Son dakikada yetiştim iyi bayramlar.
Atış serbest.
***
Hande bloğa çıktığında yanında onunla olması gereken Zehra yoktu. İlkin yükselip boşluktan topa vurduğunda sadece omzunun üstünden arkasına baktı. Parkedeki boşluğa çarpan top. Her şey saliseler içinde olup bitmişti. Zehra yanına geldiğinde Hande gülümsedi. ''Sen daha yeni mi geliyorsun.''
Zehra ona omzuyla ittirdi. ''Dalga geçme Baladın.'' Onlardan 3 antrenman geriden geliyordu Zehra. Bu daha ilk antrenmanıydı. Tempoya alışması gerekiyordu.
Ayça manşeti alıp Dilay'a gönderdiğinde Dilay da Hande'yi pasladı. Hande yükselip vurduğunda top dışarı gitti. Hata yaptığı ya da öldüremediği her sayıda olduğu gibi Zehra'nın gözlerine baktı. Kısılmış ona gülümsüyorlardı.
''Olacak olacak yapacaksın.''
''Çok yoruldum.'' Hata yapması kadar normal bir şey yoktu. Tüm toplar ona geliyordu. Ebrar karşıda Derya onlardaydı. Yedek pasör çaprazı onlarda olduğu için Dilay sürekli güvendiğine oynuyordu Hande'ye. Kendini sırt üstü yere bıraktığında teri ile parkenin yapıştığını hissedebiliyordu Hande. ''Öldüüüüm azıcık ara verelim.''
Herkes bu anı bekliyormuş gibi dağılırken bir tek Zehra kalmıştı onun başında. Göbek kısmının yanına oturup Hande'ye çevirdi bakışlarını. ''Sence şansımız var mı?'' İkisi profesyonel sayılırlardı takımdaki diğerlerine göre.
''Sen oynarsan belki bir şansımız olur.'' Hande sırıtırken Zehra dümdüz baktı. ''Ciddiyim Hande.''
''Bende ciddiyim.''
''Merak etme bir kaç antrenmandan sonra kendime gelirim.'' Onun toparlayacağını Hande de biliyordu. Kafasını yana çevirirken yüzünü buruşturup elini arkasına götürdü. ''Acıyor.''
Zehra gülümsedi. ''Atıyorsun şu an.'' Hala acıyor olamazdı.
''Acıyor ama.'' Vicdanı yok muydu bu kızın azıcık da olsa sızlasa iyi olurdu.
İleride su içen Dilay'a bakarken konuşuyordu Hande. Zehra onun bakışlarını takip etti. ''Sürekli seni paslıyor...'' Güzel olan... Hande'nin dediği şey gelmişti aklına.
''Tabi ki beni paslayacak ben Hande Baladın'ım. Sen pasör olsaydın sende beni...''
''Şu işi ciddiye almazsan kalkıp gideceğim.''
''Tamam.'' Hande kendini kaldırıp onun karşısında bağdaş kurdu. ''Dilay sadece seni kullanıyor. Hücum çeşitliliği yok.'' Zehra'yı ilgilendiren kızım buydu. Yoksa ikisinin bakışmaları falan umurunda değildi. Hande ondan hiçbir koku alamasa da Zehra ondan ağır çapkınlık kokusu alıyordu.
''As takımda herkesi kullanır bence...''
''Bilmiyorum Hande. Beni hiç paslamadı.''
''Kötü oynadığın için...''
''Denemedi bile. Seni çok zorluyor.'' Canı çıkmıştı Hande'nin. ''Hata yaptırıyor.''
''Evet ama antrenmandayız.''
''Sırf güzel diye onun as oynamasını istiyorsun.'' Buse'nin topu nereye atacağı çok belliydi. Bloklara avantaj sağlasa da en azından daha fazla oyuncuyu oyunda tutuyordu...
''Ney.'' Hande gülümsediğinde Zehra da gülümsedi. ''Öyle değil mi?'' Yine itiraf ettirme seansı başlamıştı.
''Değil tabi.''
''Bence pasörleri değiştirelim.''
Hande'nin gülümsemesi daha da genişledi. ''O benim repliğimdi.''
