Canın yanına geleli uzun zaman oluyor. Okulumdan kaydımı sildirerek Adana'da bir okula başladım ama okulumu ve arkadaşlarımı çok ama çok özlüyorum. Eski okulum kadar iyi olmasa da idare ediyorduk işte. Yeni okulumda hiçbir arkadaş edinmedim çünkü aklım hep Karahan da idi. Yaptığı kalleşlik daha dün gibi aklımda. Neden bana bu kötülüğü yaptı, buna hiç bir anlam veremedim. Bir kızın duygularıyla oynamak bu kadar kolay mıydı yani? Bazen gerçekten bu erkekleri anlamıyorum.
Arkadaşlarımın yanına iki üç haftada bir gidiyorum normalde. Bazen onlar geliyordu. En son Seda ile iki gün önce konuştuk.İki gün önce Seda beni aradı ve mezuniyet töreni için eski okula davet etti. Ben gelmek istemediğimi söyledim ama aşırı ısrar etti ki dayanamayarak kabul ettim. Daha doğrusu gitmek için can atıyordum ve Sedanın beni çağırması bahanem oldu. Hem eski arkadaşlarımı görecektim hem arkadaşlarımla eğlenecektik. Üç saat sonra otogarda olmam gerekiyor. Aşşağıdan gelen korna sesiyle Canın beni almaya geldiğini anladım. Valizleri alarak aşağıya indim. Can arabasına yaslanarak beni bekliyordu. (Bu çocuğun bir motoru ve birde arabası vardı. Bu çocuk da bizim gibi öğrenci ama maşallah para çok . Bu Can para basıyor deseler hiç şaşırmam) Hızlıca yanına vararak " Naber lan köpek" dedim. " İyi de biran önce yola çıkmassak geç kalacağız. Hayde" diyerek beni kolumdan çekiştirdi. Oflayarak " tamam,tamam" diyerek arabaya yöneldim. Arabaya binmemiz ile Can arabayı çalıştırdı. Otogara giderken kulaklığı takarak Taladro dan kurşun şarkısını dinliyordum. Şarkı şöyle diyordu ;
"Şimdi gözlerinde bi cinayete kurbanım
Yollarıma dikenler örmüşler
Artık anlamı yok vurmanın
Ayaklarına kadar düşmüşken
Geceleri kalan anılarıma bir de
Kurşunları üzerime dökmüşken
Kurtul derdimden, sen benden, ben kendimden"
Bu şarkının son dizede geçen ' Kurtul derdimden, sen benden, ben kendimden' sözüne tam anlamıyla aşıktım. Beni alıyor bir fırtınanın ortasına bırakıp tam pes edeceğim, aynı zamanda en çok güçlendiğim anda gelerek beni alıyor ve tekrardan hayata getiriyor.
🖤
Şarkı ya kendimi okadar kaptırmıştımki otagara geldiğimizi farketmemiştim. Can beni tutarak sarstı. Ona ters ters bakarken otobüsün kalkma zamanına az kaldığını gösterdi. Ya bu saatlere bazen çok gıcık oluyorum. Tam ben kendimi şarkıya kaptırmışken olacak iş miydi bu.Hızlıca arabadan inip valizleri aldım. Koşarak otobüse bindim. İki dakika sonra kalkış yaptık. Can'a el sallayıp kulaklığı takarak şarkıya tekrar odaklandım . Bu sefer Taladro dan olsun şarkısını dinliyordum. Şarkı şöyle devam ediyordu ;
"Soğuktan ellerim üşüyordu
Sanki bi' boşluğa düşüyordum
Ölüm uğruna zevki cinayet
Beni vuran herkesi görüyordum "
Bir ara uyuya kaldım. Uyandığımda bir iki saat kalmıştı. Bu ara telefonumdan bizim "AŞK SARHOŞU AYYAŞLARI " gurubuna girdim. Bu isim nereden aklıma geldi bilmiyorum ama bu gurubu kurarken birazcık sevgilimden ayrılmıştım.
AŞK SARHOŞU AYYAŞLARI
BEN :
-Ne yapıyorsunuz lan.
Eliffim ( gördüğün yerde kaç):
-Enişteyleyiz. Yasen geliyormusun?
Ben:
- Yok ya vaz geçtim. O Karahan denen iti görmek istemiyorum.
Amip beyinli otistik ( Karahan)
- Dönüş özür dilerim. Açıklama yapmama izin ver. Aramalarımada yanıt vermiyorsun zaten.
Ben:
-Kim bu iti guruba aldı!!!!!!!
Oğuz:
- Dönüş bu gurubun kurulma amacı neydi? Bir açıklama yapsana bana.
Ben:
- Bu gurubun amacı aşktan hançer yiyenlerin ve artık bir dipsiz kuyu olanların yaşam sevinci olmak!
Oğuz:
- Tamam işte Karahan da sensizlik ten bir dipsiz kuyu oldu.
Ben:
- Suçlu benim öyle mi?! Tamam ya siz tarafınızı seçmişsiniz.
Seda:
- Kimse sana suçlu demiyor ama ne olur Karahanı bir dinle.
Ben :
- Tamam , dinliyorum. Anlat bakalım.
Amip beyinli otistik ( Karahan):
- Hilale orda sevgilim deme sebebim onu sevmem değildi.
Ben:
- Ne o zaman? Söylesene be sebebin ney? Beni kullanıp atacak kadar değerli olan sebebin ne!?
Amip beyinli otistik ( Karahan):
- Çalı kuşum orda ona sevgilim demeseydim en değerlin ölecekti.
Ben:
- Nasıl yani? Kimden bahsediyorsun?
Amip beyinli otistik ( Karahan):
- Herkesten sakladığın, kimsenin bilmediği, mücevher gibi sakladığın Fransa'da ki kardeşin Toprak. Onu korumak için ne olur beni anla.
Ben:
- Sen... Sen Toprağı nereden biliyorsun?
Amip beyinli otistik ( Karahan):
- Seni korumak için herşeyi araştırdım. Ve daha birçok şey öğrendim. Hepsi senin için.
Ben:
-Kimden beni korumaya çalışıyorsun?
Amip beyinli otistik ( Karahan):
- Galiba zamanı geldi.
Seda:
- Eminmisin? Çünkü sana anlattık sonuçları . Bunları kabul ediyor musun .
Ben:
- Neler oluyor lan burada!
Amip beyinli otistik ( Karahan):
- Dönüş ben, ben Zülali korumak için cinayet işledim. Bir defa değil birçok kez. Artık ben bile sayısını unuttum.Zaten Hilallede orada tanıştım. Ve şu an malesef artık seninde peşindeler. Ayşe ve Mert şu an Fransa'dan dönüyor olmaları gerekir. Toprakda yanlarında.
Ben:
- Benim inmeme yarım saat birşey kaldı. Otogarda sizi bekliyor olacağım.
Amip beyinli otistik ( Karahan):
- Biz zaten otogardayız. Bu arada şu an Toprakda indi hep beraber seni bekliyoruz. Beni affedebildinmi.
Ben:
- Hayır. Kardeşim.; diyerek gurupdan çıktım.
(...)
Otobüsten indiğimde Toprak koşarak bana sarıldı. Gülümseyerek "naber lan eşek arısı" dediğimde Karahanı göstererek kulağıma " enişte de çıtırmış ha " diye fısıldadı. Sinirle ensesine vurarak " benim sevgilim var zaten aptal. Hemde yakışıklı, karizmatik bir erko olur kendisi" dememle galiba Karahan biraz kırıldı. Sorarsanız bu duruma birazcık üzüldüm.
❄️
Bu tehlikenin ne olduğunu öğrenmek için çok sabırsıztım. Eve gitmek için birazcık fazla ısrar etmem üzerine kabul ettiler. Eve vardığımızda odama giderken Karahan kolumdan tuttu ve beni duvarla arasına aldı. Hızlıca etrafa bakarak " ne yapıyorsun be gerizekalı! Çabuk bırak lan beni mal!" Diyerek kurtulmaya çalıştım ama hiçbir tepki vermeden sadece gözlerimin içine baktı. Derin bir nefes alarak " yine ne oldu Karahan, benimle derdin ne? Batıyom mu sana, ben gittim ama sen vaz geçmedin. Ben gideceğim dedim ve gittim, sen seviyorum dedin ama sevmedin." diyerek kafamı sola çevirdim. Ben galiba ağlıyorum. Saçımla yüzümü kapatarak ağlamamı gizlemeye çalıştım. Karahan çeneden tutarak yüzümü yüzüne çevirdi. Şaşırarak " sen ağlıyor musun?". diye sorduğunda " sanane ve!" diye yanıt verdim . Sakin kalmak istercesine bir elini saçlarından geçirerek yüzüme baktı. " Dönüş sana bir soru soracağım ve sonra seni bırakacağım" dediğinde konuşmak yerine onaylar şekilde kafamı salladım. Bedenini bana daha fazla yaklaştırarak " senin sevgilin mi var?" diye sorunca zar zor yutkundum. Aslında soracak olursan benim sevgilim yok ama Toprak peşimi bıraksın diye böyle birşey demiştim ve işde yaradı. Belki Karahanda da işe yarar. " Evet, bir sevgilim var" diye bildim zar zor. Karahan ellerini çekerek bana uzatarak gösterdi " sende haklısın bu kanlı ellerle saçını okşayamam, çocuğumuz olsa onu koruyamam, ben seni bu ellerle sevemem ancak seni incitirim. Benim ilk aşkım da sensin son aşkım da yine sensin. Sen benim kış aşkımsın, kışı mı yaza çeviren, elimdeki kanı unutturan kadın beni unutma çünkü bu kalp seni asla unutmayacak."; diyerek arkasını dönerek uzaklaştı. Ben galiba şu an şeytana uyacağım. Allah'ım sen affet bu Dönüş kulunu diye dua ederek Karahanı kolundan tutarak kendime çevirdim. Şaşkın şaşkın yüzüme bakarken yüzünü elime alarak parmak uçlarımda yükselip onu öpmeye başladım...Toprak ( Dönüşün kardeşi)
Bu bölümde baya zorlandım. Olmamış olabilir kusura bakmayın.
Oy vermeyi unutmassanız sevinirim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIŞ AŞKI
RandomSıfırdan bir aşk yeşerecek.Aşk çiçeği iki gönlün ,iki ruh ikizinin birbirini bulmasıyla kış ayında canlanacak. Karahan ve Dönüşün üniversite son sınıfda bir yanlış anlaşılma sonucu arkadaşları tarafından yakıştırılmasıyla başlar.