Saraydaki işler biter bitmez yola revan olduk. Yağmur yağarken sessiz düşüncelere daldım. Bu defa uzun bir süre sarayda kalacağız ve Fatih ile eskisi gibi çok güzel günler yaşayacağız. Duyduğuma göre yeni bir hatun varmış ismini sual etmedim casus kalfama. Lakin sürekli birliktelermiş.
-Gülsüm, ben o hatunun ve hatta Fatih'in çevresindeki diğer tüm hatunların işini bitireceğim
-Tehlikeli değil mi Hatun Efendi?
-Ne pahasına olursa olsun Gülsüm, Fatih'in gözü eskisi gibi benden başkasını görmeyecek, dili benden başkasına şiirler okumayacak!
-Düğün telaşı içindeler zaten, hünkarımız ancak sizinle alakadar olur.
-Uzun süre kalacağız orda Gülsüm, hünkarımız bir tek benimle olacak bu süre içinde.
-Şehzade Bayezid çok yaşa! Şehzade Bayezid çok yaşa! Şehzade Bayezid çok yaşa!
-Geldik sultanım uyanın artık, aralayın perdeyi bakın İstanbul halkının şehzademizi nasıl karşıladığına!
Gerçekten dehşete düştüm o kalabalığı görünce, şehzademe övgü dolu cümleler söyleniyor.
-Bu şehzadem için büyük moral, İstanbul tahtın varisini iyi biliyor! Sarhoş Mustafa yada küçük çocuk Cem olacak değil ya benim oğlum taht varisi!!!
-Saraya geldik sultanım !
Fatih oğlum Bayezid'i bahçede mi karşılar acaba?
-Aynamı uzat hatun! Çabuk!
Yolda dağılmış saçlarımı toplayıp, biraz da Gül kokusu sürünüp yaylının kapısının açılmasını bekledim. Kapıyı açan ağanın komutuyla başımı oldukça dik tutarak yaylıdan indim. Tam tahmin ettiğim gibi Mehmet karşımdaydı! Tek tutkum, tek aşkım Mehmet ona koşup sarılmak istesem de başımı sağa çevirdiğim an sultanların bana baktıklarını gördüm ve hemen onlara yöneldim.
-Hatice sultanım, sıhhatiniz yerindedir inşallah?
-Hoşgeldin Hatun Efendi, çok iyiyim Elhamdülillahh sen nasılsın?
-Bende iyiyim çok şükür sultanım.
-Erhondu sultanım
-Hoşgeldin Gülbahar.
Kovdurduğum, kovulmuş Sultan bana ismimle hitap ediyor ah ne can alıcı bir ihtişam!
-Valideniz Hatice Sultan yoklar?
-Rahatsızdı kendisi ağabeyimin davetine icabet etmeyi çok istedi lakin takati yok malum yaşlandı artık.
O kurnaz kadın valide Sultan'ın tahtında gözü olan pislik. Mehmet'imin onun buraya gelmesini istemediğinden adım gibi eminim ve Erhondu şeytanına inanmadığımı belli eden bir bakış attım;
-Geçmiş olsun sultanım.Mehmet oğluyla kucaklaşmış, bana bakıyordu. Koşar adımlarla vardım yanına.
-Hoşgeldin benim Gül Yüzlüm.
-Hoş buldum canımın hünkarı,
-Seni bu defa çok özledim Gül yüzlüm, ne kelimelere döküp özlemime ayıp ederim ne de kaleme alıp mürekkebi harap ederim.
-Ya ben Mehmet'im senin için atan bu kalbi özlemim de arttıkça duyamaz oldum. Öyle hiddetle atıyor ki senin sağ tarafınla buluşmadan dinmez.
Alnıma bir öpücük kondurdu.
-Bu gece seni dairemde ağırlamak isterim Gülbahar'ım
Halvet! Hemde gelir gelmez. Belli ki canımın sultanı beni deliler gibi özlemiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fatih'in Gül Yüzlüsü
Historical FictionFatih Sultan Mehmet'in zevcesi 2. Bayezid Han'ın ve Gevher Sultan'ın validesi Gülbahar Hatun ( hikayemiz tarihi kurgudur karakterler dışında hayal/kurgu dan oluşmaktadır)