SINIFIN DIŞINDAKİLER

Lüni

 Uraz'ın bakışları çok keskindi. Tüm arkadaşları ile kapı önünde oturmuş sessizce duruyorlardı. Saatlerce oturdular. Güneşin keskin kızıllığı yavaş yavaş yükseliyor, şehri aydınlatıyordu. Öğrenciler tek tek evden çıkıp okula doğru yol almaya başladıklarında Uraz ayağa kalkıp ellerini sarı hırkasının ceplerine koyarak arkadaşlarına döndü.

"Haydi üstümüzü değiştirip cebimizdeki paraları birleştirerek kahvaltı etmeye gidelim."

"O zaman hamburger yiyelim. Of yanına da patates ve kola" diyerek dili ile dudaklarını ıslattı Alkın.

"Oğlum sabah sabah ne kolası ne hamburgeri be!" diyerek arkadaşının ensesine vurdu Alin.

"Ama orada bir kız var efsane güzelliğe sahip." diyerek itiraf etti Alkın.

"Vay sen bizim pikachu'ya bak! Çapkın seni!" yanıtını verdi yanlarına çömelen Uraz.

"O değil de dostum pikachu ne oluyor" diyerek saf saf baktı Gırgır Ender.

Uraz elini Ender'in omzuna atıp anlatmaya başladı.

"Şimdi bu bir çizgi film karakteri. Ash ketchum'in ilk pokemonu. Bir şeyler olduğunda kabarıyor elektrik çarpıyor falan. Anladınız siz işte"

Alkın, kıpkırmızı olmuştu. Daha önce dostunu çok sevdiğinden ona aşık olduğunu düşünmüştü. Ama şu an ki hisleri bambaşkaydı. Kızı görünce ayakları yerden kesiliyor ve oldukça sakar biri haline geliyordu. Adım attığı toprağa adeta hayat veriyordu.

"Benimde iştahım açıldı. Acayip hamburger yeme isteği doğdu." dedi göz kırparak arkadaşını mutlu etmek isteyen Gırgır Ender.

Alin, bol yırtık kot pantolon üzerine mavi bol tişört giydi. Alkın, dar siyah pantolon ve önü pantolonun içine sıkıştırılmış beyaz tişört giydi. Saçlarının önü uzamasına rağmen onu gayet yakışıklı gösteriyordu. Gırgır Ender ise sade kot pantolon kot ceket giydi. Uraz dar kot pantolon üzerine dar siyah üst giymişti. Saçları taralı gülümsemesi ise can yakıcıydı. Hepsi uyumamalarına rağmen oldukça enerji doluydular. Dört arkadaş kol kola girerek Gırgır Ender'in yürümesine ayak uydurarak sokaktan çıkıp okula yakın mavi sandalyeli beyaz duvarlı tek katlı dükkâna girdiler. Masalar biraz eski dursa da duvarda elle çizilmiş resimler mekâna tatlı bir hava katmıştı. Her masada akşamları yakmak için gaz lambaları vardı. Kahverengi rafta da geçmiş dönem romanları vardı. Ayrıca yer çizgi film karakterlerinin resimleri ile doluydu. Uraz koşarak bulduğu resmin üzerine oturup arkadaşlarına el salladı.

"Bakın burada kimin resmi var?" şakayla karışık konuşan Uraz Alkın'ı kızdırmaya çalışıyordu.

Alkın kafasını sallayıp cam kenarı olan masaya oturdu. Uraz yerden kalkıp onun yanına oturdu.

"Demek ki kızda senden etkileniyor. Baksana mekânda senin resmini yani yere pikachu çizmiş."

Alkın, hariç diğerleri gülüyordu. Az sonra elinde menü ile yanlarına bahsedilen kız geldi. Siyah kısa saçları, ela gözleri vardı. Kıpkırmızı dudakları oldukça güzel görünüyordu. Balık etli orta boyluydu. Beyaz tenli olduğu içinde siyah göz makyajı onu daha da dikkat çekici yapıyordu.

"Hoş geldiniz." dedi yumuşak sesiyle.

"Hoşbu..." diye cevap verecekti ki heyecandan önündeki bardağa eli çarpan Alkın suyu kendi üzerine dökünce kahkaha atıldı.

Kızda tebessüm ederek ona baktı.

"Hiç uzatmaya gerek yok. Hepimize hamburger kola. A bide Alkın kardeşimin sevdiği sizin yaptığınız enfes patates." dedi hemen toparlamaya çalışan Uraz.