2.7

165 15 26
                                    

Oy ve yorum alabilirsem

Teşekkürler teşekkürler ngaagngna

***

İzlediğim videoyu bir kez daha başlattım çaresizce. Yavuz'un yazması, beni lise anılarıma götürmüştü ve lise ile alakalı hatırımda kalan tek güzel şeyler çektiğim videolardı.

Berbat bir lise dönemi geçirmiştim.

Hızlı bir şekilde ve telefonu titreterek görünmeyecek bir yere sabitledikten sonra kadrajda olmamın verdiği stresle ellerimi masanın üzerine koyduğumu gördüm videoda. Bu videoyu izleyene kadar o günü hatırlamıyordum fakat şimdi çok netti her şey. Görmem yetmişti.

"Şansım varsa birkaç kez telefonumun önünden geçer." diye mırıldandı telefondaki kız. Platonik Nil.

Önümdeki test kitabı ile uğraşıyormuş gibi yapıp dizimi salladığımı da görmemle gülümsedim sadece. Gören kişi soruyu çözemediğim için strese girdiğimi düşünebilirdi ki öyle de düşünülecekti az sonra. Ama benim derdim soru falan değildi. Dokuzuncu sınıfta soru çözemediğim için strese girecek falan da değildim zaten.

"Güzel figürler, beğendim" diyerek kolu kadrajda gözüken çocuk ve onun sesini duymamla hareketi duran bedenim...

Zamanında gerçekten de yıkık bir platoniklik dönemi geçirmiştim anlaşılan. Gerçekten yıkıktım.

"İnsan yemiyorum ben." dedi bu sefer daha ılımlı bir şekilde. Daha sonra da sadece kolu değil, tüm bedenini kadraja sokmuştu. Videoyu durdurup görüntüyü yakınlaştırdım yine ve yine.

Sanırım zevkim değişmemişti, çünkü liseli bir ergen hâlâ yakışıklı geliyordu gözüme.

Videoyu tekrardan oynattım. Videoyu oynatmamla duraksayan çocuk hareket etmiş yanımdaki sandalyeyi çekip ters tutarak ona oturmuştu. "Soruyu mu çözemedin yoksa bambaşka şeyler mi?"

"Babamla kavga ettim." Bunu neden o anda söylediğimi hâlâ bilmiyordum. Yanıma hoşlandığım çocuk ilk kez geldiği için stres olmuştum sanırım. "Babamla genel olarak anlaşamayız."

"Babalar biraz öyledir, takma kafana."

"Emekli astsubay bir baban olsa ve doğduğundan beri hayatını zindan etse sen de aynısını düşünürdün." Gereksiz ayrıntı... "Askerlerden nefret ediyorum. Babamı mesleğini yaparken hiç görmedim ama yine de nefret ediyorum." Daha da gereksiz ayrıntı...

Videoyu durdurmadan utançla kafamı yastığıma gömdüm. Gerçekten aptal bir platonikten daha fazlası değildim videoda. İyi diye nitelendirdiğim anılarımın da böyle yıkıkça olması daha da derinden sarsmıştı beni.

"Efe ben." diyerek sanki bilmiyormuşum gibi adını söyleyen çocuğun sesini duymamla tek gözümü açıp ekrana baktım yine. "Senin adını ne zaman öğrenirim tahminen?"

"Sana ne?"

Şakaklarımı ovaladım. Videoyu her baştan izleyişimde daha da fazla utanıyordum gerçekten. "Benim de babam polis." dedi aynı ılımlı ifadeyle. "Seni anlayabiliyorum ama iletişim kurabilirsek güzel olur."

"Neden geldin?"

"Gelmese miydim?"

Bir süre sessizlik oldu aramızda. Kantindeki çocukların sesi ve bahçede top oynayan erkeklerin bağırışları geliyordu sadece.

En sonunda çok şükür ki "Pardon, biraz gerginim." demeyi akıl edebilmeme şükredip dudağımı dişledim. Çocuğum beni hafızasından tamamen sildiği, beni tamamen unuttuğu bir yerde olmasını ummaktan başka bir şey gelmiyordu elimden. "Senin yanıma gelmeni beklemiyordum bir de."

MANZARAM SEN | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin