine eğildi. Ayse heyecanlanıp hızlı hızlı nefes almaya başladı. Cenk Ayşe'nin kulağına eğildi ve "korkma hayatım. Cengaverin burda!" dedi fısıldayarak. Sonra boynunu kokladı ve "mmm bakıyorum da en sevdiğim parfümünü sıkmışsın yine?" dedi. Sonra bir anda olanla oldu ve Cenk elindeki bezle Ayşe'nin Ellerini arkadan bağladı. Ardından ağzını bağladı ki ayılıp bağırmasın diye. Sonra bir anda kafasına bir çuval geçirdi. Ama bu çuval ışık geçirmiyordu. Işık namına bir parıltı dahi yoktu. Bir ara Cenk Kenaa çekildu sanki Ayşe öyle hissetti. Ama duyduğu ses karşısıda kulaklarına inanamıyordu. Cenk pantolonunun kemerini mi açıyordu? Yoksa onu kemerle dövecekmiydi? Keşke dövseydi Cenk onu. Ayşe temiz kalpliydi. Nereden bilecekti ki o kemerin dayak için çıkarılmadığını. Öyle bir ihtimali düşünmüyordu bile. Cenk'in bunu yapacağını hayal bile edemiyordu. Cenk'i böyle tanımamıştı o. Fakat Ayşe bir anda Cenk'in koca ellerini vucudunda hissetti. Belindeydi elleri. Yukarı doğru okşayarak geliyordu bedenini. Ayşe çırpınmaya debelenmeye başladı. "DUR!" demek istiyordu ama olmuyordu sesi çıkmıyordu ki? Cenk çuvalın altından ellerini Ayşenin dudaklarına koyarak "şşşş.. Korkunun ecele faydası yok ki?" dedi ve bir anda hayvani bir güçle elbisesini yırtarak açtı. Cenk'in intikamdan gözü dönmüştü. Ayşenin tazecik,masum bedeni Cenk'in karşısında tıpkı yavru bir ceylanın Avcı aslan karşısındaki çaresizliği gibi duruyordu öylece. Aradan yarım saat geçmişti. Cenk intikamını almıştı. Ayşe ise, ağlamaktan şişen gözleri ve yara bere içinde kalan vucuduyla yatıoyrsu arabanın arka koltuğunda. Cenk üzerini toparladı ve "sende de ne cevherler varmış? Senin gibisini ilk defa görüyorum." deyip pis pis güldü. Ayşe duyduklarına mı üzülseydi yoksa yaşadıklarına mı? Bağırmaya çalışmıştı ama sadece inleyebiliyordu bu yüzden boğazı tahriş olmuş sızlıyordu. İnanamadı Ayşe. Daha birkaç ay öncesine kadar onu sevgiyle saran kollar az önce sapkınlıkla sarmıştı. Daha önceden onun naif ellerini tutmaya kıyamayan eller, az önce bedenindeydi. Daha fazla çırpınmadı Ayşe. Çünkü aklına Annesi, ve abisi gelmişti. Peki Ya şimdi ne yapacaktı? Nasıl bakacaktı annesinin, abisinin yüzüne? Herkesten sakladığı bu sır ona neler yapmıştı böyle? Cenk tekrar geldi ve Ayşenin yüzüne bakarak "eğlence daha yeni başlıyor kızım sabret biraz..." deyip Ayşe'nin arabanın dışındaki bakaklarını içeri sokarak kapıyı sertce kapattı. Arabayı sürmeye devam etti. Ayşe'nin kafasını koyduğu taraf çuvaldan sızan gözyaşlarıyla ağlamaktan ıslanmıştı artık. Cenk biraz sonra arabayı tekrar durdurdu ve arabadan indi. Ormanda arkadaşlarıyla mangal partisi veriyordu son akşam. Ayşe'yi de oraya getirmişti. Cenk Arkadaşlarına "beyler bu akşam hepimize bir mezuniyet hediyesi getirdim. Hir kullanmayın diğer arkadaşlarınızı da düşünün" dedi ve pis bir kahkaha attı. Çok kalabalık değillerdi okuldan 3 kişi ve dışardan birkaç arkadaştılsr. Herkes sırayla Ayşeye bu sapkınlığı, bu kötülüğü uyguladı. Önce okuldan arkadaşları ve sonra dışardan olanlar. Ayşe artık içinden Allah'a yalvarıyordu "nolur canımı al da kurtar beni!" diye. Bir kıza, gencecik bir kıza bu yapılırmıydı? Son gelen adam da Ayşe'ye sahip oldu. Ama sonuncu kızın kim olduğunu merak etti. Çuvalı çıkarmak istedi. Kızın başındaki çuvalı çekip alan adam dondu kaldı. Ayşe gözlerini açtı ve oda sanki taş kesildi. Çünkü o adam abisinden başkası değildi. Fatih sadece 'Ayşem!" diyebildi. Cenk Fatih'ide mangal partisine çağırmıştı. Abisini karşısında gören Ayşe hunharca ağlamaya başladı çığlıklar atmaya başladı, kafasını arabanın kapısıma vurmaya başladı. Delirdi Ayşe. Abisiydi o. Onu herşeyden koruyup kollayan adam, babasının varisi az önce ona tecavüz etmişti. Fatih elindeki çuvalı düşürdü. Sustu kaldı. Çünkü altında yatan körpe beden kız kardeşiydi. Cenk "olum Fatih sen de ne doymaz adammışsın be gel artık etler soğudu" dedi gülerek. Ardından bir el silah sesi duyuldu. Oradaki herkes otrduğu yerden ayağa kalktı panikle. Ses arabadan geliyordu. Tam arabaya yönlediler ki bir el silah sesi daha duydular. Biraz sonra kapıyı açtıklarında herşeyi anladılar. Fatih önce kız kardeşinin kafasına sonra da kendi kafasına sıkmıştı..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin