"Hayatım bitti."
"Kendi ellerimle sonlandırdım."
"Birisini öldürdüm."
"Ben bu ellerle birisini öldürdüm."
"Masum birisinin canına kıydım."
"Sırf kıskandığım için yaptım bunları."
"Beynini patlattım."
"Hayatım asla eskisi gibi olmayacak..."
Wooyoung, birkaç saatlik koşuşturmanın ardından ormanın derinliklerine doğru iyice inmişti. Bir ağacın altına çöküp oturmuştu ve dizlerini bükerek bağdaş yapıp ağlamaya başlamıştı.
"Bittim ben."
"Hayatım boyunca hep arananlar listesine olucam"
"Herkesin yaptığı normal şeyleri yapamicam."
Nefes alamıyordum. Sanki ciğerlerim oksijen almayı reddediyordu. Kalbim ise o kadar şiddetli atmaya başlamıştı ki sanki yuvasından çıkacak gibiydi.
Zangır zangır titriyordum. Kimseye haber veremeden gitmiştim ve onları bir daha asla görememe korkusu bedenimi sarmıştı.
Soobin kesinlikle herşeyi planlamıştı. Çok çabuk güvendim.
"Normal bir hayat istedim sadece normal bir hayat istedim"
"Kardeşimle mutlu yaşamak istedim"
"Neden bunları yaşadım?"
"Katil oldum."
"Yeminimi bozdum."
"Hayatım boyunca bir daha öğrenciler gibi okula gidemeyeceğim. Gençler gibi sokaklarda eğlenemeyeceğim. Ne ilişkim olacak ne de arkadaşlarım bana eskisi gibi bakacak.... krndimi tamamen mahvettim."
Ağlamam şiddetlenmişti. Hava soğumaya başlıyordu ve kimsenin beni burada bulanayacağından emindim. Aynı zamanda, kendim de buradan çıkışı bulamayacağıma.
____________________________________________________
"Haftaya wooyoung'un doğum günü var."
"Aynı zamanda parti de yok mu?"
"Evet ama partiye gitmeme kararı aldık."
San, yeosang, hongjoong, seonghwa, yunho, mingi ve jongho hep beraber san'ın evinde buluşmuşlardı.
"Ben nasıl kaybederim yine ya?!"
"Ezik beta."
Hwa ve yunho oyun oynuyorlardı. İkisi de 2. Televizyonu açmış ve konsolu bağlayarak oyunlar oynuyordu. Yunho kaybettiği için çıldırıyordu.
"Dayanamıyorum artık, nerede bu çocuk?"
"Sakin olsana hongjoong."
"Evet efendim haber bültenine hoşgeldiniz ben sunucunuz felix. Bugünün haberlerine başlamadan önce hava durumu sunacağım."
"Eeh, saçma sapan haberler vardır bugün yine."
"Kes sesini de bakak."
"Evet bugün seoul'de hava 31 dereceyi göstermekte....."
"Al işte haberler bile diyor ki 31 çekmeliyim."
"Hava durumu bu kadardı. Şimdi haber bültenine geçiyoruz."
"19 yaşındaki güzel sanatlar öğrencisi olarak bilinen jung wooyoung, kendi okul arkadaşı yeojun'un kafasına silah dayayıp öldürdüğü söyleniyor."
Haberlerde bunun duyulmasıyla beraber herkes şoka uğrayarak kafasını haberlere doğru çevirmişti.
"Siktir... bizim woo değildir sanırım..."
"Polisler onun 3. Dereceden arandığını söylüyor. Bu yüzden haberlerde onun yüzünü paylaşmamızda bir sakınca olmadığını söylediler. İşte bahsedilen üniversiteli genç öğrenci jung wooyoung'un bir fotoğrafı. Eğer onu görürseniz derhal polise bildirin."
____________________________________________________
"Tüm hayatım bitti benim... soobin'in laflarına kandım."
Wooyoung, ormanın derinliklerinde ilerlerken girmiş olduğu küçük bir kulübede birisi ile tanışmıştı.
"Anladım çocuğum... peki neden bu kadar kolay kandırıldın?"
"Bilmiyorum solar unnie...."
"Hikayenin tamamını dinlemem lazım."
Kulübede yaşayan solar ona kapısını açmıştı. Wooyoung kulübede birkaç gün en azından ortalık sakinleşene kadar kalacaktı ve solar'a güveniyordu.
Solar, ona büyülerle ilgili ve vampirlerle alakalı şeyler anlatmıştı. Bu wooyoung'un çevresinde olan vampirleri anlamasını sağlamıştı.
"Evet oğlum, vampirlere karşı herhangi bir nefretim yok ancak hiçbirisini sevmiyorum. Sende dikkatli olsan iyi olur."
"Anladım... teşekkür ederim."
"Teşekkür etme ve rahatına bak. Kendini burada da geliştirebilirsin. Bu ormanda beni bulman o kadar iyi oldu ki. Aksi taktirde muhtemelen şuan ayılar tarafından parçalanmış olurdun."
"Anlamadığım bir şey daha var."
"Nedir o?"
"Vampirlerin güçleri olduğundan bahsederken tam olarak neyi kast ediyorsunuz?"
"Vampirlerin türlere ayrıldığını biliyormuşsun. Bu türlerden zoan'a sahip olanların her birisinin güçleri vardır. Görünmezlik, hipnoz, illuzyon,"
"Ancak hepsinden güçlü ve nadir olan bir şey var. Buz."
"Buzun nadir olmasının sebebi şuan vampirlerin kralının buz gücüne sahip olunduğunun düşünülmedir."
"Ancak buzdan güçlü olduğunu bildiğimiz tek şey var."
"O da ateş."
"Ancak ateş gücüne sahip kimse daha çıkmadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IF I WERE YOU//woosan
FanfictionEğer senin yerinde olsaydım jung wooyoung, bu maceraya asla atılmamış olmayı dilerdim. -woosan, seongjoong, yungi