"Sana bir şeyler anlatacağımı sanıyorsan yanılıyorsun."
"Prenses abartma ama ya bir iyilik yapalım dert dinleyelim belki bizim de dertlerimizi sorarlar akıl alırız bir kızdan dedik, sen ağzımıza sıçıyorsun ya!"
Dediklerine ufak bir kahkaha attım.
"Eeee dinliyorum neymiş bu nacizade dertlerin? Deseydin başta adam gibi dinlerdim."
"Dalga mı geçiyorsun? Ben burada dram konuşuyorum."
"Yok canım ne dalga geçeceğim? Sen acaba fazla içmiş olabilir misin?"
Kısa bir düşündü. Sonra cevap verdi:
"Olabilir."
"Neyse anlatacaksan anlat. İşim gücüm var benim de."
"Off be prenses. Neyse anlatıyorum neden ben de bilmiyorum."
"İçki kafa yapmıştır."
"Neyse sus. Anlatıyorum çok ısrar ettin madem. Bir kız vardı. Seviyordum."
"Eee ne güzel işte."
"Ama o lise sondu."
"Hmmm. Sen kaç yaşındasın peki?"
"22."
"Bence çok bir fark yok. O seni seviyor muydu?"
"Hayır. O gözlerimin önünde başka biri için ağlıyordu."
Bu sözler karşısında boğazım düğümlendi. Karşılıksız aşk bilirdim yani bilmesem bile anlıyordum onu. Konuyu değiştirmek adına başka bir soru sordum.
"Sen de üniversite mi okuyorsun?"
"Hayır. Ben okumuyorum."
"Ne iş yapıyorsun peki?"
"Müzisyenim. Ama aslında müzik öğretmeniyim."
"Ne güzell."
Kafasını aşağı yukarı salladı şuan garip duruyordu. Sanki başı dönüyordu. Kolunu masaya koydu ve yukarı baktı.
"Ben ben pek iyi değilim. Tanışmak güzeldi."
Ayağa kalkınca ben de kalktım.
"Yardım edeyim mi?"
"Yok arka tarafta arkadaşlarım bekliyor zaten. Sorun olmaz."
Başımla onayladım ve ben de oradan ayrılıp Umay ve Kerem'in yanına gittim.
"Umay ben eve gidiyorum siz de geçersiniz sonra."
"Tamam minnoşum sen git. Zaten içmedin ama istersen birlikte geçelim eve."
"Yok ben giderim."
Göz kırptım ve dışarıya çıkıp taksiyle eve geçtim.
***
Bir dakika ben şuan neden gemideydim?? Güverteden çıkıp geminin ön kısmı a doğru sorgulamadan ilerledim. Önümde ileri doğru bakan bir adam vardı. Ne kadar ayak sesimi duysa da arkaya bakmadı. Sadece suyu izliyordu. Öne doğru ilerledim ve adamın omzuna dokunmamla suya düşmem bir oldu. Suyun o soğuk hissiyatını hissediyordum.
Birden kafamı yatak başlığına çarparak rüyamdan uyandım. Karşımda üstüme su döken bir adet Cem duruyordu.
"YA MAL MISIN?? AMAÇ NE??"
"Geç kaldığının farkında mısın? Bana şükretmen lazım."
Hemen yataktan kalktım. Saate baktığımda çoktan geç kalmak üzere olduğumu gördüm. Koşarak dolabına gittim ve rastgele birkaç şey giydim. Aşırı az vaktim vardı. Sadece göz altımı kapattım. İnsanların ölü görmesini istemezdim. Koşarak evden çıktım. Apartmandan çıkınca motora binmek üzere olan bir adet Demir gördüm. Beni ve halimi fark edince kaskı çıkarıp sordu.
"Seni bırakmamı ister misin?"
"Hayır sağol."
Önüme dönüp okula koşmaya başladım.
Uzun bir koşudan sonra okula ulaştım. Tam dersime iki dakikam kalmıştı.
Uzun ve sıkıcı bir dersten sonra çay içmek için kantine indim. Çayı aldıktan sonra boş bir masaya oturdum. Birden yanımdaki sandalyeye sınıf arkadaşım Arda oturdu.
"Nasılsın?" Sorusuyla bakışlarımı ona çevirdim.
"Normal peki sen?"
"Gayet iyi. Ya senden şey isteyecektim hani geçen derslerde yoktum ya notlarını verebilir misin?"
"Olur."
Birden telefonunu çıkardı.
"Numaranı verecek misin hani notlar için?"
Daldığım yerden uyandım ve numaramı söyledim. Bakışlarım birden karşı masada oturan ve elindeki pet şişeyi sıkan Demir'e değdi.
"Arda sonra görüşürüz." Deyip masadan kalktım ve sınıfa çıktım. Ama arkamdan gelen bir ayak sesi vardı.
Oy verip yorum yapar mısınızzz
Sizi seviyorummm
Sonraki bölümde görüşürüzzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Linç Meselesi / Texting
RomanceElçin: Kardeş otistik misin? Ya da hasar falan mı var? Niye her videomu linçliyorsun? Onlara emek veriyorum ben. Sakatsan git tedavi ol beni uğraştırma! @emrebalcı: Vayyy anonim yazardan mesaj. Emek dediğin şeyler benim edebiyat dersinde uyumamak iç...