TUZLU KEK

192 31 205
                                    

Öncelikle yeni bölüme hosgeldizzz. Bu bölüm biraz çerezlik bir bölüm ama çerez deyip geçmeyin sakın, asıl olayların başlangıç kurdelesini de bu bölümde kesiyoruz. Neyse sizi daha çok tutmadan bölüm ile baş başa bırakayım. İyi okumalarr.

Bu bölüme ne zaman geldiniz buraya yazabilirsiniz 😊🍃🍂

Arabanın üstüne üstüne gelmesinin şokunu yaşarken panikten ne yapacağını şaşırmıştı. Hani derler ya hayatı film gibi gözlerinin önünden geçer diye, şu an tam olarak o duygunun eşiğinde boğuluyordu. Belki ölümde bu soğuk kaldırım taşında bulacaktı onu. Bu gidişle tam da düşündüğü gibi olacak ve araba ona çarpacaktı. Mesafe çok yakındı. Ani gelişen bu düşünceler ile boğuşurken kolundan onu hızla kenara çeken bir elle kendine geldi. Daha yeni acı bir çığlık gibi kulaklarında işittiği korna sesleri kesilmiş, az önce hayatına son vermek üzere olan arabanın yanından öylece geçip gitmesini izlemişti.

Endişeyle kafasını kaldırdığında yuvarlak yüzlü, kendisinden birkaç santim uzun kız da Hilal'in yüzüne aynı endişe ifadesiyle bakıyordu. Hazel gözleri ve kaşlarından anladığı kadarıyla kızıl olan bu kız farklı bir güzelliği sahipti. Genç kız ani bir gülümseme ile önüne düşen lacivert şalını arkaya atarak konuştu. Bu gülümsemeden bile cana yakın bir kişi olduğu çok net anlaşılıyordu. Genç kız Hilal'in sakinleşmesi için takındığı gülümseme eşliğinde,

"İyi misiniz? Size bir şey oldu mu?"

Hilal kafasını 'hayır' anlamında salladı. Şu an yaşananların gerçekliğini anlamaya çalışıyordu. Birkaç dakika hiç konuşmadan, sınır tanımayarak atan kalbinin sakinleşmesini bekledi. Kalp atışları düzene girince başında büyük bir sükunetle bekleyen kıza bakarak,

"Çok teşekkür ederim. Gerçekten o an ne olduğunu bile anlamamıştım."

Genç kız Hilal'in gözlerine bakarak,

"Ne teşekkürü, başınıza bir şey gelmemesine sevindim. Pek iyi gözükmüyorsunuz, isterseniz evinize kadar eşlik edeyim."

Hilal bu teklife hiç de hayır diyecek duruda değildi. Eli ayağı titriyordu. Hala olayın şokundaydı. Ölümle burun buruna gelmişti. Ölümü ilk defa tüm hücrelerine kadar daha yeni hissetmişti. Ölümün ne kadar yakın olduğunu bir kere daha anlamıştı...

 Genç kız Hilal'in yürümekte zorlandığını görünce koluna girerek,

" Tam olarak nerede otuyorsun?"

Hilal arkasını dönerek eliyle hemen önlerinde buluna binayı gösterdi. Bu hareketin ardından ise kızın hazel gözlere kocaman açılmış Hilal'e baka kalmıştı. Şaşkın bir ses tonuyla tek kaşını kaldırarak,

"Burada mı oturuyorsun?"

Hilal kızın neden bu kadar tepki verdiğini anlamamıştı. Ama yine de çok beklemeden cevap verdi.

"Evet, buraya yeni taşındık."

Kız aniden Hilal'in kolunu bırakarak, elinde yerden aldığı çantasını tutan Hilal'in tam karşısına geçti. Gözlerinden çok heyecanlandığı bariz bir şekilde belli oluyordu. Bu kadar heyecanlanacak ne vardı ki?

"Ciddi olamazsın. Bu çok iyi bir şey. Bende burada oturuyorum, arkadaş olabiliriz. Benim adım Azra. Tanıştığıma memnun oldum."

"Ben de Hilal. Bende memnun oldum."

Hilal yorgun ama memnun bir tebessümle kızın elini sıktı. Ne kadar bu ufak tanışma hoşuna gitmiş olsa da, içinde aniden bir çok soru birikmişti. Bu kızı daha önce görmediğine adı kadar emindi. Binada üç daire vardı. Birisinde Tuğba Teyze, birinde ise o ve kardeşleri oturuyordu. Tuğba teyze ise yalnız yaşıyordu. O zaman bu kız en alt katta oturan Bekir amcanın torunu ya da bir akrabası olmalıydı. Ama nasıl? 

KALBİNURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin