Rüya

296 24 22
                                    

Şarkıyı sevdiğim için koydum umarım sizde seversiniz. İyi dinlemeler.

Öncelikle arkadaşlar size bir şey sormam lazım şimdi Sirius Polaris'in geçmişini 1 ya da 2 bölüm sonra tahmin edebildiğiniz bir kişiden öğrenecek ama siz bu geçmişi Sirius ile mi öğrenmek istersiniz yoksa hayır ben beklerim mi dersiniz çünkü çoooo...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Öncelikle arkadaşlar size bir şey sormam lazım şimdi Sirius Polaris'in geçmişini 1 ya da 2 bölüm sonra tahmin edebildiğiniz bir kişiden öğrenecek ama siz bu geçmişi Sirius ile mi öğrenmek istersiniz yoksa hayır ben beklerim mi dersiniz çünkü çooook uzun bir süre sonra benim bile tahmin edemediğim bir kişinin Polaris'in hayatınındaki rolünü göreceksiniz.

Ve bir uyarıda bulunayım bu hikayede bir kaç tane kuralı yıktım. Hatta bir kaç tane değil baya bir kural yıktık. Yanlış anlaşılmasın bunları bilmediğim için değil kurgu bu şekilde ilerlediği için ve yıktığim kuralları spoiler olmasın diye bölümün sonuna yazacağım. O zaman bölüm başlasın. (Bir sonraki bölüm oldu. Bölümü ikiye bölmem gerekti. İyi okumalar.)

Rüya

Polaris daha önce hiç bilmediği bir yerdeydi. Her tarafı sis basmıştı. Polaris sisin içinde ilerlerken önüne görmediği için ellerini öne atıyordu. Birden bir kayaya takılıp düştü. Düştüğü an sisler dağılmaya başladı. Havadaydı. Sanki Bulutların üstünde gibiydi. Üstünde saçlarına tam anlamıyla zıt beyaz bir elbise ve pelerin vardı. Rüzgardan Saçı ve elbisesi uçuşuyordu. Yavaşça dizlerininin üstüne çöktü. Bulutların üzerinde aşağıya baktığında denizin ortasında üsten bakınca üçgen şeklinde gözüken karanlık binayı gördü. Etrafı ruh emicilerle sarılıydı. "Azkaban" dedi. ( Düşünsenize kitabın sonunda Polaris azkabana gidiyormuş.)

Marlene: Doğru

Arkasından gelen sesle kafasını çevirdi. Annesi onunki gibi beyaz bir elbise içinde onun yanına çökmüş onunla birlikte aşağı bakıyordu. Sarı saçları ve beyaz elbisesiyle bir meleğe benziyordu. Polaris annesine baktı. Uzun zamandır onu görmemişti. Marlene onun zamanındaydı belki ama annesi değildi. O onunla aynı yaşta olan bir kızdı sadece. Annesi değil. Şimdi annesinin yanında olması o kadar süre sonra ilk defa yalnızlık hissini yok etmişti.

Polaris: Anne. Sen nasıl geldin?

Marlene: Fazla zamanımız yok. Karanlık kendine yoldaşlar arıyor. Ve geleceği ilk yer burası Polaris. Belki Voldemort'un ilk hedefi sen değilsin ama azkabandakiler ilk hedefi sensin. İntikam istiyorlar Polaris. Dikkatli ol. Kendini hazırla. Karanlık yükselişe geçiyor.

Bir anda etraftakiler yok olmaya başladı. Polaris hemen ayağa kalkıp annesine döndü.

Polaris: Anne gitme. Biraz daha kal lütfen. Ya da beni de götür. Beni burada bırakma.

Marlene: Üzgünüm İris. Bunu yapamam. Sen bu dünyaya ait değildin. Artık uyanman gerekiyor. Hem unutma ben sana gözükmesem bile her zaman yanındayım.

Polaris, Marlene: Daima

Polaris son kez annesine sarıldı. Bir süre sonra annesi yavaşça yok oldu. Polaris boşta kalan ellerini kendine sardı. Ve gözlerinden yaşlar süzülürken aklında annesinin sesi yankılandı. " Karanlık yükselişe geçti. Kendini hazırla. Artık uyan İris uyan" Polaris bir anda yatağından fırladı. Üstü terden yapış yapış olmuştu. Gözlerini duvara çevirdi. Saat daha yeni 6 ya geliyordu. Sonra yan yatağa baktı. Gerçeklik algısı yok olmuş gibi gerçeği bulmaya çalışıyordu. Hermione ise yan yatakta uyuyordu. Polaris'in kalbi çok hızlı çarpıyordu. Elini kalbinin üstüne götürdü. Biraz olsun sakinleşince komidinin üstündeki sürahiden su doldurdu. Bir dikişte suyu bitirdi. Gözüne komidinin üstündeki annesi ile olan fotoğrafı çarptı. Çerçeveyi eline aldı. Annesinin fotoğrafını okşadı. Marlene gülümseyerek kucağına almış olduğu kızını kendi etrafında döndürüyordu. Polaris Çerçeveyi göğsüne bastırdı. " Seni çok özledim anne." Diye fısıldadı. Sonra fotoğrafı yerine koyup banyoya girdi.

Çapulcular Gelecekte (Polaris Black)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin