Keyifli okumalar ♡♡
Yorum atın yoksa katil civciv olur evinizi basarım LWLSDLCL
GÜNÜN İKİNCİ BÖLÜMÜ!!!
***
Nil: Üzgünüm, dün dönemedim (23.48)
Yavuz: Dert değil, hikayelerini izledim (:
Nil: Bu hiç adil değil yalnız
Nil: Sen her şeyime erişirken ben sadece adını biliyorum, şanslıysam da üç günde bir sesini falan duyuyorum
Yavuz: Bu durumdan rahatsızsan konuşmayı kesebiliriz?
Nil: Konuşmayı kesmek istemiyorum
Yavuz: O zaman benim isteklerime de saygı duyarsan sevinirim
Nil: Üf, tamam be
Nil: Sen ne yaptın?
Yavuz: Uçağa bindim, uçaktan indim
Yavuz: Otobüse bindim, sonra otobüsten de indim
Yavuz: Şimdi ev topluyorum
Nil: Oha ne kadar çabuk dönmüşsün
Yavuz: Bir gün daha kalacaktım aslında ama aradılar
Yavuz: İş varmış yarın, kalamadım yani
Nil: Anladım
Nil: Hâlâ işten istifa etmen gerektiğini düşünüyorum
Yavuz: Sen düşünme bence
Yavuz: Ayrıca bir şey soracağım ben de
Nil: Sorr
Yavuz: Lisede hoşlandığım çocuk falan diyorsun sürekli
Yavuz: Ağırıma gidiyor
Yavuz: Kim o dingil
Nil: Ayıp oluyor, işinde gücünde çocuğa neden dingil dedin şimdi
Yavuz: Ha ne yaptığını da biliyorsun yani
Yavuz: Sohbetiniz falan var, anladım
Nil: Öyle bir şey mi dedim ben Yavuz?
Yavuz: İşinde gücünde çocuk?
Nil: O lafın gelişiydi
Yavuz: Laflar düzgün gelirse sevinirim, kalbi kırılan birileri var çünkü
Nil: Kudurma lütfen
Yavuz: Kıskanıyorum ne yapayım
Nil: Farkındayım onun
Yavuz: Hâlâ seviyor musun?
Nil: Hayır be
Nil: Sadece zamanında platoniktim işte
Nil: Ah ulan bir kere görsün diye neler çektim ben
Nil: Görmedi kahpe
Yavuz: İyi ki görmemiş
Nil: Ne?
Yavuz: Üzgünüm
Yavuz: Yoksa ben yeterince kahrolmamış gibi daha da çok kahrolacaktım.
Nil: Bazen her şeyde açık olmamalısın.
Yavuz: Bazen çoğu şeyde açık olmalıymışım gibi geliyordu ama
Yavuz: Arayayım mı, müsait misin?
Nil: Müsaitim, arayabilirsin
Mesajı atmamla saniyesinde çalan telefonumu birkaç derin nefes verdikten sonra açtım. Telefonu açtığım anda "Ütü yapıyordum, yazmak zor oluyor." diyen erkeksi sesi duyunca gülümsemiştim istemsiz bir şekilde.
"Ütü yaptığını söyleseydin yazmazdım."
"Seninle konuşabileceğim fırsatları elimle geri tepmeyeceğimi daha öncesinden konuşmuş olmalıydık." Ütünün sesi aramıza girdiğinde sustu bir süre. "Hem ütü yapmak fazla sıkıcı, böyle eğlenceli oluyor."
"Beni mi kullanıyorsun yani Yavuz?"
"Tam anlamı ile kullanma sayılmaz."
"Tam anlamıyla öyle sayılır." dedim sahte bir alınganlıkla. Güldü. Onun gülmesiyle bem de güldüm. "Ütüden sonraki durağımız ne?"
İç çekti Yavuz. İç çekişinden sonra tekrardan ütünün buhar sesi duyulmuştu. Düşünüyor olmalıydı. "Çantamı hazırlarım herhalde."
"İşe giderken çanta mı hazırlıyorsun?"
"Garip mi?"
"Değil mi?" diye sordum şaşkınca. "Çanta hazırlama işini gittiğim tatiller dışında en son lisede yapmıştım. Üniversitede bile çanta toplamadım."
"Mühim bir iş." dedi abartılı tınılarda. Tek hecelik bir kahkaha da atmıştı aynı zamanda. "Yine birkaç gün ortalıktan toz olacağım, o kadar mühim yani."
Hayal kırıklığı ile çökerttim omuzlarımı. "Konuşamayacak mıyız?"
"Konuşabileceğimizi pek sanmıyorum da" Sustu bir müddet. Daha sonrasında muhtemelen gülümseyerek konuşmaya devam etmişti. "Sen benimle konuşamayacağın için üzüldün mü, yoksa ben mi kafamda kuruyorum?"
"Sohbetini seviyorum."
"Ben de seni seviyorum işte." dedi kendi kendine. "Ne kadar da ortak yönümüz çıktı."
Ufak bir kıkırtu sıyrıldı dudaklarımın arasından. Komik, tatlı bir adamdı. Ve her ne kadar içten içe inkar etsem de ona bağlanıyordum. Bağlanmak bir yana dursun, ona alışmıştım. Kısa bir süre olmuştu belki ama alışmıştım.
Kendime yarattığım o küçük dünyaya girebilmeyi başarmıştı.
"Bir daha yapsana onu." demesiyle gözlerimi daldığım yerden çekip kaşlarımı kaldırdım.
"Neyi?"
"Güldün işte, bir daha güler misin?"
"Siparişle mi güleceğim bir de?"
Sorduğum bu soruya o güldü bu sefer. Ama bu benim kıkırtım aksine epey sesli bir kahkahaydı.
"Elimden geldiğince sana yazarım ama çok fazla konuşma fırsatımız olacağını sanmıyorum ."
"Ne kadar önemli bir iş olabilir ki?"
"Bilemem" dedi e harfini uzatarak. "Aklının alamayacağı kadar önemli de olabilir, bunun için mi bu çaba diyeceğin kadar gereksiz de olabilir."
"Ticaret bu kadar çetrefilli miydi ya?"
Yine sustu. Sadece ütünün sesi bölüyordu aramızdaki sessizliği. "Bazen bazı şeyler anlatılamayacak kadar çetrefilli oluyorsa demek ki." demişti içine içine. "Geç oldu." diye devam etti konuşmaya. "Ben sabah beşte kalkacağım, senin de yarın sahnen var yine. Uyuyalım bence."
"Tamam" dedim kafa karışıklığıyla. "İyi geceler, iyi uykular."
"Allah rahatlık versin güzelim."
Kapanan telefona baktım bir süre gözlerimi kırpıştırarak. Bir kişi yüzünü bile görmediğim hâlde beni etkileyemezdi, bu çok yanlıştı.
Ama epey doğru hissettiriyordu...
***
Bana maşallah+ nazar duası lütfen NEVQNSBWDN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANZARAM SEN | TEXTİNG
Krótkie OpowiadaniaYavuz: Olur da bir gün heves sanmayıp, hislerininin gerçek olduğunu düşünürsen hep yanı başındayım. Yavuz: Ama beni bulman gerekecek. Yavuz: Uç yerlerde aramana da gerek yok. Yavuz: Tek kurşuna bakıyor benim hayatım. Yavuz: Yani bulduğun yer ya meza...