Atış serbest.
***
''Kuantum teorisini senin anlayacağın dilden anlatayım...'' Zehra konuşurken Hande bir şey dememek için yutkundu. Sıkıcıydı. Kuantum teorisi umurunda değildi. Sadece marvel filmlerinde ve çizgi romanlarda böyle şeylerle karşılaşıyordu. Buna da devam etmek istiyordu. Yine de bir şey demeyip devam etti dinlemeye. Ne zaman ağzını açsa niyeyse bir geriliyorlardı. Senin anlayacağın dilden anlatayım derken de bir gömmüştü Zehra onu ama neyse...
''...Doğanın kanunları var. Arşimet prensibi, Newton'un hareket kanunları, evrensel kütle çekim kanunu, termodinamik kanunları...'' Kanunları sayarken uzun, epey bir uzun parmaklarını tek tek gösteriyordu. ''...bernoilli prensibi, lambert kosinüs kanunu...'' O saymaya devam ederken Hande odaklanmaya çalışıyordu. Can sıkıcı konular...
''Şimdi tüm bunları bir kenara koy.'' Onların ne olduğunu bilmiyordu zaten Hande. Koyabilirdi. Zehra onun boş bakışlarından bunu anlasa da gülümsemesini bastırdı. Hiçbir şey anlamadığı o kadar belliydi ki.
''Koydum.'' O kadar lafı boşuna dinlemişti yani. Devam etmesi için bekledi. İkili birlikte taksiye binmişler Zehra'nın arabasını almak için sanayiye gidiyorlardı.
''Kuantum teorisine göre gerçekleşebilen her şey gerçekleşir. Sonuçlarına doğa karar vermez.''
''Anladım.'' Şimdi bunu bilince eline ne geçmişti hiçbir şey.
''Bir sürü olasılık demek oluyor bu da...'' Hala devam ediyordu. Hande ona gülümsedi. Bilerek yapıyordu galiba. Şimdi buradaydılar ve Zehra galiba onun canını acayip derecede sıkmaya çalışıyor olmalıydı...
''Hugh Everett'in çoklu dünyalar yorumu da bütün olasılıkların aslında gerçekleştiğini söylüyor. Gerçeklik yan dünyalara ayrılır ya da bölünür ama yalnızca bir sonucun gerçekleştiği dünyada yaşadığımız için onu görürüz. Çoklu dünyalar yorumu bu da bizi paralel evrenlere götürüyor.''
''Başka bir evrende en güzel halinle...'' Hande sesini en sakin ve tatlı tonunda kullanmıştı. Zehra onun gözlerine baktığında gülümsedi. Başka bir evrende en güzel halinde bir şansları olur muydu bilmiyordu. ''Aslında...'' Hande konuşacaktı biraz da. ''...Belki de birini görüp ilk görüşte aşık olmanın sebebi budur. Eğer gerçekten Hugh haklıysa paralel bir evrende belki de o insanla çok büyük bir aşk yaşadığı içindir.''
''Çok romantiksin.'' İçten bir gülümseme verdi ona Zehra. ''Çoklu dünyalar yorumu test edilemez olduğu için eleştiriliyor. Ama belki de dediğin doğrudur bunu asla bilemeyiz.''
''Ama neden biri ilk görüşte aşık olurken diğeri onu tamamen görmezden gelsin ki değil mi? Karşılıklı aşık olmaları gerekir.'' Böylece Zehra da ona aşık olurdu ve karşılıklı olurdu..
''Kendi teorini çürütüyorsun yani.''
Hande en kötü sonucun yaşandığı dünyadaydı... ''Öyle oldu.''
''Seninki ilk görüşte aşk mıydı?'' Saliha'dan bahsediyordu Zehra.
''Bilmiyorum. Senin ki?''
''Hayır. Tarık'la çok iyi anlaşıyorduk. Aynı spor salonunda tanıştık zamanla oldu. İlk görüşte aşka inanmıyorum.''
''Belki hiç olmadığın içindir.''
Zehra duraksayıp onun gözlerine baktı. ''Sen ilk görüşte aşık olmuşsun.'' Bilmiyorum dese de çok belliydi. Her zamanki gibi bir şeyi ilk reddedecekti. Niye bu kadar zordu anlamıyordu. Evet ilk görüşte aşık oldum dese zaten olay kapanırdı. Zehra sinirlenmemeye çalıştı.
