Ankara

740 96 35
                                    

Tam bir şeye sinirleneceğim aklıma Jose Mourinho geliyor. Bulutların üstünde birinden birine atlamak gibi bir duygu pöfür pöfür bir mutluluk ahdjsks Böyle inanamıyorsun. Arada durup aklına geliyor alla alla diyorsun ajdksk Elinde tutup salladığı forma Fenerbahçe forması şaka gibi rüya gibi. Jose Mourinho ile aynı şeye sevinip aynı şeye sinirleneceğiz JOSE MOURİNHO ile laaaan 😏😎

***

"Ankaraaa'nın taşınaaa bak... Gözlerimiiin yaşınaaa bak..'' Hande elindeki rakı bardağını havaya kaldırıp söylemeye başladığında Aslı gülümsedi İlkin onun yanından uzanıp Hande'nin bardağına kendininkini vurdu.

''Uyaaan Uyaaaan Gaziii Kemaaal şu feleeeğinnn işinee bak!''

Rakısını dibine kadar içip bardağını hızla masaya vurup daha yüksek sesle başladı. ''Ankara'nın taşına bak, gözlerimin yaşınaaa bak. Uyan uyaaan Gazi Kemal şu feleğin işine baaak!'' Tüm takım ilk defa bugün antrenmana başlamışlar ama Zehra hanım yoktu! Sevgilisinin Ankara'daki deplasman maçına gitmiş 3 gün orada kalacaktı. Bugün günlerden cumartesi, aylardan Kasım, dışarısı yağmurlu, İlkin'in öğrenci evi sıcaktı.

''Millet aşk acısı çekip içince arabesk söyler, en olmadı Ankara'nın bağlarını, erik dalını falan söyler bizim ki Ankara'nın taşına bak'ı söylüyor.'' Aslı, Saliha ile konuşurken Hande onu duymuştu. ''Atama şikayet ediyorum.'' Karşısındaki şarap bardağına uzandığında Aslı ondan hızlı davranıp eline almıştı.

''Yeter artık kusacaksın.''

''Midemi bulandırıyor.'' Zehra'nın yaptığı şeyler onun midesini bulandırıyordu. ''İçimde kelebekler uçuşması gerekmiyor muydu? Bu öyle bir şey değil miydi?'' Saliha'ya soruyordu Hande ama Aslı cevapladı.

''Yavrum bu öyle bir şey değil. Karşılıklı ya da imkanlı, olasılıklı bir şey olduğunda heyecanla uçuşur o kelebekler.'' Yine realistliği üstündeydi. Hande sürrealist bir ressam değildi hatta en sevmediği resim akımı sürrealistlerdi. Gerçeküstücüler Zehra kadar olmasa da canını aşırı sıkıyordu. Tüm bunlara rağmen Aslı kadar anti sürrealist değildi. Biraz umuda ihtiyacı vardı. ''Böyle sevgilisi olan birine aşık olununca olmuyor.''

Saliha onun ayağına aşağıdan vurduğunda Aslı aldırış etmedi.

''Kime aşıksın?'' İlkin anlamıştı aşk acısı çektiğini de kime olduğunu anlayamamıştı. Bunu bu akşam 3. kez soruyordu kimse de sallamıyordu.

''Ben istemedim aşık olmayı.''

''Kime aşık?'' Bu sefer kendini duyuracaktı İlkin. Sandalyesinden kalkıp Saliha'nın yanına doğru ilerlerken savrulup kıkırdadı. ''Dünya dönüyor.''

''Galileo.'' Hande mırıldanıp boş rakı şişesine uzandı. Fiziğin, astronominin, onun bunun her şeyin babasıydı Galileo. Rönesansın bilim adamı... Zehra, Galileo'yu bile ondan çok severdi kesin. ''Galileo, koca güneşin işi yok bir salkım koruğu üzüme dönüştürmek için günlerce uğraşıyor demiş.''

''Beyni yandı bunun.'' Aslı mırıldanırken İlkin sandalyelerinin arkalarına tutuna tutuna Saliha'nın yanına gelmişti. Bir an duraksadı. Niye geldiğini düşündü. Saliha'nın omzunun üstüne doğru eğilmiş öylece duruyordu. Hatırlayacaktı şimdi.

''Mevlana da ama üzüm olmak yetmez şarap olmak gerekir demiş...'' Hande rakı şişesini yan vaziyette masaya koyup, şarap şişesine uzandı. ''Çünkü şarap aklı baştan çıkartır. Geriye sadece aşk bırakır.''

Saliha, solunda kulağının dibine dudaklarını sokan İlkin'in fısıltısını duydu. ''Kime aşık?''

''Hı?'' Saliha ona dönmüştü. ''Hande kime aşık!'' Biri artık ona bunu söylemeliydi. Bir tık yüksek sesle söylediği için Hande ona döndü. ''Koca bir güneşe.''

Bi DakikaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin