_17_F.F._

435 36 56
                                    


🎶One More Hour🎶

Max

"Ne?"

"Üzgünüm dostum. Christian bundan sana bahsetmeme izin vermedi. Hem sen artık Ferrari'de değil misin?"

"Ah Carlos! Bu planımın bir parçasıydı."

Sağ elimle çenemi kaşıyıp Charles'a baktım. O da benim kadar düşünceli görünüyordu. Carlos'un bir suçu olmadığını bildiğimden ona da kızamıyordum.

"Peki kaç yıllık kontrat imzaladın?"

"Şimdilik 1."

"Peki, 1 yıl o kadar fena değil. Ne yapalım biliyor musun Carlos, ikimiz de bu yıl en iyi halimizle yarışalım ve Horner beni Vasseur de seni takıma geri istesin."

"Yani bir yıl yarışıp eski pozisyonumuza geri mi dönelim?"

"Aynen öyle."

"Bunu biraz düşüneceğim. Artık kendim için iyi olanı yapmak istiyorum ve kusura bakma ama Redbull'da daha iyi iş çıkarırsam Ferrari'ye dönmem. Zaten beni geri isteyecek gibi de durmuyorlar. Yine de düşüneceğim."

Tam biz olayı çözmüşken arkadan Charles'ın şaşkın sesi geldi.

"Ne yani? Şimdi biz Max'le takım arkadaşı mı olacağız?"

O diyene kadar fark etmediğim bu detay gülümsememe sebep olmuştu. Carlos yerine birini almadıkları aşikardı ve Charles ile birlikte yarışacaktım. Daha iyi ne olabilirdi ki?

"Çok şanlısın Charles. Sevgilinle partner olmak... Gerçekten üst seviye bir talih."

"Talih mi? Bu beni takımda çiğ çiğ yer. Aa! Birinci pilot da Max olur. Ben şampiyonluk fikrini kafamdan atayım."

"Aşk olsun Charlie, ben sana kıyar mıyım hiç?"

"Evet, kıyarsın."

"Kıyarsın Max."

"Bana da kıyarsın gibi geldi."

Hep bir ağızdan konuşmalarıyla gülmeye başladık. Evet, padokta biraz gaddar olabilirdim ama onlar Charles'ın yumuşak karnım olduğunu bilmiyordu. Ne kadar o farkında olmasa da kariyerimden daha öndeydi.

"Herneyse biz kaçalım artık. Değil mi Lando."

Hafiften sarhoş olan Lando şirince sırıtıp Carlos'un koluna yapıştı. Carlos iki eliyle destekleyip onu çıkarırken hala çocuksu bir tavırla el sallamaya çalışıyordu. Charles ile başbaşa kaldığımızda Charles bana kaş göz yapmaya başladı.

"Ne oldu?"

"Sence de halletmemiz gereken bir iş yok mu?"

"Haa müstehcen şeylerden bahsediyorsun."

İşaret parmağıyla alnımı ittirip homurdandı. "Bulaşıkları yıkayalım diyecektim ama görüyorum ki senin aklın beş karış havada."

"Güzelim o nasıl bulaşık işareti ya? Bildiğin 'beni yatağa at' demekti."

Charles bana daha önce görmediğim bir sinirle bakıp çenesiyle mutfağı işaret edince el mahkum göt gardiyan emrini yerine getirdim.

Sadece makineye dizmem gerekse de dağ gibi tabaklar yüzünden belim bükülmüştü resmen. O sırada Charles Bey de tezgaha yaslanmış şarabını içiyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 25 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tu sei il mio Destino | Lestappen | b×b | +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin