3

150 9 4
                                    

"Eda! Kız Eda! Oy senin nenenin! Kız baksana!"

"Abla karışmasan mı hastaneden yeni geldi" Babamın sesini duyunca iyice ağlayasım geldi. Kurban olayım kurtar beni babam

"Teyze! Kurban olayım ne ya ne!"

Yatakta debelenirken teyzemin attığı terlikle kafamı yastığın altına sakladım.

"Kız kalksana! Alt sokaktaki Mehmet gil gelecek! Şu haline bir bak. Paspal!"

"Ya bana ne Mehmet midir Ahmet midir kim gelecekse! Ay bide babam burada ne biçim laflar bunlar!. İlk defa evdeyim bırak uzanayım!"

"Kız seni pasaklı!" Yastığı kafamın üstünden çekip "Belki beğenirler seni" deyince gözlerim büyüdü. "Teyze ben evde mi kaldım ya! Ne bu acele."

"Kızım evde kalmadın ama artık yuva kurma zamanın da geldi. Ne var ben de bebeklerini  sevsem"

"Git alt katta yatan Batuyu evlendir o zaman teyze! O daha istekli"

"Kız öyle konuşulur mu! Küçük kardeşin o senin daha var ona hadi kalk kalk sıra sen de!"

"Eda haklı abla Batuyu evlendir de kurtulalım" babam konuşunca teyzem "onu da halledicez inanıyorum" demişti.

Kolumdan tutup çekince yalandan ağlıyormuş gibi yaptım. "Aa! Teyze dur dur!" Ayağa kalkıp yanaklarından öpüp banyoya koştum.  Babamın gülüşü geliyordu.

"Eda! Küçük sürtük nereye! Ay ne biçim konuşturuyor beni! Tövbeler tövbesi!"

"Teyze Sılaya uğramam gerek!"

"Ay bi Sıla kadar olamadın. Ne vardı azcık sen de çapkın olsaydın"

Teyzemin söylediği şeye gülmemeye çalıştım. Yüzümü yıkayıp altıma gri bir eşofman üstüme siyah bol bi tişört geçirdim.

Sıla benim bebeklik arkadaşımdı. Neden mi bebeklik

Çünkü sevgili annelerimiz arkadaştı. Benim gibi onun annesi de küçükken terk etmişti.

Şu birkaç gündür onu göremiyordum. Köpek gibi özledim

Çantamı telefonumu alıp babamın yanağına kocaman bir öpücük bıraktım.

"Dikkat et fıstığım"

"Siz de babam" bir öpücük daha bırakıp kapının önüne koştum. Yoksa teyzemin azarları ile uğraşacaktım.

Kapının önündeki ayakkabıları köşeye fırlattım. Ne yani terlik dururken ayakkabı mı giyeceğim?

Arabaya doğru koşarken tek isteğim teyzemin kaçık akrabalarının brni görmemesiydi.

"Abla! Abla"

Arkama döndüğümde alt katta yeni uyanmış Batu vardı. "Ne lan!"

"Abla beni de ofise bıraksana! Nolur"

"İki dakikan var!"

Bağırmamla içeri koştu. Ben de kronometreyi açmakla meşgulüm.

"Geldim!" O da benim gibi ayakkabı giymemişti. Gerçi niye giysin adamın işi belli. Mimar herif sabahtan akşama kadar oturup çizim yapıyordu.

Arabaya binip çalıştırdım. O da yanıma geçmişti.

"Abla"

"Hayır"

"Ya abla"

"Biliyorsun yapamayız"

"Ne demek yapamayız! Teyzemi de alalım. Gidelim buradan abla hadi lütfen ya! Bizi burada bağlayan bir şey de yok. Batıda daha iyi işler buluruz"

BELEDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin