16. Yakında her gece benim olacaksın

614 113 506
                                    

Yakında her gece benim olacaksın

"Beni böyle izlersen uyuyamam"

Gözlerimi hafifçe araladığımda Jimin'in parıldayan gözlerini bulmuştum. 1-2 dakikadır uyanıktım ve Jimin'in beni izlediğini feronomlarındaki heyecanından anlamıştım. Ne zamandır beni izliyordu bilmiyordum. Ama her sabaha böyle uyansam hiç itirazım olmazdı.

Sertçe göğsüme vurmasıyla gülümsememi arttırdım. "Hiçte bile seni izlemiyorum. Yağmur başladı. Fırtına çıkmadan gidelim." Dedi yüzü kızararak. Utangaçlığı beni daha çok gülümsetse de dediği doğruydu. Fırtına ihtimaline karşı dönsek iyi olurdu.

"Tamam, dönelim." Dediğimde cevap vermeden yataktan kalkıp esneyerek lavaboya doğru ilerlemesini izledim. Bende yataktan kalkıp telefonumu aramaya başladım. Gece nerede bıraktığımı bile hatırlamıyordum. Telefonu bulduğumda Taehyung ve Namjoon'un yirmiye yakın araması vardı. Ekrana bakarken tekrar Taehyung'un ismini görünce telefonu açtım.

"Hyung, nerdesin ya? Sonunda açtın. Jimin de açmıyor."

"Sana da günaydın Tae. Teknedeydik."

"Oooo biz burada meraktan ölelim. Siz tekne fantezisi. Bravo Hyungniiiim."

"Öyle değil."

"Neyse gelince anlatırsınız. Başkan brunch için herkesi bekliyor"

"Tamam" deyip telefonu kapattığımda saatin öğlen olduğunu fark edip hızlıca güverteye çıktım. Yağmur şiddetlenmeden çapayı çıkarıp geri dönüş yoluna koyuldum.

Marinaya yaklaştığımda yağmur azalmıştı. Jimin'in yukarı çıkmasıyla kokusu buram buram yayılmıştı. Bu sabah portakal çiçeği kokusuna zambak kokusu da eşlik ediyordu. Arada aldığım bu kokusunu çok seviyordum. Ona gülümsediğimde tekneden inmek için elimi uzattım. Anlamayarak elime baktı. "Artık basın nişanlı olduğumuzu bildiğine göre takibe başlamıştır." Dedim.

Elini yavaşça elimle buluşturduğunda yüzündeki tedirginliği hissetmiştim. Muhtemelen babamın tehditlerinden dolayı tedirgindi. Karşımızda bir değil iki As üye vardı. Bu herkesin korkulu rüyası olabilecek bir şeydi.

Marinadan çıkıp otele yöneldiğimizde kimseyi görmeden asansöre varabilmiştik. Asansörde onun katına bastığımda yanımıza yeni gelmiş koruma alfaları umursamadan yaklaşıp onu kollarımın arasına aldım. Kulağına eğilip "Korkma artık, seni herkesten koruyacağım." Diye fısıldadığımda vücudundaki rahatlamayı hissetmiştim. Yavaşça kendimi geri çekip yüzüme baktığımda bir şey demek için ağzını açtı ama konuşmadı.

Onu bırakıp kendi odama geldiğimde hızlıca duş alıp kahverengi bir takım giymiştim. İçimde bir heyecan vardı. Parmağıma taktığım Jimin'in babasının yüzüğüne baktım. Jimin'in delta babasını az tanırdım. Herkesin sevdiği güçlü bir deltaydı. Birazdan savaşın ilk adımlarını atacaktım. Yüzüğün bana güç verdiğini hissetmiştim. İlk hedefim As üye olan babam ve Jimin'in Vita halası olacaktı. Çünkü onlar ortadan kalktığında diğerleri kolay hale gelecekti.

Jimin'in odasına geldiğimde kapıyı çalmadan açtı. Belli ki kokumu hissetmişti. Yine hayran olduğum gülümsemesini görünce sırıtmama engel olamadım.

"Boş boş gülümseyip durma. Tae aradı. Brunch terasta olacakmış. Hadi geç kaldık." Deyip elini uzatmasıyla kendime gelmiştim. Elini tutup asansöre yöneldiğimizde kurdu kurduma resmen kur yapıyordu. Konuşup anın büyüsünü bozmak istemedim.

Otelin terasına çıktığımızda aile üyelerimiz ve cemiyetten tüm isimler oradaydı. Babamın ve vita Harin'in tiksinen yüzü hemen bizi buldu. Vita Ayunsa hemen yüzünü çevirmişti. Muhtemelen babamla birlikte planladığı oyundan sonra Jimin'le el ele gelmem onu utandırmış olmalıydı. Alfa Lee Dongmin ve ailesinden de öfkeli bakışları hemen almıştık. Jimin elimi sıktığında gerildiğini anlayıp bende daha sıkı tuttum elini. Bakmadım ona ama feronomlarında güvenini hissetmiştim.

Faith • YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin