5

2K 77 29
                                    

uzun bir yolculuğun sonunda araba lüks bir malikanenin önünde durduğunda oturduğum yerde gergince kıpırdandım.

Camdan dışarı baktığımda gözlerimi her bir köşede koruma olan yerlerde gezdirip sıkıntılı bir nefes verdim.

o kadar dalmıştım ki bir anda kapının açılmasıyla irkildim.

"İn aşağı." Dedi Engin kapıyı açıp yana kayarken. her ne kadar istemesedem dediğini yapıp indim araçtan.

"Yürü." Dedi Engin bu seferde. Yine dediğini yapıp yürümeye başladım. Artık hep böyle mi olacaktı diye düşündüm içinden.

Ölesiye nefret ettiği baş düşmanının kuklası olmuştu resmen. Ama bu düzene izin vermeyecekti enin sonunda kurtulup uyanacaktı bu kabustan.

Sadece ihtiyaçı olan tek şey sabırdı.

"Engin bey hoşgeldiniz dilediğiniz gibi tüm çalışanlar sizi salonda bekliyor." Diye karşıladı bizi bir koruma ellerini önünde birleştirerek.

Engin korumayı başıyla onaylayıp bir adım arkasında olan oğuza bakıp elini tutarak yürümeye başladı.

Oğuz kendisini sürüklemesine izin verdi. İçeri girdiklerinde direkt salona girdiler.

Yaklaşık otuza yakın koruma sıra olmuş elleri önlerinde birleştirmiş başları eğik bir şekilde ayakta duruyorlardı.

Oğuz içinden bu kadar çalışan bu koca malikanede ne yapıyorlardı?

üstelik bu malikanede sadece Engin yaşıyordu yani aileside yoktu. diye düşüncelere kapılırken sonrasından içinden küfürler etti sanane isterse yerin yedi kat dibinde yaşasın sanane.

"Evet sizi niye burada toplattım diye düşünüyorsünüz." Diye söze girdi Engin bir komutan edasiyle ileri geri yürürken.

Şuan kendimi askeryede hissediyordum.

"bu Oğuz zaten tanıyorsunuz." Diyerek eliyle beni gösterdi. Tüm gözler üzerimdeydi şuan alışık olduğum bir durumdu bu ama şuan tedirgin olmuştum yerimde sıkıntılı bir şekilde kıpırdandım.

"Biz Oğuz'la evlendik. Bundan sonra bu evde yaşayacak." Dediğinde herkes şokla birbirine bakmaya başlamıştı. Gözleriyle konuşuyorlardı sanki. Biliyorlardı bizim düşmanlığımızı şaşırmışlardı. Haklı olarak.

"Sizinle aynı mevkide." Dediğinde hızla başımı kaldırıp engine baktığımda onunda bakışları bana döndü.

ne demek aynı mevkide?

Beni bu evin hizmetçisi mi yapacaktı?

Bu kadarı çok fazlaydı bir uyuşturucu ticareti yaptığım için girdiğim hallere bak. Komikti.

"Sen bir baksana bana." Dedim üzerine doğru yürürken. Tam karşısında durduğumda kaşları gerildi gözlerini tüm yüzümde dolaştırıp bizi dört gözle izleyen çalışanlara dönüp.

"Dağılın." Dediğinde herkes hızla terk etmişti salonu. bakışları tekrar bana döndüğünde.

"Ne demek aynı mevki ne ima ettin sen az önce." Dedim düşündüğüm şeyin ağzından çıkmamasını beklerken ama tamda düşündüğüm gibiydi.

"Dediğim şeyi çok güzel anladın sevgilim. Aynı mevki aynı konum yani sende onlar gibi bu malikanenin hizmetçisisin." Dedi kendinden emin bir şekilde.

Dudaklarım alayla kıvrıldığında bakışları dudaklarıma kaydı. Sırıttı.

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun sence ben böyle bir şeyi kabul eder miyim orospu çocuğ- ımhh." Dememe izin vermeden dudaklarıma yapılmasıyla neye uğradığımı şaşırdım.

İTAATKAR bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin