Üzerim de ki siyah mini elbisemi düzelttikten sonra eksik var mı diye masaya baktım. Herşey tamdı, Miran hariç. O da yoldaydı.
Bu akşam ona duygularımı açıklayacağım. Dümdüz bir şekilde açıklamak istemediğim için de yemek hazırlamıştım. Hem romantik olurdu.
Yemeğin altını söndürüp tabaklara koydum. İnşAllah üzerime dökmeden içeriye götürürdüm.
Kapıdan ses geldiğinde gözlerimi kapıya çevirdim. Umarım gelen kişi Miran'dır.
İçeriye yabancı biri girmişti. "kime baktınız?"dediğim de adam belinden silahını çıkarıp bana doğru kaldırmıştı.
"Sana baktık gelin hanım."
Adama çaktırmadan masada ki bıçaklardan bir tanesi avuç içine sakladım. "Derhal gidin buradan."dediğimde adam dilini damağına vurup çık yapmıştı.
"Seni almadan bir yere gitmiyoruz."
"Hiç bir yere gelmiyorum."diyerek yavaş yavaş arkaya doğru yürüdüm. Mutfağa saklanabilirdim.
"İster seve seve, ister zorla gelin hanım."diyerek koluma yapışınca elimde ki bıçağı adamın koluna saplamıştım.
Adam acı ile beni yere ittirince, dengemi kaybedip düşmüştüm.
Dişlerinin arasından "Kaltak!"demişti."Sensin kaltak! Şerefsiz!"dedim ve yerden kalktım.
Ama kalktığım gibi adam saçlarıma yapışmıştı. "Yürü lan! Yoksa ölünü çıkartırım buradan!"diyerek tekrar koluma yapışmıştı.
Gözümden bir damla yaş akınca kendimi sıktım. Ağlamayacaktım. Miran gelip beni kurtaracaktı.
Konağın kapısından çıktığımızda yerde yatan korumalara baktım. Hepsi yerde baygın yatıyordu...
Arabanın kapısı açıldığında adam beni içeriye tepmişti resmen.
"Bırak beni."
"Kes sesini."diyerek cebinden telefonunu çıkarmıştı.
Birşeyler yaptıktan sonra tekrar cebine koymuştu.
"Miran sağ bırakmaz sizi."
"Hadi gelin hanım çok konuşma. Kapa çeneni, yoksa ben kapatırım."dediğinde iğrenerek adama baktım.
"Hiç bir bok yapamazsın."dedim kafamı kaldırıp.
Adam pamuk çıkardı ve birşeyler damlattıktan sonra "Kaşınıyorsun."diyerek elini kafamın arkasına attı diğer eliyle de yüzüme doğru geldiğin de ellerimi cama vurdum.
İlla biri görürdü, duyardı.
Adam kollarımı tek eli ile sıkı sıkı tuttuktan sonra elinde ki pamuğu yüzüme yaklaştırdı "Boşuna debelenme."dediğinden sonrası yoktu.
Karanlık...
******************
Sırtımda ki ağrı ile uyandığımda her yer karanlıktı. Tahta sandaleye de bağlıydım. Ellerim bile oynamıyordu. Allahın belaları.
"İmdat!"diye bağırdım belki biri sesimi duyar yardım eder diye.
Kapı açılınca, ışıktan dolayı gözlerimi kapattım.