Pasörleri değiştirelim

688 115 33
                                    

Fenerbahçe ile ilgili o kadar çok dert var ki milli takıma giremedim hiçbir şey yazmıyorum farkındaysanız ahdjsks

Atış serbest.

*

Zehra öne doğru eğilmiş, elini çenesinin altına
koymuş maçı izlerken Hande de tam tersi geriye doğru iyice yaslanmış sandalyenin iki arka ayağının üstünde kendini sallayıp duruyordu. Zehra'nın dikkatini dağıtıyordu. Her an düşecekmiş gibi hissettirip duruyordu. Onunla ilgilenmemeye çalıştı. Ekranında Tarık'la ikisinin kafalarını birbirine dayamış gülümseyerek poz verdiği fotoğraflarının olduğu telefonunu kaldırıp saate baktı. 17:20.

Hande gördüğü manzara karşısında kendini biraz daha geriye doğru ittirdi.

Düşecekti. Şimdi küt diye geriye gidip kafasını vuracaktı. Zehra ağzına kadar gelen cümleleri yutup ortaya konuştu. ''Diğer grubu ne zaman alacağız? Saat 5 buçuk oldu...''

Saat sevgilisi ile ikisinin yüzünü kapatmasın diye bir de göstergeyi en alta çekmişti... İlkin'de hiç iyi oynamıyordu devamlı blok yiyip duruyordu. İlkin seçilmezse Hande tek başına bu insanların arasında ne yapacaktı?! Sarmaşık gibi dolanıp boğuyordu Zehra'nın bu aşk olayı onu.

''8'de başlayacak diğer maç ara verip yemek yeriz.'' Simge cevaplamıştı. Ebrar sanki olimpiyata oyuncu seçer gibi pür dikkat izliyordu maçı. Hande kendini öne attı. Sonunda 4 ayak oturtmayı başarabilmişti sandalyeyi. Zehra ona yan bir bakış attı hiçbir şey söylemeden önüne döndü tekrar.

Ne vardı şimdi? Hande ne yapmıştı şimdi? Bir şey yapmazsa İlkin hayatta seçilmezdi. ''Bence takımları 2. yarı karalım. Bu takımın pasörü çok kötü.'' Kızın adını bilmiyordu. Diğerinin de bilmiyordu. ''İyi pas alamıyorlar. Güzel olan oynatsın bir de şu takımı.''

Güzel olan... Dilay'ı kast ediyordu. Zehra elini dudaklarına koymuş konuşurken ona dönmüştü.  Ciddiyetle dinliyordu. Güzel olan 9 harfli, iki kelimeliyken Dilay 5 harf, tek kelime basit bir hitap şekliydi. Kızı beğenmişti demek. Takım da bir de böyle aşk rüzgarları estirmezdi inşallah. Gerçi sevgilisi vardı. Sevgilisi varken de böyle bir şey yapar mıydı? Şaibeli. Zehra olsa ona asla güvenmezdi mesela. Hande ile aralarında sadece 15 santim falan vardı. Onun kokusunu duymayı istedi Hande bir an sonra vazgeçti. Sevgilisi vardı. Kafasını biraz daha öne eğip ondan kurtuldu.

''Doğru söylüyor.'' Ebrar yeni arkadaşını kupa bebeğini onaylamıştı.

''Arkadaşın o takımda diye yapıyorsun.'' Sadece pasörü değiştirmek istemişti. Karma denemezdi buna. Tek bir oyuncu değiştireceklerdi o kadar. Sırf İlkin için yapıyordu.

Evet onun için yapıyordu ama adil değildi bu. ''Pasör çok kötü.''

''Çirkin olan mı?'' Zehra laf sokuyordu ama Hande'nin ağzından o kıza karşı çirkin lafı çıkmamıştı. ''Ben çirkin falan demedim.''

''Güzel olan dedin.''

''Güzel çünkü.''

''Kadınları güzel, çirkin, şişman, zayıf ya da başka türlü ayıramazsın.''

''Off be Zehra.'' Ebrar vermişti tepkiyi. Şimdi toplumsal mesajın sırasıydı sanki. Ebrar bile bıkmıştı şu huyundan. Her yerde kamu spotu olmaya gerek yoktu. ''Şişmansa şişmandır, zayıfsa zayıf.'' Niye ayıramıyordu anlamıyordu Hande.

''İnsan tamam mı? Sadece insan.''

''Ben ne dedim? Hayvan mı? Ninja kaplumbağa mı?'' Hande'nin dediği şeyle Zehra duraksadı.

''Sana hayvan demek istemedim, sen bana poison Ivy dediğin için sinirle söyledim.'' Hande başlatmıştı.

''Poison Ivy hayvan değil. Sana şişman da demedim. Kimseyi zayıf şişman diye ayırmıyorum yani.''

Bi DakikaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin