Yazardan
Evet yeni bir bölümle merhaba. Açıkçası bu bölüm pek içime sinmedi. Ama şu an atmazsam uzun bir süre atabileceğimi zannetmiyorum. Umuyorum ki bölümü beğenirsiniz. İyi okumalarrr✨✨
. . .
Defne kafenin için de, cam kenarın da bulunan maslardan birine oturmuş, dışarıyı seyrediyordu. Hilal, ufak dükkanın içine girmiş, burnuna gelen yoğun kahve kokusuyla beraber arkadaşının nerede olduğunu anlamak için sağa sola bakınıyordu. Defneyi görmesi bir kaç dakikasını alsa da arkadaşını görür görmez, onun olduğu masaya doğru yürürdü. Defne'nin seçtiği masa dükkanın en sakin ve sessiz köşesinde bir yerdeydi.
Defne, biraz dalmış olsa gerek Hilal'in ona doğru yürüdüğünü fark etmedi bile. Hilal yavaşça sandalyeyi çekerek ayakta bekledi. Sandalyenin çıkardığı sesle kafasını kaldıran Defne'nin gözleri uzun süredir görüşmediği arkadaşı ile buluştuğu zaman genç kızın dudaklarında büyük bir gülümseme belirdi. Karşısın da aylardır bir türlü görüşemediği arkadaşı duruyordu. Defne hızla ayağa kalktı ve Hilalin boynun atladı. Kısa bir süre iki yakın dost masanın başın da böyle kaldılar. İkisi de birbirlerini çok özlemiş, birbirlerine anlatacak çok şey biriktirmişlerdi.
Defne her zaman ki gibi sade ama bir o kadar şık giyinmişti. Siyah eteğini beyaz gömlek ve önünü kapattığı siyah ceketi ile kombinlemişti. Başına ise siyah bir şal bağlamıştı. İnce yüzü ve zarifliği ile Defne, istemese bile her zaman dikkatleri üzerine çekmeyi başaran bir kızdı. Defne doğal güzelliğin vücut bulmuş haliydi resmen. Ama o yaşıtlarının tersine güzelliğini gözler önüne sermemek için oldukça çaba sarf ediyordu. Genelde toplum için de dikkat çekmemeye çalışıp, dışarı da bile sade göze batmayan kıyafetler giymeye hassasiyet gösterirdi. Şu an ise tam bir avukat gibi duruyordu Hilal'in karşısın da. Hilal bir kere daha arkadaşının kendi için en uygun mesleği seçtiğini düşündü. Adalet, kesinlikle Defne'nin alanıydı.
Bir süre daha iki arkadaş oturup, olup bitenleri konuşarak hasret giderdikten sonra Hilal çantasın da getirdiği, babasının deri kaplı siyah defteri çıkararak, arkadaşına kafasını karıştıran bu konuyu açmaya karar verdi.
"Defne geçen gün babamın evraklarının arasından bu defteri buldum. Bir not defteri. Ama bana garip gelen bir şeyler var."
Hilal bir süre durdu. Arkadaşına söyleyeceği sözleri toparlamaya çalışıyordu bir nevi. Hazır olduğunu düşününce tekrar söze girdi.
-"Defne, emin değilim ama babamın ölümünün bu notla alakalı olduğunu düşünüyorum."
-" Nasıl yani? Emin misin elinde her hangi bir kanıt var mı?"
Hilal kafasını hayır anlamın da salladı. Elin de her hangi bir kanıt ya da delil yoktu çünkü. Defne ise defterde yazan son notu okuyor, bir yandan da parmağını kahve bardağının üst köşesin de gezdiriyordu.
-" Hilal haklı olabilirsin ama bu çok yetersiz. Bu kanıya varırken başka dikkatini çeken bir şey oldu mu?"
-"Elim de bir kanıt yok ama içimden bir his bu kaza olayının altından başka şeyler olduğunu söylüyor. Babam ölümden bir kaç hafta önce gerçekten çok tedirgin davranıyordu. Aynı zaman da babama çarpan kişi de de bir gariplikler sezdim."
-"Anlıyorum. Bu konuyu arkadaşlarıma danışacağım. Eğer alanım idari davalar olmasaydı senin davanı üstlenirdim ama şu anlık konuyu daha çok araştırıp öyle dava açmak yerin de olur. Ben arkadaşlarımla bu konuyu görüşüp sana geri dönüş yapacağım. Bu konuyu beraber araştıralım. Eğer gerçekten doğruysa bu işin için de büyük oyunlar dönüyor demektir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİNUR
Teen FictionBabasını yeni kaybetmiş bir genç kız ve babasından geriye kalan birkaç dosya... Aile baskısı ile Hukuk okuyan bir genç ve sokaklarda özgürlük arayışı ... Bu iki zıt hayatın ortak bir çizgiye çekilmesi, tahmini zor olayları meydana getirdi. Bu hikaye...