Annabel
Gözlerimi araladığımda, birinin bacağımı yaladığını hissettim. Aniden yatakta doğrulup beni yalayan kişiye baktım.
"Madonna!" Çığlığımla o da ürkmüş olacak ki, yalamayı kesip bana şaşkınca baktı.
"Aman tanrım seni çok özledim." Madonna'yı kapıp, kucağıma aldım. Beyaz tüylerini severken, onun buraya nasıl geldiğini düşündüm.
Kucağımda ki Madonna'yla, odamdan çıktım. Merdivenden inerken "Anneanne?" diye seslendim.
Aşağı kata indiğimde anneannemi mutfakta kahvaltı hazırlarken yakaladım.
Beni gördüğünde gülümsedi. "Sonunda uyanabildin." dedi. "Ona seni kahvaltıya çağırmasını söyledim." Söylediğine güldüm.
"Anneanne onu buraya kim getirdi?" Etrafa baktığım da kimse yoktu.
"Onu Kelly'nin kız kardeşi getirdi..." dedi bir şeyi hatırlamaya çalışarak. "Adı neydi o kızın." Parmağını havaya kaldırıp düşünüyordu.
"Sasha." dediğimde parmağını şıklattı.
"Ah evet Sasha." dedi. "Bir de hala o adamla görüşüp görüşmediğini sordu bana."
"Ne! Dur. Sana böyle mi söyledi?" Madonna sesimden ürkmüş olacak ki kucağımdan indi. Anneannemde elinde ki omlet tabağını masaya koydu.
"Hadi kahvaltını yap Annabel." dediğini yapıp sandalyeyi çekip oturdum.
"Sasha hangi adamdan bahsediyor, Diego'dan mı?" diye sorduğun da uzunca bir süre cevap veremedim. Anneannem sessizliğimden, sorusunun cevabını anlamıştı.
"Aynı annen gibisin." deyip tezgahtaki işine geri döndü.
"Nasılım?" diye sordum merakla. Şimdi sessizliğe gömülen o oldu.
"Anneanne?" Annemle ilgili konuşmayı pek sevmezdi. Kızını hatırlamak onu duygulandırırdı. Yine öyle olmuştu. Arkası bana dönüp olduğu için, ne yaptığını göremiyordum.
"Onun gibi yanlışı seven." Karşımdaki sandalyeye oturup çayından bir yudum aldı.
"Annem yanlış bir şey mi yaptı?" Böyle bir şeyi ilk kez söylüyordu. Ve şu an konuşmak istemediği çok belliydi. Ama konu annem olunca fazla hassastım.
"Anneanne konuşur musun benimle?" Soruma irkilerek baktı.
"Baban suçlu bir adamdı Annabel." Aniden söylediği şeyle ikimizde öylece birbirimize bakındık. Pişman olmuşcasına gözlerini kapattı.
"Nasıl suçlu biri?" diye sordum.
Yumduğu gözlerini açıp "Sara ile üniversitede tanışmadı baban..." dedi. Bana anlatılan hikaye hep buydu oysaki.
"Sara üniversiteye giderken, baban üniversiteye arkadaşını görmeye uğramış. Ve annen ile rastlaşmış. Kızımın peşini bir türlü bırakmıyordu. Eve sürekli pahalı hediyeler, çiçekler geliyordu. Babanı görür görmez tekin biri olmadığını anlamıştım. Doğru düzgün bir işi yoktu. Ama parası çoktu. Gözümüzü boyamak için her şeyi yapardı. Bir gün sana hamile kaldı. Artık evlenmeleri gerektiğini söyledim. Ama baban anneni sürekli erteliyormuş evlenmek için. Sonra sen doğdun. Adını baban koydu. O kadar güzel ve zarafetliydin ki, adının sana yakışması gerektiğini söyleyip duruyordu."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirli Oyun
Mystery / ThrillerAnnabel kendi çemberinden çıkmaya cesaret edemeyen bir kızken yılbaşında arkadaşıyla gittiği kulüpte başına geleceklerden habersiz James Archer ile tanışır. James Archer da ki tuhaflıkları fark eder. Ama kalbi mantığının önüne geçtiği için kendini...