gizemli kişi

43 4 16
                                    


Uraz, onu yanına alarak yemekhaneye gitti. Masaya oturduklarında tepsilerinde iki dilim kıymalı börek, yoğurt çorbası, kızarmış bir parça but ve bolca elma vardı. Tatlı olarak  şekerlemelerle süslü bol çilekli rengarenk pastalar donatılmıştı. Öğretmenlerde masalarına geçince Uraz söz hakkı isteyip ayağa kalkarak Verü öğretmenin önüne geçti.

"Yarışmada yer almak istemiyorum. Aramızda çok hızlı olan arkadaşımız Alkın varken boşa yarışıp kaybetmek istemiyorum." diyerek yemeğini yemek için başıyla herkesi selamlayarak geri yerine geçip sandalyesini çekerek oturdu.

Ardından ayağa kalkan Penan öğretmen, artık Pamir'in müdür olmadığını, istifa ettiğini söyleyerek, gençlerinde okulun yatakhanesinde kalacaklarını söyleyerek yemek masasına oturup salatasındaki ton balığını iştahla yedi. Uraz bu sefer gerçekten mutluydu. Neşe içinde gülücükler saçıyordu. Hem Pamir'in olmayışı hem de artık yatacak rahat bir yerlerinin oluşu gönlünü ferahlatmıştı. Alkın, yakalarını büyük bir beladan kurtardıklarını düşünüyordu. Yüreklerinde tomurcuklar açıyordu. gençlerin bu kötü insanın gidişiyle olmayacak hayalleri kalmamış gibiydi. Birbirleriyle kardeş olma kararı alan gençlerin mutluluğuna diyecek yoktu. 

Gece erkekler odalarında tam dört kişiydiler. Uraz, Alkın, Gırgır Ender ve Sadin... Yumuşacık yataklara kavuşunca, yatağa hızlıca girip ilk uyanan Gırgır Ender olmuştu. Odalarında küçük yeşil işlemesiz bir halı vardı. Pencereler büyük ve perdesizdi. Yataklar iki katlı olup, oldukça rahatlardı. Özel Dünya Koleji gittikçe güzelleşiyordu. 

Dostluk olduktan sonra, düşmanlık, kin, kavgada neydi? Hatasızdı bu gençler. Değerleri bilinmeden terk edilen cesur gençlerdi. 

Uraz yatağından doğruldu.

"Yetimhanedeki anılarım geldi aklıma arkadaşlar. Bekçimiz oldukça yaşlıydı ve hep uyuklardı. On beş yaşına gelince ailemi aramak için oradan kaçtım fakat zaten orası da dolu olduğundan kaçışım canlarına minnet olmuştu. Ailemi günlerce didik didik aradım ancak hiçbir yerde izlerine rastlayamadım." diyerek anlattı.

Arkadaşları kendi yataklarından kalkıp onun yatağına oturarak kol kola girip arkalarına yaslandılar. Sadin, kahverengi ince çarşafını üzerinden atıp üst yataktan çıkarak onların yanına indi. Alkın, yana kayarak ona da yer açtı. Odanın oldukça büyük kapısı açılıp, içeriye Penan öğretmen girdi. Uzun dar elbise içinde oldukça ciddi duruyordu. Elinde farklı renklerde pijamalar vardı. Gençlere uzatıp onlarla uyumalarını istedi ve çıktı. Uraz mavi, Alkın gri, Gırgır Ender'de sarı pijama giydiler. Derin sohbetlerinin ardından biraz uyuyup Sabah yedide yemekhanede hazır oldular. Kahvaltılarını hızla yapıp heyecanla Verü öğretmenin yanına koştular. Bugün yarış günüydü bu yüzden oldukça heyecanlıydılar.

 Alin siyah bir tayt giyip üzerine de uzun beyaz tişört giymişti. Spor ayakkabısı gıcır gıcırdı. Penan öğretmen onlara oldukça fazla kıyafet almıştı. Öğretmenler arasında en ciddi ama en merhametli olan oydu. Yarışma günü öğrencilerin tanıdığı herkes koleje girebilirdi. Gençlere destek içinde gelen tek kişi Batur olacaktı. Karın ortasında ince giyinen beş erkek beş kız öğrenci yarışırken ısınacaklarını düşünmüşlerdi. Yarışı kazanan hem okuluna kupa kazandıracaktı hem de sınavsız üniversiteye girmeye hak kazanacaklardı.

(***)

Klave, büyük salonda beyaz koltuğunda oturmuş şömine yanında sıcak bir kahve içiyordu. Bu sefer her yeri halı ile döşemişti. Yanan odunların çatırdama sesleri onun kulağına melodi gibi geliyor, içi hoş oluyordu.

SINIFIN DIŞINDAKİLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin