KASVETLİ GECENİN GÜNDÜZÜ

64 18 0
                                    

Karnına yediği son darbe ile dizlerinin üzerine çöktü Murat. Yerdeki cam kırıkları bariz bir şekilde dizlerine batıyordu. Yerde onunla beraber yatan bir kaç adam daha vardı. Ama sayılarının çokluğundan dolayı artık gücü kalmamıştı genç adamın. Burnundan gelen kanı elinin tersiyle sildi. Karşısın da duran maskeli adamlar da nefes nefese kalmış, bir kaçı nefes almak için maskesini biraz indirmişti.
Murat, son gücünü kullanarak en azından Hilal ve Derya'yı dışarıya çıkarmayı düşündü. Sendeleyerek ayağa kalktı. Hem yediği darbeler hem sırtında sorumluluğun verdiği ağır yük tökezlemesine sebep oluyordu. Murat tam ayakta durmayı başarmıştı ki bir adam daha büyük bir hınçla üzerine doğru atladı. Hilalse abisinin bu kadar eziyet çekmesine dayanamayarak, onu tutan adamın ellerden son bir kez kaçmaya çalıştı. Cüsseli adamın ellerinden kurtulmasıyla daha yeni elinden düşen, ayaklarının dibinde ki şamdanı tekrar alarak, onu tutan adamın kafasına geçirdi. Adam kafasını tutarak akan kanla sendeledi. Hilal de hiç durmadan abisinin yanına giderek, abisine karşı hamle yapan adamın tam omuz hizasına, elinde ki demir şamdanla vurdu.
Siyah kapşonlu giymiş adam sırtına yediği sert darbeyle arkasına döndü ve Hilal'e karşı bir adım attı. Hilal'in kaçacak yeri yoktu. Arkasında bir kaç adam daha belirmiş onu köşeye sıkıştırmışlardı.

Kapşunlu adam da, eline yerden bir demir parçası alarak Hilale doğru doğrulttu. Hilal'in elinde şamdan artık etkisini yitirmişti. O sırada Murat son gücünü kullanarak adamın üzerine atladı ve Hilal'i arkasına aldı. Şu an burada öleceklerini düşündü Hilal. Abisinin dayanacak gücü kalmamıştı, Defne ve Hilalse bu kadar adamın üstesinden gelemezlerdi. Şu an tam 7 adam karşılarına set gibi dikilmiş, ellerinde demirlerle bu işin sonunu getirmeyi bekliyorlardı. Tabi bu düşünce, hemen arkalarından gelen 4 gençten ilk tokatlarını yemeden önce geçerliydi.

İlk yumruğu Yiğit atmıştı. Çok geçmeden Bartu, Çağıl ve Onur da birer adamla kavgaya girdiler. Rahat bir nefes aldı Murat. Ne kadar ağrıyan bacaklarını hissetmese de Hilal ve Derya kurtulmuştu. Kızlar şoka uğramış gibi bu hengameyi şaşkınlıkla izliyor kimin kime vurduğunu çözmeye çalışıyorlardı. Dakikalar içinde hava da uçuşan yumrukların bir kaçı Yiğit'e isabet etti. Ama Murat'ın tekrar kavgaya girmesiyle Murat ve Yiğit sırt sırta geldiler. Bir on dakika için de Murat'ın intikamı alınmış, adamların yüzün de büyük patlaklar açılmıştı. Bu beş gençle baş edemeyeceklerini anlayan adamlar, yerden zorla birer birer kalkarak bahçeye doğru kaçmaya başladılar.

Bartu hıncını daha alamamış olsa gerek, adamların peşinden koşacakken Çağıl yorgun bir ses tonuyla seslendi.

- Bırak adamların pestili çıktı zaten. Kaçabildiklerine şükret sen. Bir an
başımıza kalacaklar diye korktum.
Onur bir yandan gülüyor bir yandan ortamın havasını yumuşatmak için bileğini ovalayarak konuşuyordu.

- İyi oldu ama kolumuz bacağımız
açıldı. Hamlamışız. O uzun adamdan bir yumruk yedim of... Anlatamam. Normalde nicelerini dövmüşlüğüm vardı oysa ki. İyi dayak yedim bu gün, güzel uyurum artık.

Onur'un ortamı yumuşatmak için girdiği bu girişim olumlu sonuçlanmıştı ve herkes birden kahkahalara büründü. Tek bir kişi hariç. Yiğit. Şu an da bir Derya'ya bir de hala elinde ki şamdanı bırakmamış Hilal'e bakıyordu. Deryanın ağlamaktan kızarmış gözleri ile karşılaştığın da ise bir kaç adım öne çıkarak Derya'ya sımsıkı sarıldı. Kendini tuttuğu bu dakikaları sadece sarılarak telafi etmeye çalışıyordu Yiğit. Bir insan kardeşine sarılmamak için tutar mıydı kendini?

O sıra da Derya da şaşırmış bir şekilde abisinin bu çekingen hareketine karşılık verdi. Ortam tekrar ciddiyete bürünmüş, duygular birbirine girmişti. Yiğit Murat'a dönerek,

KALBİNURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin