13. Bölüm

68 6 49
                                    

Önerilen şarkı: Super Junior-Opera


Başıma saplanan ağrıyla uyandım. Gözlerimi zorlayarak açtığımda hastane odası gibi bir yerdeydim. Ne oluyordu ya en son ben kaçırılmıyor muydum? Etrafı dikkatli incelediğimde tıbbi eşyaların haricinde burasının normal bir oda olduğunu anladım. Leeteuk neredeydi, hani beni yalnız bırakmayacaktı? Ayağa kalkıp nerede olduğumu ve buradan nasıl kurtulacağımı bulmak istesem de acıyan yaralarım bunun imkansız olduğunu bana hatırlattı. Ben kafamda bin bir türlü şey kurarken birden kapı açıldı ve içeri tanımadığım iki genç girdi.

- Hyung çocuk uyanmış. dedi. Çocuk mu kendisi benden daha küçük duruyordu ayrıca benim nerem çocuk ya hem bunlarda kim?

- Siz kimsiniz, ben neredeyim, o-o adamın adamları mısınız?

- Sakin ol dostum. dedi uzun boylu olan ve yanıma yaklaşmaya başladı. Hayır hayır

- Gelme yanıma uzak dur, uzak durun benden dokunmayın bana artık çok yoruldum ben lütfen bırakın beni gideyim. Bakın güvenmeyin o adama siz de gençsiniz yapmayın bunu bana lütfen dedim. 

Karşımdaki iki genç bana şaşkın gözlerle bakarken ben kendimi kaybetmiştim. Bana dokunmayın diye bağırıp duruyordum. Dokunmasınlar bana ben- ben istemiyordum. O şerefsizin saçlarıma dokunuşu aklıma gelince saçlarımı çekmeye başladım. Nefret ediyordum saçlarımdan, nefret ediyordum onun dokunduğu her yerimden. 

Karşımdaki gençlerden kısa boylu olanının odadan çıktığını diğerininse bana bir şeyler diyerek yaklaştığını fark edince ayağa kalkmaya çalıştım. Tam başarılı olmuştum ki karnıma saplanan acıyla kendimi yerde buldum. Yere düşmenin de etkisiyle nefesim kesilirken öksürmeye başladım. Ağzıma garip bir tat gelince öksürüğümü tutmak için elimi ağzıma kapadım. Elimi çektiğimde gördüğüm kırmızılık korkmama sebep oldu. Neden öksürürken ağzımdan kan geliyordu bıçak karnımı değil de ciğerlerimi mi delmişti yoksa? Bunca düşünce içinde nefes alamadığım için bilincim gitmek üzereyken tutulan oksijen maskesiyle tekrar nefes almaya başladım. 

Kapadığım gözlerimi geri açınca karşımda tanımadığım başka bir adam buldum. Bana bir şeyler diyordu ama ne dediğini anlamıyordum. Eli kafama gidince kafamı geri çektim. Zorla da olsa çıkardığım sesimle 

 -Bana dokunma dedim. Karşımdaki adamın gözleri dolunca ona anlamsız bakışlarımdan göndermeye başladım. Adam oksijen maskesini işaret edince yavaşça taktım kafama. 

- Donghae yatağa çıkman lazım sana yardımcı olmama izin ver tamam mı bizler kötü adamlar değiliz, biz senin aileniz tamam mı? dedi. 

Aile mi nasıl ya ne oluyordu, madem ailemdiler kardeşler neredeydi? Leeteuk a beni bırakma korkuyorum dememe rağmen o neredeydi? Neler dönüyordu burada? Bana yaklaşmaya çalıştığını fark edince kendimi çektim. Canım çok yansa da ayağa kalkmayı başardım ve kendimi yatağa bıraktım. Acıdan dolan gözlerimi sımsıkı kapatırken bir yandan da nefesimi toplamaya çalıştım. Adımın seslenilmesiyle gözlerimi açarken.

-Donghae dikişin açılmış tekrar dikmem gerekiyor sana dokunmam lazım tamam mı?

Kafamı salladım. Oksijen maskesini çıkarıp

- Hayır. Bana burada ne döndüğünü anlatmadığınız sürece hiç bir şey yapamazsınız? Siz kimsiniz son kez soruyorum dedim.

- Bunu açıklayamam, beklemem söylendi ama dikişini düzeltmezsem mikrop kapabilir zaten şu an bağışıklık sistemin kötü durumda dedi gözleri hüzünle dolmuş gibiydi. Bu his niye bu kadar tanıdık geliyordu. 

Kod adı: ailem (SJ) (Erkek Versiyon) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin