İnsanların benim için ne düşündüğünü hiç bir zaman önemseyen biri olmamıştım. Ben dışarıdaki insanların fikirlerine göre yaşamazdım. Bu benim hayatımdı, benim tercihlerimdi, benim doğrularım, benim yanlışlarımdı.
Hayatım boyunca çok yanlış yaptım, yanlışlarımdan ders çıkartıp doğru yolu buldum. Bu yüzden yanlış yapmaktan hiç gocunmadım, herkes hata yapardı bu hayatta. Kimse dört dörtlük değildi...
Ama ilk defa dünya başıma yıkılmış gibi hissediyordum. Bana hayal kırıklığıyla bakan bir çift göz bu hale gelmeme neden olmuştu.
Nerede yanlış yapmıştım? Bu sorunun cevabı beni en başa götürüyordu ve düzeltmeye çalıştıkça daha da dibe battığımı hissediyordum.
"Sultan?" dedim şaşkınlıkla.
Sultan, gözlerini Derin'den çekip nihayet bana bakmıştı. Hayal kırıklığıyla donup kaldı sanki.
"Kim gelmiş Sultan kızım?" diye ona seslenen babaannemin sesini duydum önce, ardından bize doğru yaklaşan adım seslerini.
"Canberk sen mi geldin oğul?" diye konuştu babaannem.
Derin'e baktığında yüzüne yayılan gülümseme hafızama kazındı.
"Hoşgeldin," dedi babaannem.
"Hoşbulduk," diyerek babaanneme doğru yürüdü Derin. Sultan'ın yanından geçerken nefesimi tutmuştum.
Derin babaannemin elini öpüp sarıldı.
"Derin ben, çok memnun oldum," diye konuştu Derin.
O anlar benim nazarımda o kadar yavaş ilerliyordu ki, hiç bitmeyecek zannetmiştim.
"Hadi içeri geçin," dedi babaannem.
Sultan derince yutkunup başını önüne eğdi. İçeri doğru ilk yürüyen oydu.
Derin'de babaannemin koluna girmiş birlikte salona doğru yürümeye başlamışardı.
Elimi saçlarıma geçirdim, bu karşılaşma için henüz çok erkendi. Kapının önünde dikilmeye son verip bende yürümeye başladım. Derin'in valizini odama bırakıp salona gittim.
Salonda daha önce hiç görmediğim orta yaşta bir kadın vardı, Sultan onun yanında oturuyordu.
"Hoşgeldiniz," dedim tok bir sesle.
Kadın gülümseyerek, "Hoşbulduk," dedikten sonra ağır ağır ilerleyerek boş bir yere oturdum. Gergindim, Derin'e baktığımda ortama hemen adapte olmuş, babaannemle muhabbete tutuşmuştu.
Derin hep böyleydi zaten, herkese kendini sevdirirdi. Bir anlığına Sultan'a baktım, Derin'i izliyordu.
"Sende torunum gibi doktor musun?" diye sordu babaannem.
"Evet efendim, biz zaten Canberk'le üniversiteden arkadaşız," dedi Derin.
"Maşallah Su gibisin," dedi babaannem kıkırdayarak.
Derin memnuniyetle gülümsedi.
"Teşekkür ederim," dedi nazlı nazlı.
Babam evde yoktu.
"Babam nerede?" diye sordum anneme.
"Kurbanlık bakmaya gitti Mahmut Amcanla."
Mahmut Amca kimdi?
Hiçbir şey demeden kafamı saklamakla yetindim.
"Seninle tanışmadık," diye söze girdi Derin, bakışları Sultan'daydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIM ELMA
General Fiction"Gitmek isteyeni durduramam..." dedi genç kız, ağlamamak için alt dudağını ısırdı. "Ama seni hep beklerim..." Genç adam dilini damağına vurdu. "Bekleme!" dedi buz gibi çıkan bir sesle. "Gelmeyeceğim!" Genç kızın sol gözünden bir damla yaş yanağına...
