32. Artık Bana Aşık Değilsin

382 121 334
                                    

Artık Bana Aşık Değilsin

Bazı şeyler hayatınızdayken yokluklarını hiç düşünmezsiniz. Hatta onlar gittiğinde bile onları kaybetmediğinizi zannedersiniz. Hep bir yerden çıkıp gelebilir mi? Her şey eskisi gibi olabilir mi diye düşünüp kendinizi kandırırsınız. Ta ki acı gerçek gelip yüzünüze çarpana kadar.

Masama oturduğumda sıradan evrakların arasında gördüğüm mahkeme celbi yüzüme gerçekleri kapı gibi çarpmıştı. Jimin'in gitmesinin üzerinden bir hafta geçmişti ve ben bu sabah bana gönderttiği boşanma evraklarını görüyordum. Avukatı gelip durumu izah ettiğinde sinirimden kağıdı adamın ağzına sokmuştum. Korumalar avukatla beni ayırdığında avukat korkarak kaçarken sinirimi daha çok bozmak ister gibi bir örnek daha bırakmıştı.

Jimin'i kırdığımı, üzdüğümü biliyordum ama bu kadar ileri gidebileceğini düşünmemiştim. Gittiği günden sonra nerede olduğunu araştırmış hiç bir şey bulamamıştım. Önce eski oturduğumuz siteye baktırdığımda oraya hiç uğramadığını öğrenmiştim. Sonra Taehyung ve Namjoon'u takip ettirmiştim ki onlarla da bir görüşmesi olmamıştı. Tabii evden gitmeden önceki akşam Taehyung ve Namjoon bana tepkili oldukları için hala benimle konuşmuyorlardı. Dolayısıyla onlardan da bir şey öğrenememiştim.

Aslında Kore'de onu bulamayacağım bir yer yoktu, arasam bulurdum. Ama ruh eşi olduğumuzdan beri içimde onun hissettiklerini hissettiğim için huzurlu olduğunu fark ettiğim an kendimi frenlemeyi başardım. Belki de benimle olmak ona iyi gelmiyordu, belki zamana ihtiyacımız vardı her şeyin düzelmesi için. Ama zamanın her şeyin ilacı olmadığını elimdeki ikinci örnek olan boşanma evrağından anlayabiliyordum.

Jimin giderken ona aldığım zambak kolyesinin yanında bana başkanlık rozetini de bırakmıştı. Tek kelime konuşmamıştık, ama bunun anlamı başkanlık yapmayacağını yerine bakmamı istediğini gösteriyordu. Zaten konseye de izinli olduğunu yerine benim baktığımı bildirmişti. Tabi benim sevgili eşim bununla da kalmamış Park ailesinin As üyelik işlerini de bana yüklemişti ki şu an gerçekten başımı kaldıramıyordum.

Gitmesinden sonra ilk birkaç gün evde kalsam da sonrasında Jimin'in yokluğu evde beni boğduğu için kendimi otele atmıştım. Yaklaşık 4 gündür hem işlerden dolayı otelden çıkamıyordum hem de zaten eve gitmek o yokken anlamsız geliyordu. Jimin'in varlığı dert olduğu gibi yokluğu da dertti işte.

Hafta sonu ikimizi birleştiren otelimizin açılışı olacaktı. Zahmet edip teşrif ederse Jimin'i orada görmeyi planlıyordum. Bugün otelin ofisinde Asya konsey birliği toplantısı yapacaktım. Çin mafyası, Japon mafyası ve Kore mafyası, konseye ve yeni başkana bağlılığını bildirecekti. Bu başkanlık seçimlerinden sonra yapılan rutin toplantılardan biriydi. Zaten Asyadaki mafyaların konseye bağlı olmadan iş yapabilmeleri mümkün olmadığı için Lau Chin Wan hariç bağlılıklarını bekliyordum.

Aslında Çin mafyasının başkanla bağları kuvvetliydi. Ama babamla olan anlaşmazlıkları sonucunda benimle iş birliği yapmak istemeyecekleri kesindi. Zaten başkanla birleşip beni öldürme planları yapmalarının sebebi de Min ailesinin konseydeki gücünü kırmaktı. Tabi aynı zamanda konseyi benim delta olarak yönetmem de onu rahatsız ediyordu.

Bugünkü toplantıda başkan öldükten sonra tarafını değiştirip bana itaatte edebilirdi ya da bunun aksine bana meydan da okuyabilirdi. Ama elimdeki evraklarla toplantıda kavga çıkacağı kesindi. Başkanı öldürme şeklimden dolayı herkes korktuğu için korkup işbirliği yapmak isteyeceğimi düşünsem de ben onu konseyde istemiyordum. Bu sebeple gergin bir toplantı olmasını bekliyordum.

Kapımın çalmasıyla boşanma evrakını kenara indirip başımı kaldırdım. "Bay Kim geldi efendim" demişti omega asistanım. Başımı salladığımda saatin geldiğini yeni farkediyordum.

Faith • YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin