Ninja Kaplumbağa

687 106 17
                                    

Atış serbest

*

Babam: Bugün okula gidiyorsun

Zehra telefonunu yatağının diğer ucuna bırakıp tavanda gezdirdi gözlerini. Gece karanlıkta parlayan yıldızlar, gezegenler ve ay, gündüz gözükmüyordu. Babası 5 yaşındayken yapıştırmıştı onları. Bir çok insan belki küçüklüğünde yaşadığı şeyleri hatırlamazdı ama Zehra bu anısını çok iyi hatırlıyordu. Karanlıktan korkuyorsa yıldızlara bakması gerekiyordu. Onlar parlaktı... Koşarak annesi ve babasının odasına gitmesine gerek yok demek oluyordu bu da.

12 yaşına gelene kadar ne zaman ev boyansa babası yenilerini alıp yapıştırırdı. Astronot  olmak isteyen kendisi miydi babası mıydı artık bilmiyordu Zehra. Şu ara daha çok babasının bunu istediğini biliyordu. Artık neyi isteyip neyi istemediğini bile bilmiyordu. Yatağının üzerine çıkıp bir kaç tanesini söktü. Babası yapmayı bıraktığında kendisi yapmaya başlamıştı. Önceden onlara bakıp hayaller kurardı. Ay'a elini uzattığında duraksadı.

Artık çok geçti. 2. sınıftı... İstediği kadar yıldız söküp, ay'ı kopartsın hiçbir şey değişmeyecekti. Kendini hep özgür hissetmişti. Ne isterse yaptığını düşünmüştü. 20 yaşında aslında hiç de özgür olmadığını hissettiği bir farkındalık yaşıyordu.

Dışarıda özgür olabilirdi bu evin içinde ya da beyninin içinde o Cem Güneş'in kızıydı. Eğitimci ailelerin yetiştirmek istediği "mükemmel çocuk"lardan biriydi. Gitmediği kurs, almadığı ders kalmamıştı. 3 yaşından beri sürekli bir eğitim çemberinin içindeydi...

Hande'yi düşündü nedense... Bir Baladın'ın resim yapması... Sanatçı ruhlu bir Baladın. Kafasındaki resme uymuyordu. O babaya sahip olup da... Yataktan inip giyinmeye başladı Zehra. Gece sandığı kadar ağlamamıştı. Daha fazla üzüleceğini düşünmüştü hep o an geldiğinde ne yaparım diye kendini strese sokarken o anın içinde yaşadığında düşündüğü kadar zor olmadığını görmüştü.

Evden çıktığında arabasını her zaman park ettiği yere doğru giderken duraksadı. Anahtarı elindeydi ama mercedes'i hala hastanenin otoparkındaydı. Sinirle yürümeye başladı Zehra. Ehliyetinin olduğunu söylemişti ama olmayabilirdi. Daha önce yalan söylemişti niye yalan söylemesindi ki...  Ona güvenmiyordu. 40 dakikalık yol 70 dakika sürmüştü. Işıklarda durduğunda stop edip durmuştu. Kesin ehliyeti yoktu...

Zehra taksi durağına yürürken devamlı bunu düşünüyordu. Ehliyeti yoktu. Göstermesini isteyecekti... Göstermezdi ki. İnatçıydı çünkü kendi ağzıyla itiraf etmiş olmasına rağmen bir de ben Tanrı değilim diye saçma sapan bir savunma yapıp üste çıkmıştı. Mercedes'ini mahvetmişti ve bunu yaparken yüzünde en ufak bir üzüntü ifadesi bile geçmemişti. Arabaları birbirine muhteşem bir rahatlıkla sürterken sakindi. Soğukkanlı bir manyak gibi...

Hande'yi hiç sevmemişti Zehra. Hem de hiç.

*

''Gerçekten güzel kız bu arada.'' Saliha, Zehra'nın fotoğraflarına bakıyordu. ''Sen daha güzelsin.'' Filme odaklanmaya çalışırken homurdanmıştı Hande. ''Yaa teşekkür ederim.''

''Dövmesi de varmış sırtında...'' Telefonun ekranını Aslı'ya doğru uzatırken Hande ona aldırış etmemeye çalıştı, bakmayacaktı... Bakmayacaktı! Aslı ile Saliha'nın arasına girmek kötü fikirdi. Sırf onun yanında mırıl mırıl bu konu hakkında konuşmasınlar diye ortalarına oturmaya karar vermişti ama böyle daha zordu. O yokmuş gibi davranıp konuşmaya devam ediyorlardı.

''Güzelmiş... Çilleri de var...''

Çilleri nerede vardı. Çilleri falan yoktu. En azından Hande'nin gördüğü yerlerinde... Bir yerini de görmemişti. Sadece yüzünü görmüştü kızı tişörtle bile görmemişti ki. Gözlerini kısıp alt yazıyı okumaya çalıştı.

Bi DakikaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin