Lay lay lay lay lay laaay laaay laaay

738 106 75
                                    

Meliha döndü Meliha döndü!! Elinde hoparlör "söyle ona Sebastian" şarkısını koşarak söyleyen çocuklar gibi şen'iz 😌

Bu bölüm biraz karışık kaset

Atış serbest.

***

''Aşkım sende bir şey sipariş etsene.'' Zehra kendine servis hazırlanırken karşısında oturan Tarık'ın hiçbir şey istememesine bozulmuştu... Hande'yi evine bıraktıktan sonra onu aramış, kendi evine gidip 40 dakika içinde hazırlanmış yemeğe çıkmışlardı güya. Tarık yediği için yemeği reddediyordu.

''Ben yedim aşkım.''

''Tatlı sipariş et o zaman.'' Konunun para ile ilgisi olmadığını biliyordu konu sağlık, dengeli beslenme ile ilgiliydi. Yemeğini yedikten sonra Tarık'a bir şey yedirmek imkansızdı.

''Tatlı yiyemem bu hafta yedim.'' Gülümsedi.

''Madem yemiştin niye söylemiyorsun aşkım.''

''Uzun zamandır dışarı çıkmamıştık...'' Fırsatı değerlendirmek istemişti Tarık. Dedesinin ölümünden sonra böyle bir şey teklif edememişti. Keşke etseydi çünkü Zehra tam tersini düşünüyordu keşke bir şeyler yapsaydı... Hayatı normal akışına döndürebilme cesareti olsaydı Tarık'ın.

''Yedim deseydin ben evde bir şeyler yerdim. Bir şeyler içmeye giderdik.'' Alkol bu içeceklerin arasında yoktu. Tarık alkol kullanmıyordu. Sağlığına zarar verirdi mazallah bir şey olurdu...

Hande olsaydı şu anda uzatıyorsun derdi Zehra'ya bir şeyi çok uzatıyorsun diyen sesi geldi birden kulaklarına. Çatalını bıçağını alıp yemeğine geçti. Hande'yi karşısında Tarık varken düşünmek olmuyordu. Belki de bu Tarık'ın suçuydu... Gözlerini sevgilisine çevirdi tekrar. Gözlerine yakın kaşları kirpiklerinin gözükmesini engelliyordu. Yakışıklıydı. Tarık'ı seviyordu, beğeniyordu. Sorun yoktu.

''Bayadır bir şey yapmıyoruz. Yemeğe çıkalım deyince senin istediğini yapalım istedim.'' Ses tonu da yeterince iyiydi. Allah'tan belasını istemeye gerek yoktu. Bayadır bir şey yapmıyorsunuz çünkü o dedenin yasını uzatmana yardımcı olmaktan başka bir şey yapmıyor... Zehra tekrar yemeğine döndü.

''Yarın traş olacağım.'' Elini ön kısımdaki saçlarına doğru geçirmiş ona gülümsüyordu Tarık. Hiçbir sorun yokmuş gibi. Tabi ona göre bir sorun yoktu niye olsundu ki... Zehra'ya göre de bir sorun olmaması gerekiyordu! Her zamanki halleriydi işte niye bu kadar sinirleniyordu!

''Ol aşkım.''

''3 gün sonra da İzmir'e deplasmana gidiyoruz.''

''Hımm...''

Tarık'ın ona gel demesini bekledi Zehra. Dört beş saniye kadar geçmesine rağmen hiçbir şey yoktu. Vize dönemi 2 gün sonra bitiyordu ve karşısındaki bunu çok iyi biliyordu. Yani onu engelleyecek hiçbir şey yoktu... Sessizlik.

''Aslında beni aramana şaşırdım.'' Sonunda bir konu açılmıştı. ''Vize dönemindeyken sürekli ders çalışırsın.'' Gülümseyerek söylüyordu bunu en ufak bir sitem yoktu. Pasifti bu çocuk. Ama bu onun suçu değildi o hep böyleydi. Zehra yapı olarak baskındı, dediğini yaptırmayı seviyordu. Her şeyi düşünen de o oluyordu. Yani bundan şikayetçi değildi aksine her şeyi kontrol etmeyi sevdiği için hiç sorun olmamıştı şimdiye kadar. Kendine kızdı bu yüzden. Sorun Tarık'ta değildi Zehra'daydı. Bir dakika! Az önce kendi kendine sorun sen değilsin benim konuşması yapmıştı. Kafasındaki düşünceleri bırakıp sevgilisine gülümsedi.

''Evet ama günlerdir iyi değilim. Kendimi kendime getirmeye çalışıyorum.''

''Antrenmana da gidiyorsun.''

Bi DakikaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin