Yine Bir sabah Ayşe herzamanki gibi okula gitmek için hazırlanıyordu. Artık lise sona gelmişti ve kısa bir zaman sonra mezun olacaktı. Herzamanki gibi abisiyle geldi okula. Sınıfa girdi. Ama bu sefer gözleri en arka sıraya değil yere bakıyordu. Artık o yemyeşil gözlere hayran değildi. nefret doluydu onlara karşı. Çünkü o gözler ona yalan söylemisti. Ayşe artık o pastahanenin önünden bile geçmiyordu. O'nunla gittiği yerlere uğramamaya çalışıyordu artık. Buda Bitmişti her aşk gibi. Ayşe gerçektende bitirmişti onu. Unutamamıştı evet. Çünkü unutmak kolay birşey değil. Sadece hatırlamamaya çalışıyordu. Okulun son haftaları böyle geçmişti. Ayşe'de bitmişti bitmesine rağmen ama Cenk henüz bitirmemişti. Çünkü o akşam onu herkesin önünde rezil etmişti. Heleki babasının önünde. O akşam babası ona hiç olmadığı kadar tepki gösterip "şerefimi iki paralık ettin!" diyerek tokat atmıştı. Ardından Cenk'in banka hesaplarından paraları çektirmiş üstelik arabasını da elinden almıştı ceza olarak. Fakat okuldan kaydını aldırmayıp ona en büyük cezayı vermisti. "Saçma sapan zevklerin yüzünden rezil oldum. Şimdi uçkurunla birlikte mezun olana kadar kal orda da aklın başına gelsin!" demişti. Bütün bu olanlar Cenk'e fena koymuştu. İntikam almayı kafasına koymuştu birkere. Okulun son haftaları bu şekilde geçmişti. Sessiz,pişmanlık dolu,intikam ateşiyle yanan son zamanlar böyleydi. Ayşe sessiz ve pişman, Cenk öfkeli ve intikam ateşiyle yanıyordu. Bunlar oladursun geçen zaman zarfında Fatih de işinde iyice yükselmişti. Daha önce sigortalı işçi olarak girdiği fabrikada önce şef olmuş daha sonra da müdür yardımcılığına kadar yülselmişti. Hem fabrikadakilerle hem de Cenk'le yakın ilişkiler kurmuştu. Ama nedense Fatih artık değişmişti. Eve geç gelmeye başlamış, alkole alışmıştı. O delikanlı Fatih'in yerini salık, umursamaz parayla gözü dönmüş bir adam almıştı. Ortamı görünce değişmişti kısaca. Cenk'le birlikte iş toplantılarının ardından partilere gidip kızlarla eğleniyorlardı. Kimi zaman eve gelmediği oluyordu. Ozamanlarda da partide bulduğu bir kızla otelin birinde sabahlıyordu. Abisini bu hale getirenin Cenk olduğunu çok iyi biliyordu Ayşe fakat bişey yapamıyordu. Eğer abisine Cenk'in eski sevgilisi olduğunu söyleseydi olacakları tahmin bile edemiyordu. Zaman böyle akıp geçti ki vakit mezuniyet akşamına kadar geldi çattı. Koskoca lise artık bitiyordu. Dört yıl geride kalmış, bitmeyecek dostluklar edinilmişti. Beraber üzülüp beraber ağladıkları zamanlar olmuştur lise arkadaşlarının. İşte tüm bunlar son bir geceyle bitecek, herkes hayata atılacaktı. Son geceden önce Okulda olan tören yapılmış, hocalarla vedalaşılmıştı. Artık herkes yarınki geceyi bekliyordu. Ayşe dışında. O gitmek istemiyordu. Çünkü oda gelecekti. Kızların ısrarı üzerine dayanamadı. "Son gecemizde bari beraber olalım Ayşe yapma lütfen!??.." gibi duygu sömürüleri sonucunda ikna olup "amaaan ben sanki ona gidiyorum, arkadaşlarım için gidip eğlenicem" dedi ve gitmeye karar verdi. Ertesi gün hiç olmadığı kadar özenle hazırlandı Ayşe. Duşunu aldı ve giyindi. Herşey tamamdı. Annesini öptü ve "akşama biraz geç gelebilirmiyim anne? Kızlarla toplanıcazda??" dedi. Emine hanımda ilginçtir ki hiç isteksiz davranmadan "tamam kızım git eğlenmene bak. Ama dikkat et olur mu?" dedi o da "tamam ennem meraklanma sen." deyip evden dışarı çıktı. Kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı ve iç geçirdi. Ardından partinin yapılacak olduğu bara doğru yola koyuldu. Bilmiyordu ki o gökyüzüme baktığında binlerce melek onun için gözyaşı döküyordu.. O gün gökyüzü bile ona üzüldü..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet
ChickLitKızlar için onları koruyan bir melektir 'Abi'leri. ama unutulmamalıdır ki; Azrail de bir melektir.