9. Gün

31 19 1
                                    

Belenbaz, kılıcını tekrar kınına yerleştirdi ve derin bir nefes aldı. Az önce yaşadıkları çatışma onu oldukça zorlamıştı. Eflâtun ise yüzünde tatmin olmuş bir ifadeyle Belenbaz'a bakıyordu.

"Şimdi zaman kaybetmeden geri dönmemiz gerek," dedi Eflâtun. Torbayı içindekini iyice rahatsız etmek istemiş gibi sallayarak sırıtıyordu.

Belenbaz, cehennemin kaotik atmosferinde bir an bile olsa rahatlamak için gözlerini kapattı ve içindeki gücü toplamaya çalıştı. Kendine geldiğinde, elini yere doğru uzattı ve konsantre oldu. Eşsiz yeteneği olan eşik açma yetisini kullanarak, dünyaya giden bir geçit oluşturmaya başladı.

Yer, sanki bir bıçakla kesilmiş gibi yarıldı ve önlerinde parlayan bir ışık belirdi. Geçidin öteki tarafında, cehennemin karanlık ve sıcak atmosferinin aksine serin ve aydınlık bir dünya görünüyordu. Belenbaz ve Eflâtun, geçidin içinden geçerek kendilerini tekrar dünyada buldular.

Dünyanın ferahlatıcı havası, Belenbaz'ın ciğerlerine dolarken rahat bir nefes aldı. Eflâtun ise torbayı sallamaya devam ediyordu. İkisi de geri dönmenin getirdiği güven hissiyle biraz daha rahatlamışlardı.

"Başarılı bir operasyon oldu," dedi Eflâtun, torbayı bir tam tur havada döndürerek. "Seninle çıraklığında karşılaşsam manyak kuşanman için her şeyi yapardım."

Gözünü cilveli bir tavırla kırptı. Genç şaman ise bunu yine görmezden gelmeyi seçti ancak bir noktada bu tavırları bunaltıcı olmaya başlarsa sert bir tepki vermesi gerekecekti. Şimdilik önlerindeki uzaylı yaratık problemini aşmaları gerekiyordu.

Arindegâh'a, Kâşif'in hususi saklanma gezegenine hemen geçmeleri gerekmiyordu. Kim olsa cehennemde geçirilen belirsiz süre boyunca bedenen ve fiziksel olarak güçsüz düşerdi. Ki buna sadece Tamu'nun zehirli atmosferine maruz kalmak bile yeterdi.

Belenbaz, Eflâtun'un son teklifini de ısrarla reddederek onun evinde kalmayacağını söyleyip kendi evine yollandı. Gerçi serâvazın kellesini onda bırakmak ne kadar güvenli diye bir an düşünmüştü ama boş bir şüpheden başka bir şey değildi bu. Elbette bilinçaltının en karanlık dehlizlerinde Eflâtun'la birlikte gecelemek için bahaneler aramıyorsa.

Belki bin yıldan daha uzun bir zaman sonra yeni bir pusat keşfederek tüm geleneği, töreyi adeta baştan yaratmış olunca üzerine aldığı sorumluluğun yükünü sık sık hissediyordu omuzlarında. İlkin bu gök pusat olayı basit bir mevzu gibi başlamıştı. İmal etmeye başladığı pusatın adı Adi Cepken olacaktı ama sadece hammaddelerinin, bazı parça, aksesuar ve süslerin menşei adımlayabildiği diğer diyar ve boyutlar olacaktı o kadar.

Sonunda yalnız başına kalabildiğinde düşüncelerine hücum eden cümlelerin ana konusu bunlardı. Şimdilik sadece Yolhan vardı yanlarında. Ancak bazı çırakların gök pusata bürünmek niyetinde olduğunu hem işitiyor hem de bu çırak adaylarının kimisi onu bulup yakasına yapışıyordu kendisine hocalık etmesi için. Ama o da henüz otuzlarına bile gelmemiş çok genç ve deneyimsiz bir şamandı. Potansiyel bir çırağa öğretebileceği bir şeyi olduğunu düşünmüyordu. Gök eşiğe ve gezip isimlendirdiği, az da olsa hakkında bildiklerini kayda geçirdiği diyar ve boyutlara dair bildiği azıcık şey, başka genç şamanların hayatını riske atabileceği kadar geniş değildi.

Yine uykuya dalamadığı yatağından çıkıp kendisini dünyanın aşina gecelerine attı. Yürümek ona her zaman iyi gelmişti. Belki de sırf bu yüzden bu kadar kolay eşik açabiliyordu, kim bilir? Bir gün tanrılardan biriyle karşılaşırsa bunu sormaya cesaret edebilirdi belki.

Gecenin serinliğinde yavaşça ilerlerken zihnindeki düşünceler adeta bir girdap gibi dönüp duruyordu. Yıldızların altındaki sessizliğin içinde, zihnindeki karmaşayı yatıştırmaya çalıştı. Ayakları onu bilinçsizce, yıllardır meditasyon yaptığı ağacının altına getirdi. Doğduğu gün anne babasının onun adına diktiği bu ağaç Belenbaz için bir ağaçtan fazlası olmuştu hep. Başkası bunu bilse gülerdi muhtemelen ama Belenbaz bu ağacı kardeşi bellemişti. Onun yanındayken doğanın huzuruyla dolup içindeki sessizliği dinleyebiliyor, aradığı cevaplara çok daha kolay ulaşabiliyordu.

EFLÂTUN - BİR ŞAMAN ÖYKÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin