2.7

29 3 0
                                    

Uzun zaman sonra merhabalarrrr. Sizi özemişimmmm. Sınav haftalarım ve sağlık sorunlarım yüzünden baya uzak kalmışızzzzzzz. Neyse uzatmayımm.

Sizi seviyorummm. Öptümmmmmmm. 

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnnnnnnn. Yorum ve oy az olunca hevesim bir tık azalıyorrrr. 

Sınıfa girdiğimde arkamda birini hissettiğimden arkama döndüm. Arkamda Demir vardı. Surat asıp sordum:

"Ne oldu neden geldin?"

"Yanındaki kimdi?"

"Bunu neden soruyorsun Demir abi?"

"Bak Elçin seni kardeşim gibi görüyorum ve tehlikeli bir duruma düşmeni istemem."

"Sen ne saçmalıyorsun? 1 benim abim değilsin ve hiçbir şeyim olamazsın. 2 sanane ben kendim neyin iyi neyin kötü olduğunu bilebilirim. O kadar bana bağırdıktan sonra sana karşı iyi olacağımı ya da abim olduğunu mu düşünüyordun? Sen demedin mi bir daha konuşma benimle diye?"

"Evet ben dedim! Ve haklıyım."

"O zaman gitsene ne diye yanıma geliyorsun? Seni ilgilendiren bir durum yok."

"Haklısın. İyiliğini düşünmek de yasak."

Dedi ve gitti. Ben de geriye kalan derslerime girdim.

***

Eve vardığımda kitabımı çok fazla boşladığımın farkına vardım. Ve hemen koltuğuma yazmaya başladım. Yaklaşık 2 saatten sonra 2 bölüm daha yazmıştım. Demir ile eski iddiamızın bitiş süresi yaklaşmıştı ama artık kimin umurundaydı. Sadece kendime odaklanmalıydım. Birden telefonuma bir bildirim düştü.

05***: Selammmm. Ben Arda sabah konuşmuştuk hatırladın mı?

Elçin: Hatırladım tabi ki. Sen notları istemiştin değil mi?

05***: Evet atarsan çok mutlu olurum.

Elçin: Fotoğraf

Kişiyi Arda Okul diye kaydettiniz.

Arda Okul: Sağoll

Tam telefonumu geri yerine bırakacakken en gereksiz bildirimlerden birini aldım.

@emrebalcı: Elçin bahçeye insene biraz konuşalım.

@kitapelçisi: Hayır.

@emrebalcı: Önemli konuşmamız lazım.

@kitapelçisi: Hayır. Konuşacak bir şey yok. Ne diyeceksen yaz.

@emrebalcı: Elçin gerçekten önemli.

@kitapelçisi: Ne hakkında?

@emrebalcı: Gelirsen görürsün.

Üstüme bir hırka aldım ve üstümü umursamadan bahçeye indim. Zaten üstümde normal bir pijama takımı vardı. Anneme çöpleri atacağımı söyledim. Ve çöpleri attıktan sonra Demir'in yanına yürüdüm.

"Ne var?"

"Elçin neden böyle olmak zorundayız? Aramızın bu kadar kötü olmasına gerek var mı?"

"Sence?"

"Tamam hatalıyım farkındayım ama yine de aramız kötü olmasın."

"Peki neden?? Aramızın kötü olması ya da olmaması neden bu kadar umurunda?"

"Çünkü komşuyuz ve okul arkadaşıyız. Sürekli karşı karşıya gelicez."

"Bak konuşmayalım diye sen dedin ben de ona uydum. Şuan yaptığın bu tantana neden?"

"Bak haklısın gerçekten."

"Gitmeliyim."

Demir arkama döndüğümde birden kolumu çekti ve beni kendine çevirdi.

"Aramız iyi mi peki?"

Gözlerimi kapatıp açtım. Cevap verdim:

"Evet."

Demir samimiyetle gülümsedi ve kolumu bıraktı. Ben de ona gülümsedim ve eve gittim. Yatağıma uzanıp tavanı izlemeye başladım. İçimdeki ses tam olarak şöyleydi:

"Demir'e neden bu kadar kızmıştım? Bana bağırması yüzünden miydi? Yoksa sebepsiz yere aramızı açtığından mıydı? Ama beni sinirim çok fazla sürmezdi ki? Demir de niye bu kadar uzamıştı? Acaba ona başka bir şey yüzünden sinirliydim? Peki o şey neydi? Ona bu kadar sinir olmamın sebebi neydi? Ve ben sinir olma mevzusuna niye bu kadar takmıştım? Yoksa kafayı mı sıyırmıştım? Evet galiba kafayı yemiştim."

Sonraki bölümde görüşürüzzzzzzz. Yıldıza basar mısınnnn??? <3

Bir Linç Meselesi / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin