BASKIN

57 18 0
                                    

Hilal şaşırmış bir şekilde bakakaldı. Tam Deryayla Yiğit'in soyadlarının uyuştuğunu düşünürken birden Deryanın bu garip adama abi demesi onu şoka uğratmıştı.

Bir kere Derya'nın abisini çok farklı hayal etmişti. Daha iyi niyetli, daha kibar birisi olarak kurmuştu aklında. Ama abisinin hurdalıkta gösterdiği performans düşüncelerinin tam tersiydi. Bir süre şok geçirmiş gibi duraksadı. En yakın arkadaşının abisi şu an karşısında duran kişiydi... Hakkında onca şeyi bildiği, korumacı abi gerçekte karşısında duran bu adamdı.

Bu sessiz ortamı Yiğit bozdu.

- Demek dilinden düşüremediğin Hilal bu. Tanıştığımıza memnun oldum Derya'nın arkadaşı.

Hilal şaşkınlık üzerine şaşkınlık yaşıyordu. Derya sadece ona Yiğitten bahsetmemişti aynı zaman da Yiğite de kendisinden bahsetmişti.

Kendine gelmeye çalışarak cevap verdi.

-Ben de memnun oldum Derya'nın abisi.

. . .

Derya yatakta uzanmış telefonuyla uğraşıyordu. Hilal ile yaptıkları piknik üzerinden tam bir hafta geçmişti. O gün çok eğlenmelerine rağmen Hilal ve abisinin böyle tanışacaklarını hiç tahmin etmemişti. Yani o tepe sadece abisi ve onun bildiği bir yerdi. Küçükken o yeri annesiyle beraber keşfetmişlerdi. O günden beri de sadece çok güvendikleri insanları bu tepeye getireceklerini dair söz vermişlerdi. Annesi, Yiğitle Deryayı getirmişti o tepeye, Derya da Hilal'i. Ama o gün ki karşılaşma da bir gariplik hissetmişti Derya. Konuşmaları ve ses tonları ilk karşılaşmada daha çok, önceden tanışmış olduklarını düşündürüyordu genç kıza. Yatakta iyice gerilerek düşünmeye devam etti. Nerede görüşmüş olabilirlerdi ki? Abisi insanların içine pek çıkmayan birsiydi sonuçta.

Tam o an da şiddetli bir sesle irkildi Derya. Seslerin ardı arkası kesilmiyor ve cam kırılma sesleri devam ediyordu. Refleks olarak yatakta, kulaklarını kapatarak dizlerini kendine yaklaştırdı. Tam olarak burada ne oluyordu? Sesler hemen alt kattan geliyordu ve şu an Derya evde tekti. Abisi dışardaydı, babası da bir iş görüşmesine gitmişti. Hafta sonu olduğu için de Sevgi teyze izin istemişti. Öyle yada böyle şuan evde yalnızdı ve ev bildiğin taşlanıyordu. Başörtüsünü takarak sessizce merdivenin başından kafasını çıkardı. Zemin kat mutfakla ve salonla birleşikti. Mutfak ve salonun birleştiği yerde de bir kapı vardı. Salonun olduğu yer çekmeli cam şeklindeydi ama şu an da bütün camlar yerde un ufak duruyordu.

Dikkatlice baktı, tahminen 7-8 kişi vardı dışarıda. Hepsinin ağzı kapalı ve yüzleri gözükmüyordu. Tam polisi aramak için telefonu tuşladığın da, kırık camlardan içeriye gelen kalın ses onu bu hareketinden vaz geçirdi.

-Eymen Alkan şu anda dışarıya çıkmazsan bu evi başına yıkarız.

Demek ki bu da babasının kirli işlerinden biriydi. Ne yapacağına karar vermek için çok az bir süresi vardı. Adamlar her an içeriye girip Derya'yı fark edebilirlerdi. Gözünden gelen yaşların nedeni mermilerin duvarı delerek çıkardığı tozlar mı yoksa şu an ki çaresizliği mi olduğu bilmiyordu? Abisini aradı. Durmadan çaldırıyor, bir umut abisi telefonunu açmasını umarak mesaj çekiyordu. Ama açmadı.

Dışardaki adamlar şimdi de üst katın pencerelerini de taşlamaya başlamışlardı. Bu kaç el kuru atılan kuru sıkılar, camları un ufak eden taşlar havada uçuyordu. Genç kız elini kafasının üzerine koyarak başını kocaman taşlardan korumaya çalıştı. Ama kocaman taşlar inatla kızın önüne düşmeye devam ediyordu. Bu durum ve arkadan gelen tok adam sesleri yüzünden Derya'nın elleri, kontrol edemeyeceği kadar çok titremeye başladı.

KALBİNURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin