YOLCULUK ZAMANI

12 5 1
                                    

Karahan dan anlatım:)

Sabaha kadar Dönüşün konuştuğu orusbu çocuğunu araştırıyorum. Mert denen itin soy adının Polat olduğunu öğrendim . " Evet , Polat. Dilan Polat"  diye farketmeden mırıldandım. Ben neden bu çocuğu bu kadar taktım. Acaba ben Dönüşü kıskanıyor muyum? Kıskanıyorsam bunun sebebi ne? O kadar fazla dalmışım ki kapı çalma sesini bile duymadım.
Bir anda kapının açılmasıyla beraber odaya Oğuz girdi.
Oğuz:
Vay , vay gardaşım benim. Sen Canın geleceğini tahmin etmeye mi karar verdin?
Ben:
Geleceğini bilmem ama Dönüşüm ün etrafında koşmaya devam ederse sonu senden kötü olur!
Oğuz:
Benim neyim var ya . Çokmu kötü görünüyorum ?
Ben:
Tirip atmak kadınlara yakışıyor. Sen kadın mı oldun .; diyerek bir kahkaha attım.
Oğuz:
E , neyse  bende sana Dönüş den bir haber getirmiştim ama neyse sonra görüşürüz.
Karahan:
Allah'ın cezası gel buraya!  Ne dedi yengen bi anlat!
Oğuz:
Ne yengesi kız seni unutmuş. Ben daha önce de gördüm bu kızı aşk acısı çekerken ama bence seni sevmemiş bile acının 'a'  sını bile çekmedi.
Karahan:
Sen eminmisin.
Oğuz:
Yok ben Oğuz um! Tabi ki eminim oğlum.
Karahan:
Neyse ne , ne diyor hanım efendi?
Oğuz:
Can bir ipucu bulmuş da. Onun için bizi bekliyor  çardakda ; dedi ve odadan çıktı. Ya anlamıyorum bu Can'da olup da bende olmayan şey ne?  Fazla sorgulamadan aşşağı çardağın  yanına gittim. Of ya bu kız resmen doğal afet! Üzerine beyaz t-shirt ve mavi kot ceket, altında  mavi bir kot giymiş.  Üzerine beyaz bir şal bağlamış ve bu beni büyülüyor. Yanlarına vardığımda selam verdim. Dönüş hariç herkes (  Mert ve Oğuz) selamımı aldı. Yanlarına oturduğum da " Caner ne öğrene bilmiş " dedim. Yüzüme  bile bakmadan bana verdiği cevap " Adı Can. Caner değil" dedi. Ne farkeder Can veya Caner , Allah Allah.
Birazcık sinirli olduğum için  sesim sert ve  oldukça  samiyetsiz çıkmıştı.
Dönüş'den anlatım:)
Dönüş:
"Can  konumlarını saptanmış.  Konumlarını bana attı. Konum şu an  Hatay'da bir yeri gösteriyor ama sokağın adı yazmıyor.  "
Karahan:
"Zaten tam  bir iş yapması beklenemez di;" dedi. Bu çocuk Canı kıskanıyor mu yoksa bana mı öyle geliyor.  Karahanın söylediğini duymazdan gelerek konumu inceledim.   Karahan bir anda aydınlanmış gibi " Senin Can yanlış konum bulmuş. Hilal asla Hataya gitmez " dedi. "Ne demek bu yani " dedim. Gülerek" Hilal den bahsediyoruz , senden değil " geri zekalı köpek. " O  gitmem dediyse gitmez , giderim dediyse gider geri dönmez " . Ben sinirden kafayı yiyecektim. " Merek etme arkadaşlarımı bulayım gideceğim birdaha gelmemek üzere " diyerek çardaktan kalkarak odaya ilerledim.  Telefonumu elime alarak  bir umutla Sedayı aradım. Çaldı, çaldı ve açtı. Açtı lan.
Ben:
Seda iyimisiniz ? Nerdesiniz lan siz?
Zülal:
Ben Zülal. Seda ve Elif hala Hilalin elinde biz Ayşe ile kaçtık.
Ben:
Neredesiniz?
Zülal:
Biz şu an Tahir in otelinin bir kilometre ilerisindeyiz . Ne olur hemen gelin . Ayşe, Ayşe çok kan kaybetti." ; demesiyle telefonu Zülal İn yüzüne kapattım. Aşşağıya koşarak  Mert ve Oğuza bakarak " Zülal ... Ayşe .... Kaçmışlar. Otelin bir kilometre ilerisindeymiş " diye nefes nefese söyleyerek motoruma binerek Zülalin dediği yere doğru yola çıktım. Motorla iki üç dakika içinde Zülal gilin yanına gittim. Ayşe yere yatmış kanlar içinde , Zülal Ayşe'nin yarasına  hırkasını çıkartmış bastırıyordu. Yanlarına vardığımda Ayşe'nin üzerine eğilerek Zülale bakmadan "ne zamandır kan kaybediyor" diye sordum.  Zülal yüzüme endişeli bir şekilde bakarak" yarım saatdir kan kaybediyor " demesiyle yanımızda duran arabayla içinden Karahan, Mert ve Oğuz  indi. Karahan göz ucuyla Ayşe'ye bakarak Zülale sarıldı. Oğuza bakarak " bana yardım  et de şu kızı arabaya bindirelimde  hastaneye götürelim " dememle Oğuz Ayşe'yi bacaklarından ben ise kollarından tutarak arabaya bindirdik. Arabaya bindiğimde Karahanın arabasında olduğumu farkettim. Karahan dan anahtarı alarak " Zülali otele götür ,kendine gelsin geldiğimde ifadesini alacağım" dememle arabayı çalıştırarak oradan uzaklaştım.
Hastaneye varmamız la Ayşe'yi ameliyata aldılar.
Karahan dan anlatım:)
Zülali direk otele götürdüm.  Elif ve Sedanın nerede olduklarını öğrenip Tahir den Zülalin yanına gelmesini istedim.  Yarım saat içinde odaya gelmesiyle bir açıklama yapmadan çıkarak arabaya ilerledim. Arabaya binerek  Zülalin verdiği adrese doğru yola çıktım.
(...)
Kapıya tekme atarak içeriye girdiğimde gözlerime inanamadım. Hilal elindeki silahı Sedanın kafasına dayamış bir şekilde sırıtıyordu. Gözlerimin içine bakarak
Hilal:
Hoşgeldin aslanım.
Ben:
Senin aslanını sikim. Bırak lan kızları, sikik beyinli .
Hilal:
Tek bir şartla.
Ben:
Ne lan şartın!
Hilal:
Dönüş , Dönüşü bırakıp  gideceksin.
Ben:
Neden?
Hilal:
Ben seni hâlâ çok seviyorum. Beni kızdırmak için o kıza yaklaştın bununda farkındayım.
Ben:
Diyelim kabul ettim neden sana güveneyim ; diyerek Hilale yaklaştım.  Hilal endişeyle silahı iyice Sedanın kafasına bastırdı.Hilali tutarak kendime çektim ve Sedayı ondan kurtardım. Hilal tam arkasına dönecekti ki dudaklarına yapıştım. Seda ve Elif'e  gözlerimle kapıyı işaret etmemle dışarı çıktılar. Hilalin ağzı kokuyor. İğrenç. 🤮 Hilali kendimden uzaklaştırarak çenesine bir yumruk geçirerek arabaya koştum.  Seda ve Elif arabada oturuyorlardı. Arabayı çalıştırmamla oradan hızla uzaklaşırken  arkamızdan beş el ateş etti.
( ... )
Hızlıca oradan uzaklaştım. Seda nefes nefese bir şekilde " Senin ne işin var lan burada köpek!"  Nefes alarak " Neden bu kadar sinirlisiniz?" Seda başını iki yana sallayarak " Sen nasıl bir iki yüzlüsün " diyerek öksürdü. " Ne anlattı size. O Hilal malı". " Öperken hiç mal felan demiyorsun" diye Elif  biranda çıkıştı. "Tamam, aklınıza takılan her türlü soruyu cevaplayacağım . Şimdi bir sakin  olun. Sizi bir hastaneye götürelim sonrasında söz her şeyi anlatacağım. " diyerek oradan uzaklaştım. İki saat içinde hastaneye geldik
Dönüş'den anlatım:)
Yarım saatdir Ayşe'nin ameliyattan çıkmasını bekliyorum. Sonunda! Oh be .  Ayşe ameliyattan çıktı . Mert Ayşe'nin peşinden giderken ben ve Oğuz doktorun çıkmasını  beklemeye başladık. Oğuz telefonunun çalmasıyla açtı ve yanımdan uzaklaştı.  Doktor ameliyathaneden çıkmasıyla doktoru durdurdum .
Ben:
Doktor  bey  arkadaşım yani Ayşe nasıl?
Doktor:
Merak etme arkadaşın çok iyi hatta sana bir sır vereceğim. Arkadaşın sizi çok seviyor.
Ben:
Bu tanıya nereden vardınız .
Doktor:
Ameliyat boyunca sizi sayıkladı. Bir ara iç kanama geçirdi. Kanamayı durdurduk dan sonra  Dönüş, Seda , Elif ve Mert ismini sayıkladı.
Ben:
Demek Mert'in ismini sayıkladı? Teşekkürler doktor bey. Dikkat etmemiz gereken bir durum varmı?
Doktor:
Yok. Geçmiş olsun hanım efendi; diyerek yanımdan uzaklaştı.
Hastane kapısından içeri Karahan, Seda, Elif ve Oğuz girince bir anda olduğum yerde kalakaldım. Koşarak Seda ve Elif'e sarıldım. Onlarda kontrollerini olunca onları eve götürdüm. İki gün sonra Ayşe eski sağlığına kavuştu. Onu hastaneye almaya hepberaber gittik. Eve geldiğimizde kızlara gideceğimi söyledim. Biraz üzüldüler ama bana anlayışla yaklaştılar.
                 ......Bir hafta sonra......
Valizimi toplayarak Seda, Ayşe, Elif ,Mert ve Oğuz ile vedalaşarak hava alanına gittim. Yola çıkarak Adana'da yaşayan arkadaşım Canın yanına gittim. İki üç saatte  Adana'ya geldim. Uçaktan indiğimde Can beni karşılamaya gelmişti. Canın motoruna binerek eve gittik. Yanımda fazla kıyafet olmadığı için rahat bir şekilde eve gittik. Eve vardığımda Can'a hiçbir şey demeden bana hazırladığı odaya geçerek üzerimdeki kıyafetleri bile çıkartmadan kendimi yatağa atarak kendimi uykunun tatsız ve şefkatli kollarına  bıraktım .


KIŞ AŞKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin