"Beni aramana şaşırdım." Dedi devran yan gözle bana bakıp önüne dönerken.
"Niye şaşırdın." Dedim kaşlarımı çatarken.
"ne bileyim beni daha tanımıyorsun bile bana bu kadar çabuk güvenip iş birlikçin yapman şaşırttı ama hoşuma da gitti." Dedi sesinde ki keyifli tonla.
"Tch yanılıyorsun." Dedim kollarımı göğsümde birleştirirken.
"Ne konuda." Dedi anlamayarak.
"Seni tanımadığım konusunda. Ben tanımadığım biriyle iş birliği yapmam." Dedim koltukta yan dönüp bedenini süzerken.
"Beni tanıyorsun yani." Dedi yerine iyice yaslanırken.
"Hıhım." Dediğimde bana döndü. "Beni tanıtır mısın." Dediğinde dudaklarımda bir sırıtma oluştu. Neyini zorluyordu tanıyordum.
"Uzun zamandır İstanbul'da yaşıyorsun. annenle baban yurt dışında. Baban seni işler için buraya yollasada sen kendi isteğinle gelmiş babanın işlerini devralmak istemesende sırf yurt dışında değilde burda kalmak için işlerinin başına geçtin. Annen senin eşcinsel olmanı kabullenmeyip seni bir kızla evlenmeye zorlamasına maruz kalmamak içinde tabi." Diye eklediğimde kahkaha atmaya başladı.
"Beni tanımaktan kastın ailemin benimle nasıl olduğu mu." Dedi alaylı sesiyle.
"Benimle aynı üniversitede okumuş bana aşık olan birisinde tabi." Dedim çok normal bir şeyi söylermiş gibi. Yüzünde ki alaylı gülüş an be an silinmeye başladı. Yutkunarak sıkmaya başladı elinde ki direksiyonu.
"Beni araştırırken çok derine inmişsin anlaşılan." Dedi dudaklarını dişlerken.
"Bildiğim bir şeyi araştırmaya gerek duymadım." Dediğimde bana döndü yavaşça. Bir şeyi anlamaya çalışır gibi tüm yüzümü süzerken Korna sesinin gelmesiyle hızla önüne döndü.
"Bildiğin şeyleri çok iyi saklıyormuşsun da demek ki." Dediğinde dudaklarım kıvrıldı.
"Boynuna atlamamı mı bekliyordun? Beyaz atlı prensim geldi diye." Diye alayla konuştuğumda o da gülmeye başladı.
"Yani fena olmazdı." Dedi ağzının içinden ama duymuştum. "eee ne yapıyoruz şimdi."
"İlk işimiz kardeşimi kurtarmak olucak ondan sonra kudretin icabına bakarız." Dedim derin bir nefes alırken.
"Engin." Dedi sorar gibi.
"Ne Engin." Dedim kaşlarımı çatarak.
"Engine ne yapacaksın?"
"Ona bir şey yapmama gerek kalmadı artık ona yapacağım en büyük kötülüğü çoktan yaptım zaten." Dedim aklıma son bakışları gelirken.
Üzülmüyordum çünkü hakediyordu. Peki neydi içimi sıkıp darlayan sıcaklık? Neden boğulucakmışım gibi hissediyordum?
ne yapıyordur acaba şuan nasıldır?
inanmış mıdır bana?
"Daldın." Duyduğum sesle düşüncelerimden sıyrılırken yan tarafımda ki bedene baktım.
"Ne kadar yolumuz var." Dedim boğazımda ki yumruğu yutarken.
"Yarım saat var uyu istersen biraz." Dediğinde başımı sallayıp gözlerimi kapattım. biraz dinlenmek iyi gelecekti.
Engin~
Bu hayatta bazı şeyleri değiştirme veya seçme imkanımız yoktu. Bir eşyayı kolaylıkla değiştirebilirdik alışveriş yaparken istediğimiz bir kıyafeti seçebilirdik ama babamızı seçemezdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTAATKAR bxb
Teen Fictionbirbirlerinden ölesiye nefret eden iki rakip iş adamı. Peki biri diğerinin bir sırrını öğrenirse ne olur?