Bölüm 3

628 20 0
                                    


Çiçek gibi bir gün geçirmeniz dileğiyle...
Keyifli okumalar...
Bölüm şarkısı, Murat Dalkılıç, Yalan Dünya

Zordur vedalar, bir insanı arkanda bırakıp gitmek zordur... Gözyaşlarıyla senin gitmeni izlemesi zordur...
Zordur vedalar, son bakışı gözünün önüne geldiğinde yaşamak zordur... Geri dönmek için günlerin geçmesini beklemek zordur...
Zordur vedalar, onun güçlü kalması için dik durmak zordur...

"Neyin var senin?" diye sordu babaannem, gözlerini kısmış bana bakıyordu.

"Birşeyim yok," diyerek geçiştirmeye çalıştım.

"Var birşeyler sende," dedi, ikna olmamıştı.

İki gündür evden çıkmamıştım. Sultan'ın sözcükleri ağır gelmişti, karşısına çıkacak yüzü kendimde bulamıyordum. Hayatına dair merak ettiğim o kadar çok sorum vardı ki, bir gün cevaplarını alabilir miydim emin değilim.

Çok kırgındı bana, haklıydı da kırılmakta. Ona kendimi anlatmam gerekiyordu, Affetmesede bir kez olsun dinlemesini istiyordum. Ona ulaşmam kolaydı kolay olmasına da, beni görmek istemediğini açıkça söylemişti. Üstüne gitmek istemiyordum, zamanla belki dinerdi bana olan öfkesi. Dinerdi değil mi?

"Babaanne sana birşey soracağım?" dediğimde beni can kulağıyla dinlemeye başladı.

"Sultan vardı ya benim çocukluk arkadaşım," dedim ve sustum. Babaannem devam etmem için kafasını aşağı yukarı sallamıştı.

"Onu göremedim hiç, nasıl iyi mi?" diye küçük bir yalana başvurdum.

"Sultan..." dedi hüzünle. "Ah benim bahtsız kızım..."

Boğazıma bir yumru oturdu, Sultan benden sonra neler yaşamıştı?

"Annesi Nurten, Sultan 13 yaşlarındayken trafik kazası geçirdi, oracıkta can vermiş rahmetli. Rabbim mekanını cennet eylesin, çok iyi kadındı. Adnan'da karısını toprağa koyar koymaz birini buldu evlendi. Üvey annesi çok eziyet çektirdi Sultan'a. Dünyayı zehir etti, okumasına bile izin vermediler."

Şok içinde babaannemi dinliyordum. Yaşadıklarını ben sindiremezken o nasıl dayanmıştı?

"Adnan'ın evlendiği kadında iki sene önce başkasına kaçtı. Adnan bu olayı hazmedemedi gitti vurdu ikisinide. Cezaevinde şimdi, Sultan'a da amcası sahip çıkıyor."

Boğazımı tuttum, nefes alamıyordum sanki.

"Yıllarca her yaz tatilinde yanıma gelip seni sordu biliyor musun? Her geldiğinde bu yaz gelmeyecek dediğimde ağlayarak gitti yanımdan."

Gözlerim dolu doluydu, ne diyeceğimi bilmiyordum. Kırıklarla dolu yüreğine nasıl şifa olacaktım şimdi?

Babaannem sırtımı sıvazlayarak, "Kader," diye mırıldandı.

"Sözlendiğini duydum," dedim burukça.

"Öyleymiş, inşallah kızın bu sefer yüzü güler," demişti babaannem.

Ayağa kalktığımda nereye gideceğimi iyi biliyordum. Ne olursa olsun onunla konuşmam gerekiyordu.

"Nereye oğul?" diye seslendi babaannem.

Cevap vermeden çıktım evden. İkindi vaktiydi, köy meydanına doğru yürümeye başladım. Osman'ı bulmam gerekiyordu, telefon numarasını alsaydım daha kolay olurdu ona ulaşmam.

Meydana vardığımda ilk işim kahvehaneye bakmak oldu, Osman yoktu. Evini hatırlayamadığım için birine sordum.

"Osman bugün şehire gitti, birkaç saat içinde minibüs gelir," dedi kahvehane sahibi.

YARIM ELMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin