2. Gün

132 41 147
                                    

Renginin ayırdına varamadığı ama pek insansı görünmeyen vücudunun her yanından çıkan ve birbiriyle uyumlu şekilde açılıp kapanarak zeminin birkaç metre üzerinde süzüldüğü halde onu takip etmeyi sürdüren varlığın enerjisini hisseder gibi oldu. Ve bu enerji dalgasından pek de olumlu duygular aldığı söylenemezdi.

"Koş Eflatun koş, babasının ruhuna sıçtığım koş," diye kendini motive etmeye çalışırken bir yandan da gözleri ağaç olabilecek bir şeyler arıyordu. Belenbaz'ın, gök pusatın mucidinin bu yeni pusat hakkında yazdıklarından hatırladığı kadarıyla yabancı gezegenlerde yükselen ağaçların her biri kendine has farklı fiziksel görüntü ve özelliklere sahipti. Buradaki ağaçlar kim bilir nasıl görünüyordu!

Beyninin içinde 'Eflatun,' diyen bir ses işitince bir anlığına bütün benliğinde koşmayı kesmek için bir güdü hissetti. Ses duru ancak ürkütücü idi. En son ruhunun böyle titrediğini hatırladığında Tamu'da, Kerabra gölüne düşmüş ve burada, işlediği suçlardan dolayı pişman olmuş ruhların azabını hissetmişti. Bu azap öyleydi ki ruh gerçekten pişman olmuş olsa bile bu ancak cezasının daha da ıstıraplı hale gelmesine ve uzamasına neden oluyordu. Yine de bu seferki titreme ıstıraplı değil, garip biçimde güvenilirdi.

Yarımşar saniye aralıklarla çırpılan kanatların melodik sesiyle birleşen ünlemeye itaat etmek istese de bunu yapamazdı. Yabancı bir gezegenden gelse de büyü büyü idi ve hiçbir cinin, hiçbir ruhun büyüsüne kapılamazdı, kapılmamalıydı. En azından boynundan sarkan cevşen işe yaradığı sürece. Yine de bu büyü, şimdiye kadar karşılaştığı en cezp ediciler arasındaki yerini almıştı.

'Eflatun,' sesi kulağında ve daha ziyade beyninin derinlerinde yankılanırken çaresizce okşadığı cevşeninden umut dilenmek şu an için yapabileceği tek şeydi. Bir de Ak Ana'ya dua etmek. Zira acundan pek uzaktaki bu topraklarda Etigün'e edeceği dua muhtemelen onun kulaklarına erişmezdi ancak Kayra Han'a evreni yaratma hususunda fikir veren Ak Ana onu evrenin hangi deliğinde olsa duyardı. En azından ümidi o yöndeydi.

"Şunlar olabilir mi?" diye içinden geçirdiği şeyler elbette ağaç olduğunu umduğu tümseklerdi. Birkaç yüz metre ilerisinde gördüğü şeyler de tıpkı buraya ilk adım attığı bölgedeki çimenler gibi kırmızı renkliydi ve yaklaştıkça anlıyordu ki gerçekten de ağaç olabilirlerdi. Ancak arkasında çırpmakta olan onlarca kanat artık neredeyse ensesine değmek üzereydi.

"Çok az kaldı," dedi kendisini motive edebilmek için. Arkasına bakmaya cesaret edebilse göreceği şey muhtemelen yelkenleri suya indirip ölüme teslim olmasıyla sonuçlanırdı. Ama o bakmadı ve beyninin her köşesinde yakarı dörtlükleri, bir yanında içine düştüğü durumla ilgili kritikler ve elbette başta Belenbaz olmak üzere evrenin kapılarını şamanlara açan tüm gök pusatlı kamlara küfür vardı. Küfürler iç düşüncelerinin en avaz avaz seslerini oluşturuyordu.

Bir yandan acilinden eşik ateşi yakmak için ceplerinden birindeki çam pürünü çıkardı. Alev oluşturmak için kibrit, çakmak ya da bu nevi bir alete gerek duymuyordu. Ufacık bir söz pürün alevlenmesi için yeterliydi.

"Ak Ana!" diye bu defa dudakları, boğazı, ses telleri ve ciğeriyle saldı göğe haykırışını. "Yardım!" Son çırpınışının ardından alev oluşturmak için kullandığı efsunlardan birini sağ avucundakine yönlendirdi. Bu gezegenin havasının içinde artık başka neler varsa pür her zamanki gibi kızılca alevler saçmak yerine mavi ve beyaz yanıyordu. Yine de işe yarayacağını umdu.

Elinde büyüyen alevi yabanıl ağaçlardan birinin önüne acele ama yıllar içinde alışkanlık edindiği nezaketle bıraktı. İkinci eşik alevini de hemen ardından diğer bir ağacın önüne bıraktı ki kanat çırpma seslerinin kesildiğini duyunca yakalandığını da hissetti. Yapacak bir şey yoktu. Artık dünyadan kim bilir kaç ışık yılı ötedeki bu yerde, yurdundan uzakta ölüp gidecekti. En azından katilinin yüzünü görmek için ardını döndü. Yine de ağzından eşiği açacak dizeler aynı alışkanlıkla döküldü. Her kamın kendi eşik yakarısı vardı. Eflâtun'unki kısa ve kesindi.

EFLÂTUN - BİR ŞAMAN ÖYKÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin