³

67 12 103
                                    

Medyadaki şarkı ile oku melike ananısikerim

"Choi san mı?"

Şok olmuş bir ifade ile ağzımı aralamış ve kulaklarımın doğru duyup duymadığından emin olmak istemiştim. Gerçekten sınıfımıza yeni gelen ve bana omuz atan çocuk benim şuan liderim miydi?

"Ah... evet, adını duymuş olman muhtemel çünkü kendisi detayları bulmak konusunda harikadır. Bszen indanların aklını okuyabildiğine dair söylentiler bile yayılır."

"Ben ne diyeceğimi bilmiyorum şuan."

"Neden?"

"Öyle işte sadece şaşırdım birisiyle karıştırdım büyük ihtimalle."

"Ah... anladım."

Choi san... gereksiz yere bu ismi duymaya başlamam bana hayırlı gibi gelmiyordu. Ellerimi birbirine kenetledikten sonra karşımdaki adamın çayını yudumlamasına gözlerim kayar. İkinci bir şoku orada yaşarım. Bardakların altında choi san yazıyordu. Bu adamlar gerçekten ona tapıyor muydu?

"Bardakların altında san yazıyor?"

"Evet."

Karşımdaki, eliyle ağzının köşesinde kalan çayı peçete yardımıyla silmiş ve çayı tekrardan aldığı yere koymuştu. Bu sırada benimle göz temasını kesmemişti. Simsiyah gözleri ve simsiyah saçlarıyla beraber sanki bir vampire aitmiş gibi uzun duran köpek dişleri ortamı daha da geriyordu. İstemsizce terlemeye başladığımı fark etmem de kısa sürmemişti.

"Hadi ayağa kalk, sana odalarımızı, çalışma şeklimizi ve daha birçok tekniğimizin nasıl çalıştığını anlatayım."

"Tamam.."

Karşımdakinin sözleri ile ayağa kalkmıştım. Burası hakkında daha fazla detay öğrenmek istiyordum. Şüphelendiğim birçok şey vardı. Ölen kardeşim de benzer bir olay yaşayıp hayatını kaybetmişti. Eğer vampirler tarafından saldırıya uğradıysa tüm vampirlerinin soyunu kurutmaya yemin edecektim.

Karşımdaki de ayağa kalkmıştı ve dibime kadar gelmişti. En sonunda sinirli olduğumu ve bir şeyler düşündüğümü anlamış olacak ki yüzüme doğru eğilmiş ve dudakları ile benim dudaklarım arasında ufak bir mesafe borakıp konuşmaya başlamıştı. Göz temasını kesmiyordum ve hareket bile etmiyordum. Gerçekten sinirli olduğumu anlamış olmalıydı.

"Neye bu kadar sinirlisin bilmiyorum ama şuan çok hoşuma gidiyorsun. Beni takip et."

Dedikten sonra elini omzuma koyarak beni döndürmüş ve ilerlemeye başlamıştı. Tabii ki hiçbir şey demeden sadece onu takip ediyor ve beni götüreceği her yere giderken etrafı dikkatlice izliyordum. Yol boyunca sessizlik hakim olacak gibi gözüküyordu.

İlerlemeye devam ederken ayak seslerimizin neredeyse çürümek üzere olduğu tahtaya basarken çıkarttığı gıcırtılı ses, etraftaki erimiş kırmızı mumların yere damlaması ve hafif bir şekilde duvarları aydınlatması, duvardaki şeytana bağlı yazılar ve garip arapça kelimeler... hepsi ürkütücü gözüküyordu ve her adımımda bu işe karışmanın brnim için tehlikeli olduğunun farkına varıyordum. Ama herşeyden önce gerçekten bana zarat veren vampiri bulmak istiyordum.

"İşte geldik."

Önümdeki adam durduğu zaman bende etrafa bakmayı kesip onun durduğu yerde durmuştum. Önümüzde simsiyah ve örümcek ağları tarafından sarılmış, yukarısında delik olan ve demirler ile kaplı paslı bir kapı vardı. Kilidi takıp eliyle çevirmişti ve daha sonra odanın kapısını iteklemişti. Kapı açılırken çıkan gıcırtı sesi kulaklarımı tırmalamıştı.

IF I WERE YOU//woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin