11. Senden nefret ediyorum

769 112 298
                                    

Senden nefret ediyorum.

Hayatta her zaman her şey kontrolümde olurdu. Ama şu son 15-20 gündür yani Jimin hayatıma girdiğinden beri hiçbir şey kontrolümde ilerlemiyordu. Ya öfkeme yenik düşüyordum ya kurduma yenik düşüyordum. Başkanla evimin salonunda otururken de yine kontrolüm dışında gelişen olayları düşünüyordum. Belki ikimizin de kızgınlığa girdiği an kurduma yenik düşmeseydim şuan Başkan'ın karşısında iki büklüm oturup cezamı beklemezdim. Belki öfkeme yenik düşmeseydim Jimin'le bu noktalara gelmeyecektik.

Başkan'la Jimin'in kapısının önünde altımda sadece şortla karşılaşalı henüz 20 dakika geçmişti. Ama sanki ömrümden 10 yıl gitmişti. Öncelikle Başkan'la Jimin'in koridorunda ilk göz göze geldiğimizde Taehyung, hemen esprili tavrıyla Başkan'a yaklaşıp durumu el koymaya çalışmıştı. Olayın açıklanabilir hiçbir tarafı yoktu. Üst bedenim morluklar içinde ve çıplaktı kaldı ki karşımdaki de bir deltaydı. Hemde benden 10'larca yıl daha fazla tecrübeli bir delta. Aptal değildi. Her şeyi pekâlâ anlamıştı.

Taehyung'un esprileriyle ortamı yumuşatmaya çalışmasına omegası Jungkook'ta eşlik etmişti. Sonra Başkan bakışlarını benden ayırmadan öfkeli feronomlarını gönderdiğinde ortam daha çok gerilmişti. "Sayın başkan açıklayacağım" deyip birkaç adım geri gidip üzerime giyecek bir tshirt bulduğumda başkanı asansöre yönlendirdim.

Adamın torununu iki gün boyunca becermiştim. Neyi açıklayacaktım bende çok bilmiyordum.

Taehyung'la Jungkook'a başımla yukarıyı işaret edip hızlıca Başkan'ı oradan ayırmaya çalışmıştım. En azından Jimin'in yanında durmaları iyi olurdu.

Başkan'la dışarı çıkıp evime gelene kadar tek kelime konuşmadık. Evimin salonunda hemen koltuğu elimle işaret etmiştim. Başkan'a daha önce böyle bir durumda yakalanmayı bırakın daha önce takım elbisesiz karşısında bulunmamıştım bile. Şu an karşısında Deagu'dan gitmeden önce Jimin'e bıraktığım pejmürde kıyafetlerimle nasıl oturacağımı şaşırmıştım. Tek kelime etmiyordu. Başkan öfkeden mi konuşamıyordu yoksa beni nasıl öldüreceğini düşündüğünden mi sessizdi kestirmek biraz zordu. 

"Açıkla bekliyorum" diye kükreyerek başlamasıyla irkilsem de cesur olmalıydım. "Neyi açıklayacaksın onu da merak ediyorum vaziyetiniz gayet ortadaydı. Jimin'le ilgilen göz kulak ol derken kastettiğim bu değildi." Dedi yüzünü buruşturarak. Hemen toparlandım.

"Sayın Başkan, öncelikle sizin karşınızda bu şekilde oturmak bile benim için yeterince utanç verici buna emin olabilirsiniz. Daha önce ne ailemden ne de benden konsey kuralları dışında bir hareket görmemişsinizdir. "diye başladım. Aile kozu işe yarayabilirdi. Çünkü haklıydım ailem bu zamana kadar hiçbir rezilliğe karışmamıştı.

Öfkesinin arttığını feronomlarında hissederken daha yüksek sesle "Zaten bunu anlamıyorum. Jimin'in bir baş belası olduğunu biliyordum. Ama senin ona alet olacağını hiç düşünmezdim. Bir deltayla vitayı yan yana getirirken bunu hesaba katmalıydım. Ama seni aklı başında zannederdim. Jimin zaten uyuşturucu meselesi yüzünden konseyden ve cemiyetten dışlandı. Şimdi kendini tekrar toparlaması ve işleri ele alması için bu kadar emek harcarken onun böyle bir şeyi yapması... " dedi sinirden cümlesini tamamlayamamıştı.

"Benim hatam efendim." Dedim sakince. Sonra devam ettim. "Jimin kızgınlığa girdiğinde bunu ona ben teklif ettim. Onun kızgınlığı benimkini de tetikledi. Kurtlarımızın arasında bir bağ var. Engel olamadık.Vereceğiniz cezayı bana verin lütfen." dedim.

Öfkeyle ayağa fırladığında yanlış kelimeleri kurduğumu anlamıştım. " Kızgınlıkta mıydınız?" dedi öfkesinden kızarmıştı. Adama kalp krizi geçirtecektim. "Mühürledin mi onu?" dedi bir kere daha bağırarak. Bende mühür olmadığını görebiliyordu. Ama Jimin'i görmeden çıkarmıştım onu.

Faith • YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin