(10) "Cesaret"

1.9K 201 49
                                    

Satır arası yorumlarınızı ve tepkilerinizi bekliyor olacağım.

İyi okumalar sevgili dostlarım...

•••

Bir şeyin imkansız olduğunu bilmek ve imkansız olmasına rağmen istemek büyük bir cesarettir. Ve cesaret, basit insanların kaldırabileceği bir yük değildir.

S.N.Y.

Ve, indi tek bir yıldız...
Terk etti; gök yüzü olan evini.
Yok etti; kendini ait hissettiği o yeri.

___&___

Elijah biliyordu, imkansız olduğunu da, Camelia'nın kabul etmeyeceğini de biliyordu. Buna rağmen gidip teklifini yapmıştı. "Elijah," Camelia sertçe yutkundu. "Ben, seni seviyorum ama aramızda..." Cümlesi yarım kaldı ve Elijah tamamladı. "Aramızda engeller var, değil mi?" Elijah tekrardan bildiği şeyi söylediğinde Camelia başını usulca aşağı yukarı salladı.

"Tüm engellere rağmen biz olmalıyız Camelia. Aramızdaki tek engel dinlerimiz. Bebeğimizin babasız büyümesini göz ardı edemem Camelia." Camelia sıkıntılı bir nefes verdi. "Tek engel dinlerimiz değil, evet o da bir engel ama ailen de beni istemiyor." Elijah göz ardı ettiği şeyi tekrar hatırladı. "Tıpkı yıllar önce yaptığım gibi seninle tekrardan evlenirim. Onların düşüncesi benim sevdamı ve seninle olan hiç bir şeyi ilgilendirmez. Benim hayatım ve senin kararın! Kimse seni soegulayamaz, kimsenin haddine değil bizim kararlarımızı sorgulamak. Eğer evet dersen onların hiç bir önemi yok." Elijah karalıydı, daha önce hiç olmadığı kadar kararlı.

"Elijah, eğer tek sebep ailen olsaydı, hiç ayrılır mıydık? Dinlerimiz farklı ve İslam dini farklı dinlerden olan evlilikleri doğru bulmuyor." Haklıydı, eğer tek sorun Elijah'ın ailesi olsaydı asla ayrılmazdı. Çünkü, Elijah her anında varlığını hissettirdi.

"Ben sevdikten sonra sizin söyledikleriniz umurumda mı zannediyorsunuz?"

"Benim hayatım ve benim sevdiğim, siz kim olarak bu kadar karşı çıkıyorsunuz?"

"Baba, o ortağının kızı başarılı olduğu için benim hayatımı mahvedemezsiniz!"

Aklına doluşan anılar ile bir kez daha emin oldu.

"Peki," Elijah'ın omuzları yenilmişlikle düştü. "İstediğin gibi olsun, seni zorlamya hakkım yok. Sadece bebeğimizi iki ebeveyn olarak büyütmek istedim." Camelia, Elijah'ın bu düşüncesini sevmişti ama elinden bir şey gelmiyordu.

İkili sustuğunda birlikte yürümeye devam ettiler. Her ikisi de sustu.

Bu defa her ikisinin ruhu konuşuyordu ve bedenleri susuyordu. Her ikisinin ruhu özlemle birbirine süzülürken bedenleri uzaklaşıyordu...

Elijah, Camelia'yı eve bırakrıktan sonra kendi evine gitti. Reddedileceğini biliyordu ama bilip yaşamak arasında fark vardı. Alparslan'ın araması ile çok geçmeden telefonu açtı. "Alo," Telefonu klasik bir şekilde açtığı için Alparslan'ın kaşları çatıldı. "Hayırdır, sesin niye böyle? Baba olacağını dün öğrendin, mutlu olman gerekmiyor mu?" Ahizeden gelen Elijah'ın sıkıntılı sesi ile Alparslan bir an Elijah'ın baba olmayacağını düşündü. Dün çok mutluydu zira.

"Camelia'ya evlenme teklifi ettim."

"Ne yaptın, ne yaptın?" Sözleri tane tane ve baskı yaparak çıkmıştı.

"Camelia'ya evlenme teklifi ettim ve reddedildim." Elijah ceketini çıkararak koltuğa bıraktı. "Bunu biliyordun, rededileceğini bile bile bunu söylememeliydin." Alparslan'ın da keyfi kaçmıştı. "Rededileceğimi bile bile gidip teklif ettim. Çünkü..." Alparslan araya girdi. "Çünkü hâlâ onu seviyorsun ve reddedildiğin için gururun kırıldı." Bu yanlış bir kanıydı.

AŞK-I REALEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin