"Baba." Dedi Engin karşısında ki bedene bakarak.
cumali bey ve cenk enginin hitabından sonra ayağa kalktığında oturduğum sandalyeye iyice yaslandım.
Bildiğim kadarıyla enginin babası kudret yurt dışındaydı bir daha dönmemek üzere gitmişti ama dönmüştü.
Tüm düzeni mahvederek ardında bir enkaz bırakarak gitmişti. Yalanlarla dolu bir enkaz.
Kudret bey bakışlarını enginden çekip cumali bey ve cenke döndüğünde yüzünde bir gülümseme oluştu.
"Siz enginin ortağı cumali bey olmalısınız." Dedi hem sert hem güler yüzüyle. Şeytan.
"Evet sizi görmek ne büyük şeref adınızı sıklıkla duymuştum." Diyerek öne atılarak elini uzattığında. Kudret bey uzatılan ele tiksintiyle bakıp yüzündeki gülümsemeyi hiç silmeden uzatılan eli tutup sıktı.
İnsanlara hep yüksekten bakıp kendini bir bok sanardı. Onun vazgeçilmezi olan bir iğrenç özelliği vardı. İki yüzlülük.
İnsanları sevmesede tiksinsede çıkarları için onlara güler yüzle bakıp iyi davranırdı arkalarından koyularını kazar köpek gibi kıskanırdı.
Ona göre tek kral oydu. Kendini tanrı bile sanıyor olabilir. İnsanları dolandırarak zenginliğine zenginlik katıyordu.
Bir sürü yerlere bağış yaparak iyi bir adam gibi gözüksede dünyanın en iğrenç ve kötü adamıydı. Adam bile değildi.
Zenginleştikçe karaktersizleşip gözü karardı. Zenginliğin bir duruşu bir karakterliği olurdu ama onda o yoktu.
Başkalarının mutsuzluğundan mutlu olurdu onları birbirine düşürürdü tıpkı ben ve engine yaptığı gibi..
Bu hayatta herkesin saklanması ortaya çıkmaması gereken bir sırrı vardı. Şuan bana nefretle bakan kudret beyinde en büyük sırrı bendeydi.
"öhm ee cumali bey sizin için sakınca yoksa geceyi bitirebilir miyiz babam uzun yoldan geldiği için dinlenmesi gerek." Dedi Engin mahçup bir şekilde cumali beye bakarak.
"Elbette biz gidelim artık tekrar hoşgeldiniz kudret bey." Dediğinde kudret başını ağır ağır salladı. Cumali bey cenke dönerek.
"Gidelim oğlum." Dediğinde Cenk itiraz ederek. "Ben burada kalıcam baba." Dediğinde elimde ki çatalı ağzıma götürerek.
"Niye kendi evin yok mu." Dediğimde tüm bakışlar bana dönmüştü.
"Var evim." Dedi cenk sinirle bana bakarak.
"Ee git o zaman." Dedim başımı sallayarak mimik yaparken.
"Oğuz." Enginin sert sesini duyduğumda bakışlarımı ona çevirdim. Bana uyarı dolu bakışlar atarken cumali beyin.
"Biz gidelim." Demesiyle bakışlarını benden çekerek onları yolcu etmeye gittiğinde koca salonda kudret şerefsiziyle tek başıma kalmak beni huzursuz etmişti.
"Ne işin var senin bu evde." Dedi kudret baskın sesiyle. Yaşlanmıştı ama hiç değişmemişti. Kötüler hiçbir zaman değişmezdi zaten.
"Hiç öyle takılıyorum buralarda senin ne işin var bu evde." Dedim dalga geçerek.
"Hadsizleşme. Oğlumun evine gelirken izin mi alacağım." Dediğinde gülerek ayağa kalkıp kendisine doğru adımladım.
"Aynen kayınpedercim oğlunun evine gelirken izin alacaksın." Dedim yapmacık bir ses tonuyla.
"Buna sen mi karar veriy-" diyecekken işaret parmağımı ağzıma götürerek durdurdum kendisini.
"Şhhh dua et izin al diyorum yoksa yakında arayacak bir oğlunda kalmaz bilirsin gerçek çok gizlenmez." Son cümlemle kaşları çatıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTAATKAR bxb
أدب المراهقينbirbirlerinden ölesiye nefret eden iki rakip iş adamı. Peki biri diğerinin bir sırrını öğrenirse ne olur?
