26. Olması gereken oldu

431 113 333
                                    

Olması Gereken Oldu

Hayatta dikkatsizliklerimizin sonucunu bazen büyük bedellerle öderiz. Taehyung'da dikkatsizliğinin bedelini ödüyordu. Eğer Jungkook'u bu kadar ortaya çıkarmasaydı bunlar olmazdı. Ya da bu sabah Jungkook'u kurtarmak için fevri davranmasaydı çatışma çıkmazdı ve Jungkook şu an can çekişiyor olmazdı. En başında onunla evlenme hayallerine kapılmasa onu tehlikeye atmazdı.

Düşündüm o sırada acaba ben Jimin'le başka şartlarda tanışsaydım ve konsey üyesi olmasaydı yine ona aşık olur muydum? Yine onun için her şeyi yapar mıydım? Ya da Jimin'le evlenmek zorunda kalmasaydım Ayun'la evlendirildiğimde Jimin'e aşık olsaydım ne yapardım? Biz sanırım şanslıydık. Ama benim başıma da bunlar gelebilirdi. Aslında yanlış olan konseydi. Biz sadece normal hayatlar yaşamaya çalışıyorduk. Normal insanlar olmaya çalışıyorduk, ama konsey buna izin vermiyordu.

Jimin yanıma geldiğinde elindeki kahveyi bana uzatmıştı. "Hiç uyumadın, çok yoruldun. Eve gidip dinlen istersen, ben Taehyung ile kalırım." Dedi, sırtıma dokunurken. Başımı kaldırıp yüzüne baktım, yorgun görünüyordu ama dimdik ayaktaydı. Hayat ona hep bunu öğretmişti çünkü. Şımartılmayı bilmemişti ya da benim gibi onu seven olmamıştı. O kadar narindi ki bazen ona dokunmaya bile kıyamıyordum. Şanslıydım işte onu bulduğum için bu bana yetiyordu.

"İyiyim gel otur yanıma" dedim. Yanıma oturdu sessizce. Taehyung doktorla görüşmesi bitmiş yanımıza geliyordu. Ağlamaktan konuşamıyordu. Jimin kalkıp ona sarılırken Jungkook'un öldüğünü sanmıştık. Kalkıp doktorla görüşmeye gittiğimde Jungkook'un vücudundaki kurşunun çıkarıldığını iyi olduğunu öğrenmiştim. Ancak kurşun karın bölgesine geldiği için bebekleri yaşamıyordu. Üstelik şimdi gireceği operasyonla Jungkook'un rahmini de alacaklardı. Bu da demek oluyordu ki bir daha çocukları olmayacaktı.

Namjoon'da yanımıza geldiğinde Taehyung'un intikam yeminlerini dinliyorduk. Ayun'u öldürürse kendide ölecekti. Bunu çok iyi biliyordu. Ancak artık onu zor durdururduk bunu da hepimiz gayet iyi biliyorduk. "Jungkook iyileşsin mühürleyeceğim onu sikerim artık konseyini de Ayun'u da." Dedi hala gözünden yaşlar dökülürken. Jungkook'un daha bilinci açılmamıştı. Acaba başına gelenleri duyunca sebebinin Taehyung'un eşi olduğunu öğrenince ne tepki verecekti ?

Geçen saatler ile birlikte Jungkook'un operasyonu bitmiş yoğun bakımda müşahade altında tutuluyordu. Artık durumu iyi olduğu için hepimiz rahat bir nefes almıştık. Taehyung ağlamaktan bitap düşmüş ama yine de ayaktaydı. "Siz artık gidin uyanınca ben onunla yalnız konuşmalıyım" dedi Taehyung.

"Bir şey olursa hemen ara olur mu?" Dedi Jimin onun kolunu okşarken. Tekrar Jimin'e sarılıp başını salladı. Üçümüz kapıya yöneldiğimiz de Jimin'e döndüm. "Benim otele gitmem lazım, toplantılarım var. Sen eve geç, hastayım diyordun zaten" dedim. Yüzünü astığında yaklaşıp saçlarını okşadım, başını salladı. Dudaklarına bir öpücük bıraktığımda "Akşam erken gel" dedi sızlanarak. Başımı sallayıp korumalar eşliğinde arabaya bindirdim.

Namjoon bana döndüğünde "Jimin haberlere bir şey demedi mi?" Dedi. "Demedi. Sakin garip bir şekilde, bir delilik yapmasından korkmuyor değilim. Takip ettiriyorum sürekli korumasız gezmesine de izin vermiyorum ama belli olmaz Jimin'i biliyorsun" dedim.

Namjoon çalan telefonu ile gülümsedi, Arayan Dongmin'di. Namjoon telefonla konuştuğunda "Hemen geliyorum" dedi.

"Babasını ve amcasını teslim ediyor sonunda" diye gülümsedi. "Yarına cenazedeyiz o zaman desene" diye güldüğümde "İşte işlerini ona göre ayarla, bak önden haber veriyorum" deyip bir kahkaha attı. "Bende geleyim" dediğimde "Gerek yok sen işlerini hallet, Dongmin korkağın teki bir bok yapamaz." dedi Namjoon.

Faith • YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin