Annabel kendi çemberinden çıkmaya cesaret edemeyen bir kızken yılbaşında arkadaşıyla gittiği kulüpte başına geleceklerden habersiz James Archer ile tanışır. James Archer da ki tuhaflıkları fark eder. Ama kalbi mantığının önüne geçtiği için kendini...
Gerçeklerin elbet ortaya çıkması gibi kötü bir huyu vardır.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kelly
YILBAŞINDAN 1 HAFTA ÖNCE
Bu hayata gelişimizi hep kutlamalıyız diye düşünen biriyim. O yüzden hayat kısa ve kutlanmaya değer bir şey bulmaya gerek yoktu benim için. Instagram da dolaşırken önüme "The Roof" mekanı çıktı. Elit bir kulübe benziyordu. Bir çok ünlünün fotoğraflarını keşfettiğim de buranın tam bana göre olduğuna emin oldum. Bir yerlere tek gitmekten hoşlanmazdım. Hangi aptal tek başına oturup havalı görünürdü ki? Bu yüzden Harry'i arayıp bu kulübe gitmek istediğimi benimle gelip gelemeyeceğini sordum. Ve o da benim gibi "Bu kulüp yıkılıyor." Dedi. Benim gibi düşüneceğini biliyordum. Ve oraya gitmek için hazırlanmaya başladım. Kırmızı saten mini bir elbise giymiştim. O kadar dikkat çekiciydi ki orada ki erkeklerin bana bakmaması imkansız olurdu. Ben zaten mükemmeldim. Ama iyi bir elbiseyle neden daha da göz kamaştırmayaydım ki. Ev arkadaşım Anna kütüphaneye gitmişti. Bu yüzden evde tek başımaydım. Zavallı Anna. Bu hayata inek olmak için gelmişti. Bense bu hayatı dibine kadar yaşayanlardandım. Korkusuz, özgüvenli, ve çekici. Power puff kızlarının dördüncüsü olmak için adaydım resmen. Annem beni böyle büyütmüştü. Her zaman özgüvenli. Babamsa çocukken bizi bırakıp başka bir kadınla yurtdışına gitmişti. Arkamızdan not bırakmayı unutmamıştı ama. Ne büyük klişe. Sorunlarla başa çıkmayı küçükken öğrenmiştim. En büyük sırrım; günün sonunda en önemli şeyin kendim olduğunu bilmekti.
Evden çıkarken son kez aynaya baktım. Kızıl kıza saçlarım kırmızı dudaklarım ve kan kırmızısı elbisemle mükemmel görünüyordum. Dış görünüş benim için fazlasıyla önemliydi. Komidinin üzerinden anahtarlığımı kapıp beni bekleyen taksiye bindim.
The Roof'a vardığımda içim kıpır kıpır olmuştu. İnanılmaz güzel bir ambiyansı vardı dışarıdan bile. Neon yazılarıyla dikkatimi çekmeye yetmişti.
Kapıdaki sırada biraz bekledikten sonra içeri girdim. Harry'i telefonumdan aradım.
"Neredesin?" diye sorduğum da barda oturup onu beklemem gerektiğini söyledi.
Kendimi bar sandalyesinde bıraktığım da barmene dönüp konuşucakken yanımdaki adama bakmadan edemedim. Kasları gömleğinden dışarı fırlayacaktı adeta. Yüzünü göremiyordum diğer tarafa dönük olduğu için ama arkadan bile beni etkilemeyi başarmıştı. Onunla konuşmak için bir bahane bulmam gerekiyordu ve aklıma hızlıca bir şey geldi.
"Pardon." dediğim de çantamı onum ayaklarına bırakmıştım. Çantamı yerden almak için eğildiğin de bacağımı bacağımın üzerine atıp ilgisini çekmeyi başardım. Göz ucuyla bacaklarıma baktıktan sonra kafasını kaldırıp çantayı barın üstüne bırakıp önüne döndü. Anlaşıldı. Bu adam ilgiyi seviyordu.
"Ben Kelly." Diyerek elimi sıkması için ona uzattım. Elime bakıp yine önüne döndü. Beni biraz zorlayacak gibi duruyordu. Ama bu yakışıklı adamı kaçırmayı düşünmüyordum.
"Kız arkadaşını bekliyorsun sanırım." Başka türlüsünü düşünemiyordum çünkü.
Ve nihayet konuştu.
"Neden tek oturamaz mıyım?" Bu yakışıklıkla zor.
"Elbette oturabilirsin. Hatta bu işime gelir. Sadece seninle tanışmak için sıradayım." dediğim de gülümsedi. Aman tanrım! Çok iyi bir gülüştü bu. Hangi kız böyle bir adama tapmaz diye düşünürken aklıma Anna geldi. Bu adamı beğenirdi ama gururlu ayakları yapıp adamla konuşmazdı.
"Adını söylemeyecek misin bana? Yoksa bu bir sır mı?" O an uzun bir süre söylediğime takılmış gibi yüzüme baktı. Gözü dalmış gibiydi ve onu uyandırmak için elimi salladım yüzüne doğru.
"Hey orada mısın?" Ve bir an da konuştu.
"James Archer." Bu sefer donuk kalan bendim. Bu ismi biliyordum.Onu daha önce hiç görmemiştim ama Archer ilaç firmasının sahibi olduğunu biliyordum. İsim benzerliği olabileceğini düşündüm. Ama Hermes takım elbisesiyle oldukça zengin gözüküyordu. Ve düşüncelerimi okumuş gibi "Evet o James Archer benim."
Şaşkınlığımdan fark etmiş olacak ki kabul etmişti. Anna bu adamın şirketinde iş görüşmesine gitmek istiyordu. Ve bense bu barda oturmuş Bay Archer ile konuşuyordum. Kızım Kelly çok şanslısın! Bunu Anna duyduğun da benden daha fazla şok olacağına emindim. Gelecekteki patronuyla yatacaktım çünkü.
"İstersen daha sakin bir yere gidip birbirimizi daha yakından tanıyabiliriz." Göz kırpıp gülümsedim. Çok mu hızlıydım bilmiyordum ama bu adamı kaçırmaya niyetim yoktu. Ona komik gelmiş olacak ki;
"James Archer olduğumu öğrenen her kadın basitleşiyor."Diyerek alaylı bir gülüş sergiledi. Benim değil de daha çok kendi kendine konuşmuştu ama sesini duyabileceğim kadar yüksekti. Kendimi o an zavallı gibi hissettirtmişti. Şımarık züppe birisi olduğu belliydi. Bir an aklıma yine Anna geldi. Ona beni aşağıladığı gibi aşağılayamazdı. Çünkü Anna benim gibi değildi. O gerçek bir aşk arıyordu. Kendini beğenmiş insanlardan hiç hoşlanmazdı. Etrafımda çok yakışıklı erkek arkadaşlarım olmuştu. Ama hiç birisine göz ucuyla bile bakmamıştı. Arkadaşımın rahibe olduğuna bile şüphelerim vardı.Anna sayesinde bu adama haddini bildirmek çok büyük bir zevk olacaktı benim için. Böylece James Archer her zaman etrafımda olurdu. Ve şu sıralar iyi bir para her şeyi çözebilirdi.
Koluna dokunarak "Sanırım öyle bir kadın tanıyorum." Dediğim de ilgisini çekmiştim. Koluna koyduğum elime bakarak "Nasıl birisini?" Diye sordu bardağındaki viskisini havaya kaldırıp. Bardağa odaklanıp içindeki az kalmış viskiyi sallıyordu.
"İsmini öğrendiğin de bile seninle yatmayacak birisini. Onu ucuz numaralarla elde etmen çok zor."Dediğim de kahkaha attı.
"İsmimi söylemem yeterli olacak benimle yatmak için." Ve sözlerime fısıldayarak devam etti. "Ve benim asla ucuz numaram olmaz." Bu sefer kahkaha atan ben oldum. Ve şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Var mısın bir oyuna o halde? Eğer Annabel'le birlikte olabilirsen ne dilersen dile benden." deyip göz kırptım.
"Ama kaybedersen senden bol sıfırlı bir çek isterim."
James bir süre beni süzüp "Yılbaşı gecesini ayarla. Bu kulüpte onunla tanışmak istiyorum." dedi.
"Bir de şu üstünde ki elbiseyi giydir ona. Onu tanıyabileyim... zevkin baya iyiymiş." Bir an da üstüme bakıp elbisemden bahsettiğini fark ettim. Söylemiştim bu elbise inanılmaz seksi gösteriyor.
"Orası kolay iş ama benim de senden bir istediğim olacak..." Kapıyı işaret ederek "Şu sırada beklemek çok sıkıcı." dediğimde sırıtıp cevap verdi.
"Korumaya ismimi söylemen yeterli." Buna o kadar sevinmiştim ki fazlasıyla havalı gözükeceğime emindim. Harry'i görmemle ellerimi havaya kaldırıp gelmesini işaret ettim.
"Tatlım hoş geldin!" dedim birbirimizi öperken.
Krem bol gömleği ve mavi jean pantolonuyla oldukça güzel görünüyordu. Harry benim liseden beri arkadaşımdı. Ona çok güvenirdim. Ve beni kız kardeşi gibi koruyup kollardı. Sanki benim ruh eşimdi. Harry'i James ile tanıştırmak için döndüğüm de James'ı göremedim. Bar sandalyesi masaya bıraktığı viski bardağı gibi boştu.
