8. BÖLÜM: DEPREM

9.2K 721 765
                                    


Instagram: gulsenkilicaslanofficial

Merhaba BDSM tutkunları; ❤️‍🔥❤️‍🔥❤️‍🔥
Vahşet-ül dehşet bir bölümle karşınızdayım.🔥 🔥🔥
5000 küsür kelimeden oluşuyor bu bölüm ve sabaha dek uyumadan yazdım.

Siz kitabı okurken nasıl keyif alıyorsanız, ben de yorumları okurken aynı keyfi yaşıyorum.

Bölüm bomba 💣 zaten. YIKIN BURAYI YORUMLARINIZLA. 😁😄

Keyifli okumalar diliyorum. 😘

  

Diren

Ne zaman annemin sözünü dinlemesem hep başıma kötü bir iş gelirdi. Bu da onlardan biriydi işte. Annem, geçen sene Evrim'le evlen dediğinde itiraz etmek yerine, evet, demiş olsaydım şimdi bu acıyı yaşıyor olmayacaktım. Evrim'le nişanlı olurduk herhalde ve arabamın içinde oturmuş, az önce izlediğim şeyi görmek zorunda kalmazdım asla.

Yok kucağıma düşmüş, yok manipüle edecekmişim, ipleri elime alacakmışım da... Hayatımın hiçbir anında, böyle çaresiz, göğsümden kalbim sökülüyormuş gibi bir dehşet içinde ve bir daha hiç mutlu olamayacakmışım gibi umutsuz hissetmemiştim. Orada, az ilerde, Evrim'i o sümsük orangutanla öpüşürken görmek dilimi zımpara kağıdı gibi kurutmuştu.

Ben bir aptaldım! Malın önde gideni, kendini akıllı sanan bir andavaldım! Koreli piçlerin olayından sonra vakit kaybetmeden efendi gibi ondan hoşlandığımı söylemem gerekirdi. Başta aşırı özgüvenden kendimden ödün vermeyip, onun bana yaklaşmasını beklemiştim. Cevdet ortaya çıkınca da bir atak yapmak yerine tam bir gavat gibi davranmıştım. Evet, evet! Ben bir ALAGAVAT'ım!

Cevdet'i eve ilk getirdiğinde, o çirkin sümsüğü rakip olarak bile görmemiştim. Kaldı ki sadece iş konuşmuşlardı. İzleyen süreçte sık sık vakit geçirdiklerinde de Evrim'in o çirkin orangutana bakmayacağına güvenmiştim. Gavatlık serüvenim burda başlamış ve Evrim'i elimden kaçırmadan önce müdahale etmek yerine, onu bu herifle olan buluşmalarından sonra şöförü gibi almaya gitmiştim.

Bana Cevdet'i sorduğunda, ona olan ilgimi anlamasından korktuğum için doğruyu söyleyip, iyi çocuk, demiştim. Neden? Çünkü ben bir alagavatım! Ödlek, korkak bir puştum! Aşık olmaya başladığımı anladığım an, adım atmaktan çekinmiştim. Terk ettiğim de terk edildiğim de hatta aldatıldığım bile olmuştu. Herhangi birine değil üzülmek, umursadığımı bile hatırlamıyorum.

Hayatın çok boktan bir espri anlayışı vardı. Tam bir yıl önce bugün, annemle babama, Evrim için neler demiştim. Günü çok net hatırlıyorum çünkü yine 15 Temmuz resmi tatiliydi. Kırk tane şeyim olsa birini ona sürmem, dediğim için annemin bana tokat attığını hatırlıyorum. Canım anam, ellerin yeşillensin. Keşke ya evlenirsin ya da analık hakkımı helal etmiyorum, deseydin de el mahkum evlenmek zorunda kalsaydım. Çünkü senin beyinsiz oğlun neyi istediğini bilmiyor.

Evre evre, bariz olan gerçeği kabul edebilmiştim. İlk evre inkardı. Evrim'e hiçbir şey hissetmediğime kendimi inandırmaya çalışmıştım. İkinci aşama ondan sadece fiziksel olarak etkilendiğime kendimi inandırdığım evre olmuştu. Üçüncü evrede ise kişiliğinden, konuşmasından, gülüşünden, mimiklerinden ve zekasından hoşlandığımı kabul ettiğim andı. Dördüncü evrede de Evrim'i, bu -bir çakmak çaksam iki gün yanmaya devam edecek olan- kıllı orangutandan kıskandığımı kabul edebilmiştim. Ve sonunda ona köpek gibi aşık olduğumu anladığım o evredeydim.

Özgüvenini öyle çok kırdım ki bir orangutana kendini layık gördü. Her şey için geç kalmıştım... Onunla mutluydu. Bir dakika ya, benimle daha mutlu olurdu! Gerçekten öyle miydi? Evet, ben ona, bu kıllı primattan çok daha fazlasını verebilirim. Hiçbir şey için geç değildi. Şeftalisi balım, şu saatten sonra yaptığım her kötülük seni geri alabilmek için. Telefonumu çıkarıp Fulya'ya mesaj attım. "Yarın salona gelir misin? Sana harika bir iş teklifim var."

DAHA FAZLA SEN...|+18 (kitap adı değişti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin