10. BÖLÜM: ÇIKMA TEKLİFİ

7.2K 714 479
                                    

Instagram: gulsenkilicaslanofficial
Merhaba herkese yine 500 vote ve bol bol yorum bekliyorum sizden. Özellikle bölüm içi satırlara yaptığınız yorumlar için çok çok teşekkür ederim. ❤️❤️❤️

Hikayeyi başkalarına önerip sayımızı artıran herkesi kocamaaaaan öpüyorum 😘😘😘😘

Lütfen sizler de bir arkadaşınıza "Bir Dombiliyi Sevebilir Misin?" adlı bu hikayeyi önermeyi unutmayınız. 🥰😘🙏🏻❤️

Hepinizi çok seviyorum, keyifli okumalar dilerim. ❤️❤️❤️



Diren

Yatakta yatmış tavana bakarken gözyaşlarım şakaklarıma doğru akıyordu. Evet, ağlıyordum. En son anneannemin cenazesinde ağlamıştım sanırım. Kaç yıl olmuştu? Beş sene mi? Niye ağlıyorum ki? Gururum nerde benim? O herifi hâlâ seviyor... Unutamamış... Ne bekliyordum ki? Ben şeytanlıkla aralarına girince bir anda adamın gönlünden silinip gitmesini mi? Evdeki hesabı çarşıya uyduramamıştım işte.

Aşk acısı dedikleri böyle bir şey miydi? Çok boktan bir his; sanki bir daha o yokken hiç mutlu olamayacakmışım gibi geliyor. Ya da bir daha asla gerçekten mutlu olamayacaktım. Evrim'i banyoda o herif için ağlarken duymuştum. Şimdiyse ben, Evrim için ağlıyordum; ilk aşkının yasını tutan bir ergen gibi... Ben ergenken de hiç kimseye, uğruna göz yaşı dökecek kadar, bağlanmamıştım ki.

Ne oluyordu bana? Soğuk davranıp bir adım geri çekilen Diren'e ne oldu? Yok oldu çünkü başa bela gülüşü usulca gönlüme sokulmuştu. Bıcır bıcır bilmiş konuşması benim gibi sıradan bir adamın aklını almıştı. Her derde deva gözlerinin bir bakışıyla kanıma girmişti. Onsuz geçen her ana düşman; akreple yelkovandan nefret eder olmuştum. Olan olmuştu işte... Bir ümit verse ömür boyu kölesi olur beklerdim. Beni tarumar eden bana o ufacık ümit kırıntısını bile atmamış olması...

Odasına gidip ağlayarak yalvarmak istiyordum. Beni şu an kendi yatağımda tutan tek şey; reddedilme korkusuydu. Tüm ümitlerimi kaybetmeye ya da bana tüm kapıları kapatmış olduğunu öğrenmeye hazır değildim. Sabrın sonu selamettir deyip o herifi unutması beklemeliydim. Bir gün onun da beni sevebileceği umuduna tutunmalıydım. Yoksa kafayı yemem an meselesiydi.

Ertesi gün erkenden işe gittiğimde spor salonunun tuvalet ve banyolarını yıkayıp yerleri silmeye başladım. Han beni görünce kaşlarını kaldırdı. "Günaydın. Temizlik görevlisi abla işi mi bıraktı?"

"Günaydın. Yok ya kafamı dağıtmak için siliyorum yerleri."

"Sen iyi misin?"

"..."

"Değilsin. Gel biz ofiste kahvaltı yapalım."

"Burayı bitireyim..."

"Abla on dakikaya gelir zaten, o bitirir. Sen ver bakalım şu sopayı bir bana."

Paspas sopasını elimden alıp beni kolumdan çekip ofise getirdi. Tost yapıp çayla getirdi ve karşıma oturup kendi tostundan büyük bir ısırık aldı. "Mükemmel olmuş. Yesene."

"Eline sağlık ama iştahım yok."

"Neyin var la? Aşık mı oldun?"

"O kadar mı belli oluyor?"

"Kim?"

"Söylesem de inanmazsın."

"Evrim, değil mi?"

"Vay be, sen bile anladın da bir o anlamadı desene. Nasıl anladın peki?"

"Terasta oturduğumuz akşam, o konuşurken bakışlarından anladım. Kızın ağzından çıkan her kelimeyi duymuyor, yutuyordun sanki. En boş muhabbeti bile senin için önemliydi."

DAHA FAZLA SEN...|+18 (kitap adı değişti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin