Fatih'in Gül Yüzlüsü

Bölüm 23

(Medya=şehzade Bayezid ve cariyesi Nigar)

Yıllar yılları kovaladı Amasya'da..
Fatih nice zaferler kazandı şehzadem Bayezid 19 yaşında yiğit, mert, cesur bir şehzade oldu. Çalışma odasından ayrılmayan hep devlet işleriyle uğraşan şehzademin Kılıç kuşanma töreni için istanbula gitme vakti de geldi. Sabah Hünkarın ulağı bir mektup getirdi.
"Benim Aslan oğlum, şehzadem Kılıç kuşanma törenine gelmen icap eder. En kısa zamanda yola revan olun"
Bu mektubu alır almaz hazırlıklara başladım. Saray yine telaş içinde yarın yola çıkacağız. Hazırlıklara bizzat ilgilendim Bayezid'im bir güzel dinlenmeli ve onca vezir, bey, yeniçeri karşısında dik durmalı.
Şehzademin yanına vardım.
"Sabah şerifleriniz hayırlı olsun Aslan şehzadem"
"Hoşgeldiniz validem sizinde"
"Yarın yola revan olacağız, biliyorsun ki taht varisi olman zaten ayrıcalıktı, Kılıç kuşanan ilk şehzade olmanda seni tahta on adım birden yaklaştırdı. Tedbiri elden bırakmamalıyız sana pusu kurup seni düşürmek isteyen düşmanlarımıza bir an bile fırsat vermemeliyiz."
"Siz kendinizi üzmeyin validem bu konularla ben gereken tedbiri aldım"
"Bu gece sana bir hediye göndereceğim aslanım hayırlara vesile olur inşallah bir şehzade doğurur"

Şehzademin yanından ayrıldım ve hareme doğru yürüdüm. Yaşlanmıştım artık, Bayezid yiğit bir şehzade olmuştu öyle güzel şairane bir ruhu var . Yüzüm güldü Bayezid'im tahta en yakın şehzadeydi hele mustafa son yaptıklarıyla tahtı tamamen aklından çıkarmış olmalı. Haremiyle pek meşgul olan Mustafa hünkardan sert bir dille uyarı almış.

Hareme girdim. Kızlar sıraya girmiş halde beni selamladılar. Aklıma yıllar öncesi geldi, yıllar önce bende bu kızlar gibiydim hüma sultanı selamlarken ki heyecanım, yanıma gelip adımı öğrenmesi ve beni evladı için seçmesi.. Çok duygulandım. Kızları süzmeye devam ettim bayezidime yakışır bir güzel seçmeliyim. Bir anda titreyen gözler değdi gözlerime. Kendimi gördüm o cariyede yanına yaklaşıp adını sordum.
"Nigar" diyebildi utangaç sesiyle. Ağalara işaret ettim. Sonra daireme geçip istanbula gitmek için hazırlıklara başladım.

" Nigar'ın ağzından"

Gülbahar Sultan'ın beni işaret etmesiyle kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladı. Haremdeki bütün cariyeler gibi hayal ettiğim şehzade Bayezida kavuşacaktım. Belki bir şehzade doğurur Sultan bile olabilirdim. Yanıma gelen ağalar ve kalfalar ile hazırlanmak için hamamın yolunu tuttuk.

-Şanslı cariyesin Nigar hatun şehzadenin ilk gözdesi olacaksın bir de evlat verdin mi artık sarayın yeni sultanı olursun.

Bu sözler beni mutlu etmişti hamama gittik. Yıkandıktan sonra beyaz tül bir elbise giyindim üzerine kırmızı kadife bir kaftan da giydim. Şehzadenin en sevdiği koku olan Yasemini de hafifçe boynumda gezdirdim. Ardından aynadan kendime baktım. Çok farklı bir Nigar gördüm aynada, artık eski ezilen hizmetçi cariye yok! Bana bu güne kadar yaşattıklarını Victoria yılanına ödeteceğim. Şehzadenin koynuna girmek için her gece raks etmeye gönderilen hatunları dövüp yerlerine şehzadenin huzuruna çıkan o yılan her seferinde amacına ulaşamayıp prenses oluşuna güvenip bizleri ezdi, bana tokat attı o pisliği Sultan olur olmaz bu saraydan göndereceğim. Ben Nigar Sultan olucam bu saraya geldiğim ilk günden beri hayal ettiğim aşkıma Bayezid'e kavuşucam.

Altın yolda yürümeye devam ettik. Kalbimin sesini kulaklarımda davul çalıyor gibi duyar oldum. Her bir adım heyecanımı kat be kat arttıyordu.

-Titriyorsun Nigar hatun sakin ol şehzadeyi de heyecanlandırma.

-İyiyim ben..

-Ne yap et şehzadeyi kendine aşık et ve gözdesi ol

Rukiye kalfa bu sözleri söylerken ben kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Ve sonunda şehzadenin dairesinin önündeydik. Kapıdaki ağa şehzadeye haber verip yanımıza geldi;